Kenarından köşesinden kırpıla kırpıla demokrasi adına elde seçimlerde oy kullanmak kaldı.
Uzun süredir ve gittikçe alanını genişleten OHAL şartlarında yaşıyor ülke.
İşçilerin grev yapması da, meslek örgütlerinin, diğer sivil toplum kuruluşlarının anayasada belirtilen koşullar yerine getirilse bile sokağa çıkması yasak.
Bu yasaklar bazen bakanlık ama çoğunlukla da valilikler tarafından uygulanıyor, böylece ülkenin geri kalanının bu yasaklardan haberi olmuyor.
Yönetenler ise sandığı gösteriyor sadece, demokratik haklar için...
Halk buna da alıştı ve seçimden seçime talebini sandığa yansıtıyor.
Ancak burada da önemli bir sorun var yıllardır.
Seçilenler, görevden alınıp, yerlerine kayyum olarak kamu görevlileri atanıyor.
Bu durumda sandık iradesi ortadan kalkıyor.
Son yerel seçim öncesi dönemde, İçişler Bakanlığının kararıyla 3’ü büyükşehir, 5’i il, 33’ü ilçe ve 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyeye kayyum atanmıştı.
Kayyum atanan belediyelerin meclisi de feshedildiği için seçilen çeşitli partilerden toplam 1.139 meclis üyesinin üyeliği de ortadan kalkmıştı.
Böylece oy kullanmış 4 milyon 356 bin seçmenin iradesi de yok sayılmıştı.
CHP'nin birinci parti olarak çıktığı 31 Mart 2024 yerel seçiminde ise daha oy kullanma günü özellikle Güneydoğu'da görev alan kamu görevlilerinin özel servislerle sandığa taşındığı görüntülere yansıdı.
Bu görüntülerde servislerden inenlere sadece 'nereli' olduklarını soran kişi hakkında ise soruşturma başlatıldı.
Sonuçların açıklanmasının ardından da Van Büyükşehir Belediye Başkanı yerine büyük oy farkı attığı AK Parti adayına mazbata verilmeye çalışıldı.
Kamuoyunda tepkiler yükselince geri adım atılsa da bugün eski uygulamalara dönüldüğünün ilk işareti yine Van'dan geldi.
Toplantı için bu şehirde bulunan DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış, gözaltına alındı.
Hemen ardından da İçişleri Bakanlığı, belediye başkanlığına kayyum atandığını duyurdu.
Bakanlığın açıklamasında Akış için "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan hakkında Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan ve halen devam eden soruşturma olduğu" belirtildi.
Bir başka gerekçe de "Silahlı Terör Örgütünü Yönetmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Örgüt Propagandası yapmak suçlarından Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/173 esas sayılı dava dosyası bulunduğu ve yargılamanın devam etmesi" olarak gösterildi.
Bu davadaki iddialara baksanız, bırakın belediye başkan adayı olabilmeyi bir dakika dışarıda olmamalı suçlanan...
Öyle ki terör örgütü adına haraç toplamaktan, adam kaçırmaya, aklınıza gelebilecek her şey var.
Davanın esas numarası ve tarihine baktığınızda ise 10 yıldır sürdüğü anlaşılıyor ,bunca ağır suçlamanın olduğu bir dava 10 yılda nasıl sonuçlanmaz onu da tartışmak lazım...
Peki İçişleri Bakanlığı, Akış hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunduğunu duyurdu mu?
Hayır.
Hukuk sistemimizde -ki bu evrensel bir ilkedir de- 'masumiyet karinesi' vardır.
Yani eğer bir kişi hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa hangi suç ile suçlanıyor olursa olsun, o kişi henüz masumdur.
Yıllardır bu kritik karine, sadece iktidarların işaret ettiği kişiler için uygulandı ne yazık ki; kalanlar için görmezden gelindi.
Şimdi de benzer bir tablo var ortada...
Hakkari ile başlayan sürecin 31 Mart öncesine evrileceğinin ilk işareti de oldu bu gelişme.
Zaten artık kendine has bir hal almış ülke demokrasisinde büyük yaralar açan çok acı gelişmeler bunlar...
Bu arada Hakkari Belediyesi'nde yaşananlar üzerine gazeteciler binanın önünden çektikleri fotoğraflarla haberleri paylaştılar.
Belediye binasının önündeki bir kısmı badana boyasının altında kalmış 10 yazan bina numarası dikkat çekiciydi.
Nedeni ise, 10 numaralı binanın 1735 yılından bu yana İngiltere Başbakanlarının kullandığı Londra'daki Downing Sokağı 10 numaralı konutla özdeşleşmiş olması.
İngiltere bir krallık ve kral, bizdeki cumhurbaşkanı gibi sarayda yaşıyor...
Neyse, Londra'daki 10 numaralı konutu kullanan Başbakan Sunak, 3 Mayıs'daki yerel seçimde yenilgiye uğrayınca erken genel seçim kararı aldı şu günlerde...
Bizde 31 Mart'ta da benzer tablo ortaya çıktı ama yan duvarında 10 numaralı bina levhası bulunan belediyeye kayyum atandı.
Diyeceğim o ki, iki 10 numara arasındaki mesafe her açıdan çok fazla...
