Mutsuzluk deyip geçmeyin.

İnsanları temel ihtiyaçları ile meşgul edersen, kaybettikleri özgürlüğü unuturlar. Der, Jose Saramago

Özgürlüğü olmayanın mutluluğu da olmuyor işte..

Baskı, korku, hukuksuzluğu tüm halkın kabulüne soktular ve her şeyin merkezine kendilerini koydular.. 

Yaratılan atmosferde artık kimse kendini güvende hissetmiyor.

İnsanlar çaresiz, yenilmekten, yenilmişlik duygusuyla boğuşmaktan yorgun.

Üstelik; muhafazakar, laik,  cumhuriyetçi, sağdan ya da soldan, ırk ya da kimlik fark etmeksizin herkes, umutsuz..

Ağız içimize kadar yerleşen o tükenmişlik, yüreğimizin üstüne çöreklenen bıkkınlık, hepsinin nedeni yaratılan korku iklimi..

Ve “Yok artık” dediğimiz her şeyin olduğu, boğazımıza kadar battığımız yoksulluğun yarattığı rezillikle,  yüzü gülen insan da kalmadı.

Bir mutsuzluk pandemisi yaşanıyor. Yediden yetmişe herkesi sarıyor.

İnsan tam da böyle zamanlarda oturup düşünüyor, bir halkı değiştiren fırtınaları..

Sonra fark ediliyor ki, bugüne gelinen yolda, aslında her şey ortadaydı.

Edgar Alan Poe’nun; Zarfı orta yerde duran, kayıp mektubu gibi..

Döşenen taşların bir halka sonunda “mutsuzluk pandemisi’ yaşatacağı da aşikardı.

Hani, derler ya; Mutsuzluk aniden gelmez. Hazırlayan  nedenler vardır.

Görüp, görmezden geldiğimiz. Duyup, ses etmediğimiz. Anormalken, normale saydığımız her şeydi bugünlere getiren bizi..

Ne mi olacak şimdi?

Ben de herkes kadar; umutsuz ve pandemiye yakalanmış bir mutsuzum. 

Ama biliyorum. Fırtınalar acı verir ancak, aynı zamanda dönüştürür..

Ve içinde gelişim vardır. Gelişim olan yerde de umut.

“Ağacı dimdik ayakta tutan yaşadığı fırtınalar, karşılaştığı rüzgarlardır" diyor, Nietzsche.

Bu söz paralelinde, memlekette acı çekenlerin,  geliştiğini ve dönüştüğünü düşünebiliriz.

Ve toplumun uyanıp, mutsuzluk pandemisini yeneceğine, umut büyütebiliriz.

Olmaz mı? 

Olur..

Eğer umut etmekten ziyade, hak ettiğimizi hayatı yaşamak için, haklarımıza sahip çıkarsak ve birlik olursak, olacak. Bu mutsuzluk pandemisi de geçecek.

Yine eskisi gibi, güneşi selamlayacağımız günler gelecek..