Tutuklu İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkındaki "usulsüz yatay geçiş yaparak diploma aldığı" iddiasıyla başlatılan soruşturmada iddianame tamamlandı. Savcılık, İmamoğlu hakkında "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan siyasi yasak ve 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istedi. İddianamede "Ekrem İmamoğlu diplomayı hileli şekilde aldı ve sahtecilik suçuna iştirak etti" denildi. İmamoğlu, iddianame ile ilgili yaptığı açıklamada, ""Eğitime devam etmiş, mezun olmuş ve diplomamı almışım, sahtecilik bunun neresinde?" ifadelerini kullandı.
Tutuklu İBB Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun 31 sene aldığı diplomasının iptal edilmesinin ardından başlatılan soruşturma tamamlandı. Savcılık, "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla iddianame hazırladı.
Hazırlanan 20 sayfalık iddianamede olay tarihi olarak İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde yüksek lisansa başladığı 10 Eylül 2014 ile 18 Ocak 2024 arasındaki süreç gösterildi. Savcılık, delil olarak Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun raporu, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul İl Seçim Kurulu yazışmaları, okul belgeleri ve tanık beyanlarına yer verdi.
Soruşturmanın, 18 Eylül 2024’te CİMER’e yapılan bir ihbarla başladığı kaydedildi.
İddianamede, İmamoğlu'nun geçiş yaptığı Girne Amerikan Üniversitesi’nin 1990 yılında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan ve yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı belirtildi.
Yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı ve yatay geçiş başvurularının başvuru tarihi
bitmeden Fakülte Yönetim Kurulu'nun tarafından değerlendirilerek karar bağlandığı ifade edilen iddianamede, bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı kaydedildi.
İddianamede, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kurulu eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmakta olduğu, İstanbul Üniversitesi’nin de bu hususu bilmesine rağmen, İmamoğlu'nun yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği" yer aldı.
İddianamede, "gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği bu suretle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge
meydana getirildiği, yani sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekle birlikte belgenin sahte biçimde doğduğunun açık ve net olduğu" denildi.
İddianamede, İmamoğlu’nun bir konuşmasında “geçiş yapanları duyduğumda şok oldum” sözlerine atıf yapılarak, o dönemde kendisinin de geçişin mümkün olmadığını bildiği iddia edildi. Buna rağmen kamuoyunda farklı bir algı oluşturduğu öne sürüldü.
İddianamede ayrıca, İmamoğlu’nun usulsüz alınan diplomayı yüksek lisans başvurularında, askerlik işlemlerinde ve seçim sürecinde kullandığını belirterek, bu eylemlerle zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini iddia edildi.
8 yıl 9 aya kadar hapis ve siyasi yasak talep edildi
İddianamede, İmamoğlu hakkında 8 yıl 9 aya kadar hapis ve siyasi yasak istendi. Diploma düzenleme sürecine dahil olduğu düşünülen birçok kişiyle ilgili ayrı bir soruşturma dosyasının yürütüldüğü bilgisi de iddianamede yer aldı.
İddianame Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından yaptığı paylaşımda hazırlanan iddianameye ve İstanbul Üniversitesi'ne şu ifadelerle tepki gösterdi:
"Eğitime devam etmiş, mezun olmuş ve diplomamı almışım, sahtecilik bunun neresinde?"
Diploma ile ilgili yargı süreci, hakkımda yürütülen soruşturmaların ne kadar hukuktan ve adaletten uzak olduğunu bir kez daha ortaya koydu. İstanbul Üniversitesi’nin iptal kararına karşı açtığımız davada, üniversitenin mahkemeye gönderdiği belgeler, nasıl alelacele ve hukuksuz bir şekilde hareket edildiğini; açılan davaların tümünün siyasi saiklerle yürütüldüğünü gün gibi ortaya çıkardı.
Üniversite yönetimi, fakültenin alması gereken kararı neden kendisinin aldığını "Geç kalacaktık" diyerek açıklıyor. Neye geç kalıyordunuz? Yine hangi sinsi plana yetişemiyordunuz?
Bir de hakkımda açılan sahtecilik davası var ki, tam anlamıyla evlere şenlik. Belgelerimi eksiksiz teslim etmişim, üniversite bu belgeleri incelemiş ve geçişimi kabul etmiş. Eğitime devam etmiş, mezun olmuş ve diplomamı almışım. Sahtecilik bunun neresinde?
Zaten gece gündüz beni düşünen savcı da ortada bir sahtecilik bulamayınca, uydurmuş. Üstelik suçu 'iştirak halinde' işlediğimi iddia etmiş. Peki, bu suça iştirak edenler kim? Onlar da yok iddianamede.
Hukukun zerresi olsaydı bugün beni değil, bu hukuksuzlukları yapanları yargılayan bir sistem olurdu. O günler de uzak değil. Çünkü biz korkmuyoruz, susmuyoruz ve asla vazgeçmiyoruz.,