1 Mayıs 2009-10 Mart 2011 ile 6 Temmuz 2011-26 Aralık 2013 arasında AKP’nin Adalet Bakanı olan, son yerel seçimlerde AKP’den Hatay Belediye Başkanlığına aday olan ancak seçilemeyen, partisinden ayrılıp Ali Babacan’ın kurduğu DEVA’da kurucu üye olan Sadullah Ergin, CHP Ankara Birinci Bölge dördüncü sıradan aday yapılmış.

Hayırlı olsun kendisi için.

Eleştirel kuram düşünce hareketinin liderlerinden, Alman felsefeci, Frankfurt okulunun kurucularından olan Theodor Wiesengrund Adorno, 1949 yılında “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarlıktır” dedi.

Adorno, bu sözünün kimi kesimlerce sert biçimde eleştirilmesi ardından 1962 yılında bu sözüne açıklık getirdi ve şunları söyledi:

“Silah dipçikleriyle dövülerek yerlerde süründürülen insanların hissettiği ‘katıksız fiziksel acının sözde sanatsal temsili, uzaktan uzağa da olsa, bundan haz çıkarma olasılığını barındırır. Bu sanatın ahlâkı kendi karşıtının uçurumuna sürüklenir. Estetik biçimleme ilkesi, hatta koronun vakur duası dahi, akla hayale sığmaz bir akıbetin bir anlamı varmış gibi görünmesine neden olur, bu akıbeti başkalaştırır, içerdiği dehşetin içini boşaltır.”

Adorno, şiirin kendisine karşı değildi.

O, Holokost’un ve özellikle kurbanlarının acılarının estetikleştirilmesine, içerdiği dehşetin yumuşatılıp tahammül edilebilir hale getirilmesine ve acının yanlış temsiline, dehşet verici olaylara dehşet içinde yorumlar yapan, romantik, hissi, aşırı duygusal lirizme karşıydı.

Auschwitz’den sonra hayatı ve hazzı olumlayan, şen, şakrak şiirlerin yazılmasını barbarca buluyordu.

Aynı zamanda, geleneksel realist formların ahenkli anlatılarına, tahakküm güçlerini form düzeyinde tekrarladıkları için karşı çıkıyordu.

Yine Adorno’ya göre faşizm, modern bir toplumun sonucuydu.

Yönetime hükmetme ve sinirsel profil ile yerleşikti.

Sınıfsal baskı ve eşitsizliği sürdürürdü.

Toplumsal gerçeği yeniden inşa ederdi.

Adorno’yu taklit edeceğim.

2007'de Ümraniye’de bir gecekonduda 27 el bombasının bulunmasıyla başlayan Ergenekon operasyonlarının ardından konuşmak barbarlıktır.

Ve yazımı yine Adorno’nun şu sözüyle noktalayacağım:

“Bence sus sus taktiği yani bu konular hakkında asla konuşmama taktiği hiçbir zaman işe yaramamıştır ve bugün işler o kadar ileri gitmiş durumda ki, bu taktikle başarılı olmanın imkânı yok.”