Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM'de; Almanya’da katıldığı toplantıya Rönesans Holding’e ait özel jet ile gitmesiyle ilgili eleştirilere 5 gün sonra yanıt verdi:

"Ben soruyu şöyle sormanızı isterdim; niye gittin, nereye gittin, özel işine mi gittin, gidiş gerekçen neydi... "

Ve devam ediyor...

"Bakanlığa büyük iş yapan ilgili firmanın sözleşmesinde 31. maddede, bu anlamdaki kendi konuları ile ilgili yani ulaştırma ile ilgili yurt içi ve yurt dışındaki eğitim, sempozyum ile ilgili masraflar bilabedel olmak üzere taraflarından karşılanır diye bir imkan var. Burada ne bir uçak kiralaması var ne devletin ilave bir ücret ödemesi var. Böyle bir imkanla biz 4 günlük programı iki günle sınırlandırdık. Yani ne kiralama ne ödeme ne de müteahhit firmaya borçlu kalma vardır."

Sayıştay denetçileri ise bu sözleşmeler için Bakan ile aynı görüşte değil ve şu tespitte bulunuyor:

“Bu unsurların sözleşmelerin ‘Diğer Hususlar’ bölümünde yer alması, talep edilen araç, gereç, personel, seyahatler ve konaklamalar için birim fiyat teklif cetvelinde bir teklif alınmaması ve dolayısıyla bu unsurlar için ihale aşamasında bir fiyatın/bedelin oluşmaması, yüklenicinin bu işleri bedelsiz sağlayacağı gibi bir yanılgıya neden olabilmektedir. Oysa tüm unsurlar incelendiğinde talep edilen hususların ciddi bir maliyet içerdiği ve yüklenicilerin teklifi sırasında tüm bu maliyet unsurlarını içerecek şekilde teklifini sunduğu bilinmelidir. Dolayısıyla, sözleşmelerde talep edilen tüm bu unsurlar için yapılan ödemelerin ilgili işin hak edişleri vasıtasıyla genel bütçe ödeneklerinden karşılandığı açıktır.”

Yani tasarruf tedbirleri falan diye duyurulan, "devletten bir kuruş çıkmadı" sözleriyle yutturulan şehir hastaneleri, otoyollar, havalimanları gibi bu da biz vatandaşların cebinden kat be kat çıkıyor.

Koskoca Bakan, şimdi Dünya Şampiyonu voleybolcu kızlarımız gibi ekonomi sınıfında mı gitsin sadece üç buçuk saatlik yolculuğa...

Sayın Bakan bir süre önce de memleketi Trabzon'a müjdeler sıralamadı mı?

Cidde'ye, Birleşik Arap Emirlikleri'ne falan direkt uçuşlar başlayacağını söylemedi mi; Hatta umreye aktarmasız gidilebileceğini vurgulayak duyurdu gelişmeyi...

Ama siz onu da şöyle anlayın derim: Arap turistlerin Karadeniz yaylalarına erişimini kolaylaştırdık...

Yine de biz Uraloğlu'nun keyfini bozmayalım...

Tam unuttuk falan derken bu sefer de Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün haritalama uçağını özel işleri için kullandığı iddia edilmez mi?

Gerçi memleketi Kayseri'ye gidip geliyormuş...

Gelişmeyi duyuran CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, yaptığı açıklamada, şunları söylüyor:

''Tasarruf tedbirleri' demişlerdi. '250 araçlık konvoylar olmayacak' demişlerdi. Neyi gördük, Ulaştırma Bakanı'nın ihale verdiği firmanın uçağıyla Almanya’ya gittiğini. Bir skandal da Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye ait. Bakan, devletin uçağıyla seyahat ediyor. Aslında bu uçağı Tapu ve Kadastro havadan çekim için kullanması lazım ama Bakan Ankara’dan evine, Kayseri’ye gidiyor. Bu uçağı özel işleri için kullanıyor."

Tasarruf tedbirlerini açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de herkese TOGG kullanmayı öğütlerken İstanbul'da Mercedes S400 araçla toplantılara gittiği gözlerden kaçmıyor...

Geçen ay ABD'de IMF toplantılarına katılan Şimşek ile moderatörün ayakkabılarına baksanız tasarrufu Amerikalıların yaptığını görürdünüz...

Kişi başına düşen milli gelirde arada birkaç kat fark var ama takılmayalım bunlara...

Tasarruf tedbirlerine personel servislerini kaldırmakla başlayanlar için "itibardan tasarruf olmaz" deyişi işliyor...

Millet bayramda otobüs bileti denkleştirip memlekete gidemezken şatafattan vazgeçemeyenlerle hiçbir yere varılamayacağı da görülüyor.

Aslında tasarrufun bu zihniyetin halkın yakasından düşmesi olduğu da gün gibi ortaya çıkıyor...