Kara kışın dağıldığı, bahara kucak açıldığı, ezilen tüm halkların direniş bayramı olan Newroz kapıda.

Soru şu: Türkiye siyaseti gerçeğe varmak mı, gerçeği örtmek mi istiyor?

Yurt insanının gerçeğine varmak mı, perdelenen demokrasiyle halkının üzerinden beslenmek mi istiyor?

Sosyal devlet ve demokrasi dilimizden düşmeyen ifadeler, ama gel gör ki halk; tekliğin baskısında, örtülü faşizm altında yaşıyor.

Artık karar vericileri ve kararlarının sonuçlarını görmeliyiz. 

Halk olarak kendi gerçeğimize varıp, bir ülkenin onuru olan demokratik düzen için birlikte hareket etmeliyiz.

Bir ülke düşünün; kültür zenginliğinden tutun, değerlerine kadar erozyona uğramış ve uğratılmaya da devam ediliyor.

İşte bu yaraların sarılması, coğrafyanın onuru; ekmeği, kültürü, değerleri kurtarmak bu halkın ve akılcı yüreklerin birlikteliğinde, demokratik düzenin kurulmasındadır.

Değerleri yozlaşmış, kültürü tüketilen bir halk; sonuçların şokunu yaşarken yaratıcılığını kullanamaz.  Ve ekonomik çıkmaza hapsedilmiş insanlar, insanlığından bir parçasını koparmak zorunda kalır.

Bu sebeple toplumların kültürlerinin yaşaması, var olan; dillerin, dinlerin, renklerin, kimliklerin korunması son derece önemlidir.

Bunun için bir denge düzeni gerekir ki bu düzen; İnsanların onuruyla yaşadığı, temel insan haklarından yoksun bırakılmadığı demokrasidir.

Zira, bir ülkenin halkı; mutlu olmayı, güzel ve insanca yaşamayı seçecekse, bu ancak ve ancak evrensel insan haklarının hayata geçirilmesi ve düşünce özgürlüğünden geçer.

Bunun içindir ki; demokrasi sadece bir seçim değil, ihtiyaçtır.

Bugüne değin hatalar yapıldı mı? Evet. Ama umutsuzluğa düşmeye de gerek yok. 

Eğer toplum olarak; yaratıcı bir heyecanımız kalmamış, vicdanlar körelmeye başlamış, ayrımcılık ve şiddet her alanda bizleri sarmışsa ve siyaset erkine ve muhalif politikalara bir güven kalmamışsa; demokratik düzeni kurdurmak için el ele ses vermek, halkların boynunun borcudur.

Ekonomik krizin faturasının emekçilere çıkarıldığı, doğanın talan edilip ranta açıldığı bu zamanlarda, ezilen tüm halkların direniş bayramı olan Newroz’da, insanca yaşamda ısrar edilsin.

Bu Newroz,  ateş “demokrasi” için yakılsın.