Emeğin, işçilerin onurlu bayramı 1 Mayıs, sıradan bir bayram değildir.
Haksızlık, eşitsizlik, adaletsizliklerin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı kurmak için, tüm dünya emekçilerinin verdiği yüzyıllık direniş ruhudur.
Başta DİSK olmak üzere, bir çok sendika, STK ve muhalifin, halkla birlikte ortaklaşamadığı alan, meydan tartışmasına indirgenemeyecek kadar da önemlidir..
Görünen o ki, alanlarda birlik ruhu yerine birbirimizi yalnızlaştıracağız..
Yalnızlık demişken tüm bu sığ tartışmalardan uzak; korktuğumuz, görmezden geldiğimiz, unuttuğumuz çocuklar geldi aklıma..
Hani sur diplerinde yatan, açlıkla, soğukla boğuşan, yaşama tutunmaya çalışan..
Hani, yaşam savaşı veren, geçim sıkıntısıyla her geçen gün korku içinde, hayatta kalma mücadelesi vererek, sokakta yaşayan..
Hani, düşte ölmenin, ağlamanın ne olduğunu biliyor olmalarına rağmen, yine de düş kurmak hoşlarına giden ve sokaklardan kurtulabilme düş’üne tutunan..
Hani, hayatları sönerken engelleyemediğimiz çocuklar geldi aklıma..
İşte o çocuklar da; düşleri, umutları, dirençleriyle 1 Mayıs’ta, alanlarda olacaklar..
Üstelik birbiriyle ayrışmaktan, birleşmeyi beceremeyen yetişkinlere, var güçleriyle destek olacaklar..
Kendimizin değil, bu çocukların hayallerinin peşinden koşalım ki, görebilelim onları.
Çünkü bir çocuğu hayallerinden tanırsın..
Hayalleri bilinen çocuklar, görünür de olurlar.
Belki bu sefer engelleyebiliriz, yitip giden bu hayatları..
Bu sene alanlar; emek, eşitlik, özgürlük, adalet talepleri kadar, bir de sokakta yaşayan çocuklar için, “hakça” yaşamı haykırsın..
1 Mayıs kutlu olsun!