Yiğidi öldür..
Hakkını yeme….
Bazı çevreler eleştirebilir…
Ama yaptıkları ortada…
Sporculukta nasıl ki hep zirvedeydi…
Yöneticilikte de zirvede yoluna devam ediyor…
Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu’ndan söz ediyorum…
Pamukpınar Güreş Eğitim Merkezinden tanırım…
Sonra…
Avrupa, Dünya şampiyonalarında ,Olimpiyatlarda izledim…
Sayısız haberini yaptım..
Katıldığı müsabakalarda madalya kazanmıştır..
Dünyanın en teknik güreşçisi seçildi…
ABD’ye gidip yabancı dil dersi aldı…
Güreşte faal sporculuğa veda etti…
Ancak güreşi bırakmadı…
FİLA Teknik Kurulu’nda görev aldı…
Güreş Federasyonu Başkanlığı’na aday oldu…
Üstün bir oy farkıyla seçimi kazandı…
Şimdi Başkan olarak sporculuğundaki zirveyi yakaladı…
65 yıl sonra…
Dünya Şampiyonasında…
4 altın…
3 bronz madalya ile…
En fazla madalya alan takımı yarattı…
Grekoromende takım halinde şampiyon oldu…
Üç ağır siklette serbestte Taha Akgül, grekoromende Rıza Kayaalp, kadınlarda Yasemin Adar aynı şampiyonada birlikte altın madalya kazandılar…
Avrupa Şampiyonasında ise…
Tam bir rekora imza attılar…
7 altın, 3 gümüş,7 bronz madalya ile Avrupa’nın zirvesinde yer aldılar…
Bu başarı nasıl geldi…
Herkes sorumluluklarını üstlendi…
Başkan başkanlığını…
Yöneticiler yöneticiliğini…
Teknik kadro …
Sporcular kendi işlerine yapmaya başladı…
Güvendiği ekibi iş başına getirdi…
Sporcuya dayalı teknik kadro, kamp yeri seçimine son verdi…
Her sporcu…
Aynı yerde kamp yapmaya başladı…
Aynı yemekleri yiyorlar, aynı malzemeleri kullanıyorlar…
Bir bütünlük hakim…
Bu bütünlüğü bozmaya çalışsalar da…
Bozamadılar…
Şeref Eroğlu ile…
Takım olmayı başardılar…
Şimdi…
Küskünlükleri, dargınlıkları giderip…
Aile olmayı başarmak için çalışıyor…
YUKARIDA DA BELİRTTİĞİM GİBİ…
Yiğidi öldür ancak hakkını da yemeyelim…
Güreşi nereden nereye getirdiği ortada…
Hep şunu savunuyorum…
Federasyon başkanları, o sporu yapan kişilerden olmalı…
Çünkü sporun sorunlarını en iyi bilen kişi odur…
Şeref Eroğlu da güreşin sorunlarını iyi bildiği için…
O sorunları giderip, başarı yolunda ilerliyor…
Yolu çık olsun…