İsteniyor ki hep siyaset konuşalım...

Ne hayat pahalılığı, ne geçim sıkıntısı, ne gençlerin işsizliği, ne kesilen ağaçlar gündemimizde olmasın.

Dünyada yaşananlara ise mümkünse hiç bakmayalım, ne denirse doğru kabul edelim.

'CHP öyle mi olacak böyle mi?', 'İYİ Parti lideri parti içi muhalefete nasıl ağzının payını verdi ama...', 'AK Parti Türkiye'ye çağ atlatıyor mu?' falan filan konuşalım...

Hep gündemimizde siyaset olsun ama halkın gittikçe daha fakirleştiğini, tasarrufun ve fedakarlıkların hep bizden istendiğini gündeme getirmeyelim.

Daha şimdiden Mart 2024'te yapılacak yerel seçimler medya eliyle ana gündemimiz haline getirilmeye çalışılıyor.

'Kim hangi belediyeyi alır' sorusuna kafamız takılsın ama 'ay sonunu nasıl getireceğim' derdiyle baş başa kalalım.

Bizde siyaset kurumu ülkedeki her şeyin belirleyicisi.

Olumlu olanların da olumsuzlukların da sorumlusu siyaset kurumu.

O nedenle de çok önemli.

Ortada olan sorun ise iktidarından muhalefetine siyaset kurumunun sürekli ilgi bekleyen çocuk gibi olması.

Sorumluluk kabul etmedikleri gibi, hayatımızı derinden etkileyen yanlışları yaptıklarında da bizim onları teselli etmemiz bekleniyor.

Zaten siyaset kurumunun hiçbir aktörü yanlış yapmıyor da hata ederse de 'Allah affetsin' denilerek geçiştiriliyor.

Ama halkın affedip affetmemesi o kadar da önemli değil.

Hukukun bu yanlışlarla ilgili işlem yapması ve yasal bedel ödenmesi ise artık düşünülemiyor bile...

Varsa yoksa halk için o koltukları doldurup, imtiyazlı yaşamlar sürenlere bizler 'pış pış' yapalım.

Onlar da çok çalışıyormuş fotoğrafları ve videolarıyla sosyal medyadan paylaşımlar yapıp halk için fedakarlıklarını (!) göstersinler.

Peki bu halk sürekli siyaset konuşuyor, siyasetçiler de fedakarca çalışıyor da bu ülke neden bir adım ileri gidemiyor?

Yolun, yöntemin yanlış olduğunun anlaşılması için daha kaç yıl geçmesi gerekiyor?

Anayasa tartışmaları sürekli ısıtılıp gündeme getirilirken Siyasi Partiler Kanunu'ndan siyasetçiler neden şikayet etmiyor?

Halk bu sorulara yanıt bulduğunda gerçekten siyaset konuşmaya başlayacak.

Ve devranın hep aynı dönmediği de anlaşılacak...