Hükümetin TBMM’ye sunduğu Kanun Teklifi’nde Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 359 sayılı sahte fatura düzenleme ve kullanma suçunu işleyen maddeye getirilen yeni durumun ‘sahte belge düzenleyicilere af’ olarak nitelendiriliyor. Bu kapsamda sahte fatura düzenleyenlerin yüzde 3-5 komisyon oranında ceza aldığının, bilerek ya da bilmeyerek sahte fatura kullanıcılarının hem KDV hem de kurumlar vergisi yönünde daha ciddi cezalarla karşı karşıya kalacakları belirtiliyor. VUK’un kaçakçılık suçları ve cezaları başlıklı 359. Maddesinde getirilen değişikliklerle, hapis cezalarının üst sınırı artırılıyor. Maddenin (a) bendinde yer alan “18 aydan 3 yıla kadar” ibaresi “18 aydan 5 yıla kadar”, b) ve (ç) fıkralarında yer alan “3 yıldan 5 yıla kadar” ibareleri “3 yıldan 8 yıla kadar”, (c) fıkrasında yer alan “2 yıldan 5 yıla kadar” ibaresi “2 yıldan 8 yıla kadar” şeklinde değiştiriliyor. VUK 359. Madde kapsamındaki suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık düzenlemesi getiriliyor. Tarh edilen verginin hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammı soruşturma aşamasında ödenmesi halinde fail hakkında verilecek cezanın yarı oranında indirim olacak. Yine kovuşturma aşamasında hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise üçte bir oranında indirim yapılacak. Etkin pişmanlıktan yararlanılabilmesi için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması, başvurulmuşsa vazgeçilmesi gerekiyor. VUK 359. Maddedeki suçlarda zincirleme suç hükümleri uygulanacak. Birden fazla yılda aynı suçu işleyenlere ayrı ayrı her yıldan değil, tek bir yıldan ceza verilecek. Yani, farklı takvim yıllarında işlenen vergi kaçakçılığı suçları (Örneğin sahte fatura düzenleme ve kullanma) için zincirleme suç hükümleri uygulanacak. Ancak, özellikle İYİ Parti ve CHP’nin maliye ve eski DPT kökenli vekilleri düzenleme ile sahte belge düzenleyicilerinin dışarı çıkarılmasının bunun da erken seçim öncesi ‘af’ niteliği taşıyacağını dile getiriyor. FATURA DÜZENLEYİCİYE AF, KULLANICIYA AĞIR VERGİ Bu kapsamda teklifin yeni hali ile etkin pişmanlık maddesinden sahte fatura düzenleyicilerinin çok kolay yararlanacağı iddia ediliyor. Sahte fatura kullanıcıların ise ağır vergi ödemesi nedeniyle yararlanmakta zorlanacakları dile getiriliyor. Sahte fatura düzenleyicilerine yapılan vergi tarhiyatının sadece fatura karşılığı aldıkları yüzde 3-5 komisyon geliri ile sınırlı olduğu için sahte faturayı kullananlara göre ceza tutarının çok düşük olduğu vurgulanıyor. Bu durumun önlenmesi gerektiğini ifade edilirken, “Düzenleyicinin de kullanıcıyla birlikte vergi ve cezalarından müteselsil sorumlu tutmak ve etkin pişmanlığı bu şekilde uygulamak veya düzenleyicileri etkin pişmanlık kapsamı dışında tutmak alternatif olarak düşünülebilir” öneriliyor. UYGULAMADA ZORLUK OLACAK Bir diğer eleştiri teklifin düzenleyici ve kullanıcı arasında ceza yönünden ayrım yapması. Bu durumun uygulamada zorluk çıkaracağı belirtiliyor. Buna göre kurumlar vergisi mükellefleri bakımından vergi ve cezalar tüzel kişilikler adına düzenlenirken, hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ilgili soruşturma ve kovuşturmaların gerçek kişiler adına yürütüldüğü hatırlatılıyor. Yine, gerçek kişilerle ilgili raporlama, mütalaa, soruşturma ve kovuşturma esnasında bunların ilgili şirketlerdeki ortaklık ve yöneticiliklerinin sona ermiş olması halinde de sorun olacağı dile getiriliyor. Bu durumda tüzel kişiliğin etkin pişmanlık çerçevesinde vergi ve cezaların ödemesi, dava açmaması gibi kararları almasının mümkün olmayacağına işaret ediliyor. Ayrıca, söz konusu vergiler fail tarafından şahsen ödense dahi, fail şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili değilse, vergi davası açılmaması ve açılan davadan feragat edilmesi kararlarının alınmayacağı da hatırlatılıyor. SUÇ TANIMI DEĞİŞTİRİLEREK SORUN AĞIRLAŞTIRILMIYOR Yapılan bir diğer eleştiri vergi suçunun zincirleme suç kapsamına alınarak ceza miktarının azaltılmaya çalışılmasına yönelik oldu. Böyle bir durumda, cezanın üst sınırının önemli ölçüde artırılmasının zincirleme suç tanımıyla azaltılmaya çalışılan miktarı bertaraf edeceği endişesi dile getiriliyor. FATURA KULLANAN MÜKELLEFİN DURUMU Cezaların bu şekilde büyük ölçüde artırılması halinde, farkında olmadan sahte belge kullanan mükellefin, işletmenin büyüklüğü, ödediği verginin boyutu, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge bedellerinin finans sistemi üzerinden ödenmiş olması kıstasları göz önünde bulundurularak korunması gerektiği de öneriliyor. Vergi suçlarının birden fazla vergilendirme dönemi içinde işlenmesinin kapsama alınmasının birden fazla takvim yılında işlenmesi hükmünü önemli ölçüde işlevsiz kılacağı dile getiriliyor. Teklifte mütalaa veya raporda yer almadıkları halde savcılık soruşturması ve kovuşturması esnasında, mütalaaya konu fiilin başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişiler bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartının aranmaması önerisi de eleştiriliyor. Bu durumun aynı maddede “359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle bilgi edinen Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder” düzenlemesi ile çelişki yaratacağına işaret ediliyor. Raporda ve mütalaada yer almayan bir kişi hakkında rapor düzenlenmeden ve mütalaa verilmeden soruşturmaya tabi tutulmasının hukuki olmayacağı vurgulanıyor. Teknik bir konuda tek taraflı birtakım iddiaların sonucu inceleme yapılmadan kamu davası açılması kişilerin haksız ve mesnetsiz suçlamalarla karşı karşıya kalması sonucunu doğurabileceğine dikkat çekiliyor.

Editör: Ömür Ünver