Pazar günlerini bilinçli planlarla değerlendirmek, iş-yaşam sınırlarını netleştirmek ve kıyafet ya da öğle yemeği hazırlamak gibi küçük rutinler oluşturmak, kaygıyı hafifletmeye yardımcı olabilir.

Bugün günlerden pazar. Hafta sonu hızla akıp giderken, son boş zamanın tadını çıkarmak yerine boğazda tanıdık bir düğüm oluşmaya başlıyor. Cevaplanmamış e-postalar, ardı ardına yapılacak toplantılar ve iyice kabaran yapılacaklar listesi, günü gölgeleyen düşünceler arasında öne çıkıyor.

Aslında bu hepimiz için tanıdık olan hissin bir adı var: 'pazar kaygısı.'

Kulağa sıradan bir deyim gibi gelse de, araştırmalar bunun sandığınızdan çok daha yaygın ve ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.

Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi’ne (AASM) göre, ABD’li yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80’i Pazar geceleri diğer günlere kıyasla uykuya dalmakta zorlandığını belirtiyor. İngiltere’de yapılan resmi bir anket ise yetişkinlerin yüzde 67’sinin iş haftası başlamadan önce düzenli olarak Pazar kaygısı yaşadığını, bu oranın 18–24 yaş arası gençlerde yüzde 74’e kadar çıktığını ortaya koyuyor.

AASM, “iş stresi, uykusuzluk ve kabaran yapılacaklar listesi”nin en yaygın tetikleyiciler olduğunu belirtiyor.

Üstelik sonuçları yalnızca psikolojik değil. 2025’te yaşlı yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırma, Pazartesi gününe özgü kaygının vücudun ana stres hormonu olan kortizol seviyelerini iki ay boyunca yüzde 23 oranında yükselttiğini ortaya koydu. Kontrol altına alınmadığında bu durum ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir, uykuyu bozabilir ve hatta kardiyovasküler riskleri artırabilir.

Sadece işinden nefret edenler kaygılanmıyor

Exeter Üniversitesi İşletme Okulu'nda örgütsel davranış ve İK yönetimi profesörü olan ve bu fenomen üzerine bir projeye liderlik eden İlke İnceoğlu, "Pazar kaygısı oldukça bireysel bir deneyimdir," dedi.

Genç fikirlerin sesi Bursa'dan yükseldi
Genç fikirlerin sesi Bursa'dan yükseldi
İçeriği Görüntüle

Euronews Health'e konuşan İnceoğlu ayrıca, "Bazı insanlar için bu sadece pazar günleri akıllarının bir köşesinde beliren bir his. Ancak diğerleri için gerçekten büyük bir etkisi var. Kaygı ve korku hissediyorlar ve pazar akşamları arkadaşları ya da aileleriyle herhangi bir faaliyette bulunamıyorlar. Bu durum uykularını da etkileyebiliyor," ifadelerini kullandı.

Araştırması, pazar kaygısı hakkında sahip olabileceğimiz bazı varsayımlara meydan okuyor.

"Bu sadece iş tatmini ile ilgili değil," diyen İnceoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Elbette, işinizi sevmiyorsanız, evet, pazartesi günü işe dönmeyi dört gözle beklemezsiniz, yani bu bir grup. Ancak işlerini gerçekten seven ve bu konuda tutkulu olan ve yine de 'pazar gecesi hüznü' ya da 'pazar gecesi kaygısı' yaşayan bir grup kişi de var."

Ekibi, 'pazar gecesi hüznünü' anlamak amacıyla yaklaşık 600 kişiyle anket yaptı ve 33 çalışanla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirdi. Bulgulara göre, katılımcıların yüzde 79’u, bu duyguyu şu anda yaşadıklarını veya geçmişte deneyimlediklerini belirtti.

Daha ayrıntılı bakıldığında, katılımcıların yüzde 37,3’ü şu anda etkilenmekte olduğunu söylerken, yüzde 42’si bu durumu daha önce yaşamış olduğunu belirtti. İlginç bir şekilde, yaygınlık açısından cinsiyetler arasında belirgin bir fark görülmezken, gençlerin pazar gecesi kaygısını bildirme olasılığı daha yüksek çıktı.

Kaynak: İGF