Görüntülerde Dünya'ya nispeten yakın olduğu için bilim insanlarının daha iyi tanıdığı nebulalardan, 10 milyar ışık yılı uzaklıktaki daha önce hiç görülmemiş galaksilere kadar 'evrenin derinlikleri' uzay teleskobunun objektifine yansıdı.

Atbaşı Nebulası bugüne kadar bütünlüklü bir şekilde gösterilememişti.

Euronews haberine göre, Orion takımyıldızında yer alan ve 'Barnard 33' olarak da bilinen bu bulutsu 'yıldızlar topluluğu' Güneş Sistemine en yakın yıldız oluşum bölgelerinden biri.

Bin 375 ışık yılı uzaklıktaki Atbaşı Nebulası, Orion takımyıldızının en parlak yıldızlarından biri olan Sigma Orionis'ten gelen mor ötesi radyasyonun arka planında yer alan koyu bulut olarak tanımlanıyor.

euclid1

Dünya'dan 7 bin 800 ışık yılı uzaklıkta bulunan NGC 6397 adlı diğer bir küme ise çekim gücüyle birbirine bağlı birkaç yüz bin yıldızı bir araya getiriyor. 

İtalyan Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Davide Massari, Euclid'in "kümeyi bütünüyle gözlemleyebilen ve aynı zamanda çevresindeki daha az parlak yıldızları ayırt edebilen" ilk teleskop olduğunu belirtti.

Bilim insanları Euclid'in bu kümeleri takip eden diğer yıldızları da tespit edeceğini umuyor.

MEB ödenekleri kimlere aktarıyor? Açıklama İletişim'den geldi MEB ödenekleri kimlere aktarıyor? Açıklama İletişim'den geldi

ESA projesinde yer alan bilim insanı Rene Laureijs, teleskobun şimdilik NGC 6397 kümesini takip eden herhangi bir yıldız tespit etmediğini belirtiyor. 

Avrupa Uzay Ajansı ESA'ya göre bu görüntü astronomi için bir devrim.

Euclid, Dünya'dan yaklaşık 240 milyon ışık yılı uzaklıktaki Perseus kümesini oluşturan bin galaksinin manzarasını tek bir çekimde yakaladı. 

Arka planda ise çok daha uzakta bulunan ve ışıklarının teleskoba ulaşması 10 milyar yıl süren 100 binden fazla galaksi yer alıyor.

Bu, Rene Laureijs ve ekibi için "en heyecan verici" görüntü. 

Zira bilim insanları ilk kez kümeden değil, galaksiler arasındaki çarpışmaların geride bıraktığı yıldızlardan gelen soluk ışığı görmeyi başardı. 

Gökbilimciler böyle bir kümenin ancak karanlık madde sayesinde oluşabileceğini düşünüyor.

Editör: Ömür Ünver