Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara'da Teknoloji Yönetimi Bölümü Başkanı Profesör Paul Leonardi, düşünceler ve teknoloji platformları arasında yaşanan ralıksız kesinti ve geçişlerin bizi tamamen bitkin bıraktığını söylüyor.
Bunun nasıl gerçekleştiğini yeni kitabı “ Dijital Tükenmişlik : Hayatınızı Geri Kazanmak İçin Basit Kurallar”da açıklıyor. CNN'in kitabıyla ilgili sorularını yanıtlayan Leonardi'nin anlatımları dikkat çekici:
CNN: Bu kadar yorgun olmamızın bir nedeninin farklı uygulamalar ve platformlar arasında sürekli geçiş yapmamız olduğunu söylüyorsunuz. Bu bizi nasıl yorgun hissettiriyor?
Paul Leonardi: Kullandığımız her uygulama bir miktar bilişsel odaklanma gerektirir. Kullandığımız uygulamayı öğrenmemiz gerekir. Değiştiğimizde, başka bir odak alanına odaklanıp tekrar bağlanmamız ve o uygulamayı nasıl kullandığımızı da değiştirmemiz gerekir. Beynimiz bu kadar hızlı geçiş yapma konusunda iyi bir iş çıkaramaz. Asıl sorun, bugün olduğu kadar hızlı geçiş yapacak şekilde evrimleşmemiş olmamız. Bu da bizi bitkin hissettiriyor.
Tüm bu dijital dönüşümden dolayı çoğu zaman yorulduğumuzu fark etmediğimizi fark ettiniz. Neden?
Bu, vücudumuzun zaman içinde nasıl evrimleştiğiyle ilgili. Fiziksel olarak yorgun olduğumuzu bize gösteren iyi bir duyusal geri bildirimimiz var. Aksi takdirde çökebilirdik ve bu tehlikelidir. Dolayısıyla vücudumuz, beynimize dur sinyali göndermeyi bilir. Ama bir ofiste bilgisayar başında oturmak için evrimleşmedik, bu yüzden beynimiz kendisine yorgun olduğunu söylemeyi bilmiyor. Kendimizi yormaya devam edebiliriz, ancak bu etkiler zamanla birikir. Sonra da bir tır çarpmış gibi hissederiz.
Bu yorgunluğu gidermek için ne yapabiliriz?
Gün boyunca yaptığımız geçişlerin sayısını azaltmayı düşünün.
Kitapta üç tür geçişten bahsediyorum. Modlar arasında geçiş yapmak, uygulamalar arasında geçiş yapmaktır. Kullandığınız farklı görüntülü konferans platformlarını düşünün. Zoom kullanıp ardından Microsoft Teams'e geçebilirsiniz. İkisi de aşağı yukarı aynı gibi görünüyor. Peki, bir toplantıda kaç kez "Ekranımı paylaşmam gerek. Bunu bu platformda nasıl yaparım?" diye düşündünüz? Ve bu küçük değişiklikler, zamanla biriktikçe bizi gerçekten yormaya yetiyor.
İkinci tür ise, alanlar arası geçiş dediğim şey. Bu, bir görev üzerinde çalışırken kesintiye uğradığımızda ve ardından farklı bir göreve geçtiğimizde gerçekleşiyor. Diğer göreve tekrar bağlanmak epey çaba gerektiriyor. Bu, ödediğimiz muazzam bir bedel.
Üçüncü tür, hayatın farklı alanları arasında geçiş yapmaktır. Gün içinde kaç kez çocuğunuzun okulundan kısa bir mesaj alıyorsunuz? Ya da tesisatçı sizi arayıp geç kalacağını ve evinizdeki sorun hakkında konuşmak istediğini söylüyor? Gerçekten büyük alanlardaki bu geçişler daha da yorucu. Çünkü bizi bir alandaki düşünce sürecimizden tamamen çıkarıyor ve sonra geri dönmek zorunda kalıyoruz.
Sosyal medyanın, kullanımı en yorucu platform türü olduğunu söylüyorsunuz. Neden?
Bizi tüketen üç güçten bahsediyorum. Biri dikkat. Sosyal medyada sürekli olarak bir şeyler arasında geçiş yapıyoruz çünkü uygulamalar bize farklı bildirimler gönderiyor. Önce biri bir şey beğeniyor, sonra bir reklam çıkıyor.
İkinci yorgunluk kaynağı çıkarımlar yapmaktır. Elimize bir veri parçası geçer ve bu bize tüm resmi anlatmaya yetmez. Dolayısıyla boşlukları doldurmamız gerekir ve bu da çaba gerektirir. Sosyal medyada sürekli çıkarımlar yaparız. Birinin seyahatte olduğunu görürüz ve "Muhtemelen çok parası vardır" deriz. Ve hayatlarının en güzel zamanlarını geçiriyorlardır. Boşlukları doldururuz.
Sonuncusu duygu. Duygularımız, ister iyi ister kötü olsun, tetiklendiğinde bu da yorucu oluyor. Sosyal medyada sosyal karşılaştırmalar yapıyoruz, bu yüzden başka birinin bizim yapmayı dilediğimiz bir şeyi yapmasından dolayı kıskanıyoruz. Ya da bir grup arkadaşın takıldığını görüp de grubun bir parçası olmadığımız için sinirleniyoruz.
Sosyal medya, bu üç gücün hepsini en üst düzeye çıkardığı için çok yorucu.
Özellikle evden çalışanların bu tür bir yorgunluktan kaçınmasının çok zor olduğunu söylüyorsunuz. Neden?
Uzaktan çalışanların ofistekilerden daha fazla yorgunluk hissetmelerinin (veya daha şiddetli hissetmelerinin) en büyük nedenlerinden biri, iş ve ev arasında ayrım yaratmanın çok zor olmasıdır. Sürekli olarak bu sınırı yönetmeye çalışıyorlar ve bu çok yorucu.
Ayrıca her şey için bilgisayar, telefon gibi araçlara daha bağımlılar, bu yüzden mola veremiyorlar. Ofisteyseniz ve yüz yüze bir toplantınız varsa, Zoom platformunuza geçmeniz gerekmiyor. Koridorda biriyle konuşurken aslında kısa bir mola veriyorsunuz. Evden çalışanlarda böyle bir şey yok.
Evden çalışırken varlığınızı da yönetiyorsunuz. İnsanların müsait olduğunuzu bilmelerini sağlamanız gerekiyor. Çünkü bu, insanların iş performansınıza dair algıları için önemli. Yani, aynı zamanda yorucu bir rol yapıyorsunuz.
Toplantılarda kendimizin videosunu kapatmamızı öneriyorsunuz. Neden?
Bazen bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Kendimize odaklanma eğilimindeyiz ve bu da öz-bilinç duygusu yaratıyor. Ayrıca, başkalarına sunumumuzu yönetmek için daha fazla çaba harcamamıza neden oluyor.
Arkadaşlarınızla konuştuğunuzu veya bir toplantıda olduğunuzu ve sürekli karşınızda bir ayna olduğunu düşünün. "Aman Tanrım, şu anda nasıl görünüyorum?" diye düşünüyorsunuz. Gözlerimin altında torbalar var ve o aptalca yüz ifadesini yaptığıma inanamıyorum. Normal hayatta böyle bir şey yapmayız.
Bu küçük ekstra aktiviteler zamanla birikerek bizi yorar.
Çocuklarıyla araba paylaşımı ve futbol maçları hakkında bitmek bilmeyen grup sohbetlerine yetişmekten yorulan ebeveynlere verebileceğiniz en iyi tavsiye nedir?
Kitabımda bundan bahsetmeyi hiç düşünmemiştim ama verdiğim röportajlarda bu konu sık sık gündeme geldi.
Duyduğuma göre oldukça etkili bir strateji, bir araç paylaşımının koordinasyonuna harcadığınız zamana değip değmediğini hesaplamaktı. Başkalarıyla mesajlaşmaya harcadığınız tüm zamanı topladığınızda, bazen çocuğunuzu arabayla götürmek için harcayacağınız zamana denk geliyor.
İnsanların kullandığı bir diğer strateji de, yüz yüze koordinasyon sağlamaya çalışarak bu iletişimleri azaltmaktı. Futbol maçında karşılaştıklarında, gelecek haftanın planı hakkında uzun uzun sohbet ederler. Birçok kişi, araç paylaşımı hakkındaki bu sohbetin daha derin bir sohbete giriş niteliğinde olması nedeniyle daha zengin ilişkiler kurduklarını fark eder. Bunlar, mesaj yoluyla gerçekleşen alışverişlerden çok daha tatmin edici ilişkilerdir.