“Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi, daha uzak...”

Ne hüzünlü,

Ne derin bir cümle.

Döner bu dünya döner,

İçinde; bazen neşe bazen keder,

Kimi ağlar kimi gider.

Bayramlar da öyle işte.

Ve bayramlarda hep; dilekler, temenniler, neşe ve sevinç getirsin derler.

Muhalefetin iktidara karşı başarı kazandığı seçimin ardından gelen bu bayramda, beklenen huzurlu günler, haklı olarak daha bir umut soslu.

Tabi yarınlar; neşeyle dolar mı, dolmaz mı? Şimdilik o da bilinmez.

Doğrudur. Sarı sıcak bir ışık yandı, ama ya şu an, mutlu muyuz? Hayır. Çivisi çıkmış ülkede elbette, değiliz.

Hatta şu koşullarda, yarınlar için de umut puslu, bulutlu yok. 

Zira; şirazesi kaymış her şeyin yerine oturtulması gerek. 

İşte bunun için de; bilgi, liyakat, bilim ve koca yüreklilik, neşenin olması için; sağlık, refah ve güven gerek.

Peki, bir bakalım şu an bunlar var mı?

Vatandaş maaşıyla geçirebiliyor mu?

Çocuklar; eğitim ve öğretim haklarından ne kadar faydalanabiliyor?

Emeklinin geçim derdine çare bulundu mu?

Ya sağlık? 

Kadınlar sokaklarda güvenle yürüyebiliyor mu?

Peki gençler? Gelecek kaygısından sıyrılabildi mi? 

Sahi, gerçekten “adalet  mülkün temeli mi? 

Hani, işlerini, geleceklerini, özgürlüklerini kaybeden insanlar için hak, hukuk, adalet işliyor mu?

Yok.

Bu sorunlar hala devam ediyorsa; mutlu bayramlar, huzurlu yarınlar da gelmiş değil.

Görünen o ki beklenen neşe ve sevincin gelmesi için daha çok yol kat etmek gerek.

Evet, sizler de haklısınız. Umutsuz da yaşanmıyor değil mi?

Memleketi, yıldızları, gençliğe hayallerini yakın etmek için umut lazım.

O zaman bu bayram, neşeyi büyütüp şimdilik mevsim “Umut” diyelim.

Umarım bu sefer kaybeden biz olmayız. Yakalanan sarı sıcak ışığı parlatır, tüm sorunların üstesinden gelecek aydınlığı yakalarız.

Sevinçlerinizin çoğalacağı günler geçirmeniz dileğiyle, neşeli bayramlar.