Çiçekler, güller insanlara hep mutluluk vermiştir. Kadınlar, erkekler kendilerine sunulan çiçek ve güllere hiç dayanamaz. Bu güzellikler yaşamın anlamına anlam katar.
Güller sadece güzel kokmaz; aynı zamanda konuşurlar da... Ama bu konuşmalar çiçekçiden çiçekçiye değişebilir. İşte gül dünyasının dedikodu kazanı!
Sarı gül: “Ben sadece arkadaşız.” Neşe ve dostluk sembolüymüş ama sevgilisine sarı gül verenin WhatsApp’ta açıklama yapması gerekebilir.
Kırmızı gül: “Seni seviyorum”un çiçek hali. Klasik, risksiz, tam ana yemek gibi. Ama bazen fazla klasik olmak da tehlikeli... Çünkü sevgili şöyle diyebilir: "Yine kırmızı mı?!"
Beyaz gül: Sonsuz sadakat, masumiyet, düğün temalı çiçekçilerin baştacı. Ama aynı zamanda “temiz bir başlangıç yapalım mı?” diyenlerin de tercihi.
Mavi gül: Gizemliymiş. “Sen çok farklısın” demenin çiçek versiyonu. Ama fazla verirsen karşı taraf şüphelenebilir: "Acaba benden ne saklıyor?"
Siyah gül: Sonların, veda mektuplarının ve dram dizilerinin favorisi. Bir nevi “bu da benden son bölüm hediyesi.”
Turuncu gül: Enerjik, hevesli, içten içe “bak bende potansiyel var” diye bağırıyor. Arkadaşlıktan fazlasını isteyenlerin el altı silahı!
Mor gül: Kraliyetle alakalıymış, ama ülkemizde verirken dikkat! “Ben seni majesteleri gibi görüyorum” demek isterken, “biraz fazla resmi oldu bu iş” diyebilirler.
Pembe gül: Zarafet, nezaket, kadınlık... Ama fazla verirsen “beni annenle mi tanıştıracaksın?” etkisi yaratabilir.
Bordo gül: Derin tutkuların rengi. Ama sevgiliye “şarap gibi aşk” demeden önce bir kadeh içip düşünsün derim.
Yeşil gül: Bolluk, bereket, doğayla barış... Ama unutma: Yeşil deyince herkesin aklına dolar geliyor, çiçek değil!
Kremalı gül: Pardon, “krem rengi” gül. Çekicilik ve zarafet sembolü ama adında “krem” geçince insanın canı pasta çekiyor.
Gökkuşağı gülü: Modern dünyanın “ne verirsen alırım” mesajı. Renkli, neşeli, ama biraz kararsız gibi de...
Şeftali gülü: Teşekkür ve alçakgönüllülük. “Çok teşekkür ederim ama fazla umutlanma” demenin en naif yolu.