Dünyanın kağıt üzerindeki - ki bu ifade bilinçli kullanılmıştır- en güçlü ülkesi Amerika Birleşik Devletleri seçime hazırlanıyor...

Kağıt üzerinde çünkü öngörüler birkaç yıla bu üstünlüğünü Çin'e kaptırabileceğini ortaya koyuyor. 

Bir yandan da Hindistan son 30 yılın en etkileyici gelişimiyle sırada...

ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası öncülük ettiği Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların ekmeğini yedi uzun zamandır.

Hem küresel askeri dengeler hem de yetişmiş eleman ve sermaye akışını kendi yönüne çevirmeyi bildi.

Son hali ise bu sürecin sonuna gelindiğini gösteriyor...

Siyasetçi kalitesi hemen hiçbir zaman üst düzey olmadı ABD'nin ama temel devlet politikasına katı bağlılık ve emniyet sübapları ayakta tuttu süper gücü...

2016 yılı öncesi de sonradan açıklandığı üzere 'demokrasi getireceğim' diye oluk oluk kan akıttığı Irak'lar yaşandı.

Bunun gibi onlarca örneği de 'kanlı bir demokrasi' olarak insanlık tarihine kazıdı.

Ama 2016'da Donald Trump'ın başkan seçilmesi dev ülke için de uluslararası sistem açısından da 'akıl tutulması'yla açıklanabilecek bir milat oldu.

Popüler iş adamıydı, hiçbir zaman kurallara uymayarak başarılı (!) olmuştu Trump...

Bunu ülke yönetiminde de gösterdi, uluslararası sistemi şantajlarla, avantalarla yürütmeye çalıştı...

Hiçbir skandalın yüzünü kızartmaya yetmediği Trump, yine ABD Başkanlık Koltuğu'nun en büyük adayı...

Alman baba ile İskoç anneden olma göçmen Trump, sınır duvarlarını daha da kalınlaştıracağını şimdiden söylüyor.

Tabii işine geldiğinde farklı uygulamaları da yok değil; Slovenyalı eşinin anne babasını istisnai yetkilerini kullanarak bir günde ABD vatandaşı yapmayı kendine hak görüyor mesela...

Şimdilerde de başkanlığa mahkeme salonlarında hazırlanıyor Trump...

Yargılandığı dava, birlikte olduğu hayat kadınına 'sus parası' ödediği için açıldı. Bu arada bu kadın ilk de tek de değil...

Ayrıca mal varlığıyla ilgili de ayrı bir davası var, bir yandan halkı ayaklandırdığı suçlamasıyla da karşı karşıya...

Trump'ın bir elinde bu davaları,  diğer elinde de İncil var bir yandan...

Hıristiyanlık inancına uygun olarak ülkeyi yöneteceğini söylüyor, kutsal kitabı sallayarak...

İncil'i elinde tutmak dışında içini hiç açmadığı anlaşılan Trump'ın bu tavrı da popüler kültür tarafından kabul görüyor ne yazık ki!

Bir de yardımcı adayları var ki evlerden ırak...

Biri köpeğini silahla öldürmüş ve bunu hak görüyor...

ABD medyasındaki haberlere göre diğeri ise daha zavallı bir politika izliyor...

Vikipedi'deki bilgilere bakılırsa anne babası Asyalı, ama ABD'nin düşmanları dediği hemen her topluma füzelerle saldırılmasını yanlış bulmuyor. 

Üzerinde durulması gereken de bu kişinin dünya barışını sağlayacağı iddiasıyla kurulan Birleşmiş Milletler'de koltuk işgal etmesi.

Ocak 2017'de Donald Trump'ın başkan seçilmesiyle Amerika Birleşik Devletleri'nin Birleşmiş Milletler büyükelçisi görevine getirilmiş olması...

Nikki Haley, bugün de uluslararası sistemin kimin ellerinde olduğunu göstermesi açısından ibretlik bir imza attı.

Haley, İsrail'e yaptığı ziyarette Gazze'ye atılmak üzere cepheye gönderilmeye hazırlanan topçu mermilerinin üzerine "İşlerini bitirin!" yazdı. 

36 binden fazla insanın öldürüldüğü, daha önceki gün çadırlara bomba yağdırılan Gazze'ye atılacak mühimmata yazdı bunu hem de...

Ajit Singh Randhawa ve Raj Kaur Randhawa'nın kızları 52 yaşındaki Cumhuriyetçi Haley'in koltuk uğruna zavallılaşmasına şahitlik etti dünya...

İsrailli barış aktivisti Alon-Lee Green, Haley' en güzel cevabı verdi X'te yaptığı paylaşımda, "... Haley, Batı Şeria'daki yerleşimlere gitti ve sonra bir bombaya 'işlerini bitirin' diye imza attı. İğrenç. Onu geri alsanız olur mu? Bizde zaten bir tane (İtamar) Ben-Gvir (İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı) var ve sizin pis ölüm sözü öven siyasetçilerinize ihtiyacımız yok" yazdı. 

Bütün bu iğrenç popülistliğin ortasında eğer tek imza hakkım varsa ben Green'in sözlerinin altına imza atarım...

Bunca acının, oluk oluk akan kanın, eğer altında sömürülecek kaynak yoksa görmezden gelinen şiddete karşı dik duranlarla saf tutarım...

Trump'lar, Haley'ler çok istiyorlarsa Amerikalıların olsun...