Asgari ücret başlı başına tartışma konusuyken, açıklanan yeni maaş yüzdesiyle, asgari ücretlinin de altında kalan emekli ezildi.

Ekonomi kurmaylarına göre verilen yüzde, adeta peri masalını aratmayan bir hayat yaşatacağı yönünde.

Gerçekse; gelir adaletsizliğinin açtığı uçurumun, toplumsal sorunları daha da derinleştireceği.

Fikri düşünceden ve sorgulama merakından yoksun toplumların; “yaşamanın” karın doyurmak olmadığını; sosyal, kültürel ihtiyaçların karşılanmadığı bir toplumda gelişim olmayacağını görmesi zordur. 

Ve karın tokluğuna yaşama mahkum bırakılmak; "monizm" ile "düalizm" arasındaki farkı merak edip araştırmayan toplumların kaçınılmaz sonudur.

Yanı başında; daha adil, eşit, sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılanarak yaşayan toplumların bunu nasıl  başardığını düşünmek yerine, “monizm"de ısrar etmek, beynimizin düşünce üretmede ve demokrasideki eksikliğini gösterir.

Oysa çözüm, dinamiklerin uygulanmasıdır. Bir ülkenin temel dinamikleri ise, insan hakları ve adalettir. 

Bugün yaşanan; başta ekonomik sorun olmak üzere, diğer hepsinin temelinde de hasar gören hukuk ve adalet sistemi vardır. Çünkü gün sonunda, dünyanın her ikliminde her şey hukuk ve adalete dayanır.

AİHM kararlarının dahi uygulanmadığı yerde ve haksız, keyfi, uzun tutuklu yargılamalar bitmeden de adalet sağlanamaz!

Toplumsal yaşam içinde, fikri olarak çeşitli nedenlerle birbirimizle anlaşamıyor olabiliriz, doğaldır.  Ancak; Hukuk talebinde birlik olmak zorundayız. Zira; hukuk ve adalet herkes için gereklidir ve aynı eşitlikte olmalıdır. Aksi, hayatın olağan akışına aykırıdır.

Analitik düşünceden kopuk, yaşam gergefine gerilmiş ortak değer olan “adaleti” parçaladığımızda, birlikte adil bir yaşamı beceremeyiz.

Doğasıyla oynanan her şey sirke tadı verir. Ekonomi dahil, hiç bir sorunu çözemeyiz. 

Genel seçimin değiştiremediği hayatı, yaklaşan yerel seçim değiştirir mi bilmem.

Ama tutarlı bir akılcılığa ihtiyacımız varken, çoğulcu düşünceye karşı çıkmak toplumsal bir çelişki olur.

Birlik demişken, birleşmenin gücünü en güzel kar taneleri anlatır. 

Bir tanesi avucunuza düştüğünde; erimeye hazır, zayıf ve güçsüzdür. Oysa bir araya geldiklerinde; dağları doldurur. Caddeleri, sokakları kapatır.

Adaletsizlik belimizi daha da bükmeden; kol kola, birleşen kar tanesi olup yağmanın, alıcı kuşlar gibi hakkımız olanın başında dolanmanın vaktidir.

Baharlara, iğde çiçeği kokusuyla sabahlara uyanmak, ADALET hepimizin hakkıdır.