<p style="font-weight: 400;">Geçtiğimiz 9 Haziran 2021 tarihinde 7326 sayılı vergi ve SSK prim borçlarının ödemesini kolaylaştıran yeni yapılandırma yürürlüğe girdi.</p> <p style="font-weight: 400;">Düzenlemeyle, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri, belediyeler ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'na 30 Nisan 2021'e kadar olan bazı borçların yapılandırılması öngörülüyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Böylece son 20 yılda 13’üncü “Af Yasası” çıktı.</p> <p style="font-weight: 400;">Yani son 20 yılda yaklaşık 18 ayda bir (1,5 yıl) bir af yasası.</p> <p style="font-weight: 400;">Biraz daha detaylandırırsak, Cumhuriyetin ilanından bugüne 39, TBMM açılışından bugüne kadar ise 40 adet af kanunu çıkarıldı. 1920-1924 arası 1 adet 1924-1960 arası 7 adet, 1961-1980 arası 8 adet, 1981-2000 arası 11 adet, 2000-2021 tarihleri arasında 13 adet af kanunu çıkmış.</p> <p style="font-weight: 400;">Böylece de Cumhuriyetin ilanından bu yana ortalama 2,5 yılda bir af kanunu çıkarılmış.</p> <p style="font-weight: 400;">Türkiye'de vergi borcu yapılandırmaları, günlük kullanımdaki adıyla "vergi afları" artık istisna olmaktan çıkıp “rutin haline geldi” denilirse yanlış olmaz.</p> <p style="font-weight: 400;"><strong>Ödeyenin ‘keriz’ yerine konulması</strong></p> <p style="font-weight: 400;">Türkiye’de mükelleflerin kendi beyanı esas alınıyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Yani ne kazandığını, ne harcadığını verdiği beyanname ile belirten bir mükellefiyet uygulamamız var.</p> <p style="font-weight: 400;">Ancak neden mükellefler, alıp sattığı mal ve hizmetler karşılığında verdiği beyannamede kazandığı ve devlete ödemesi gereken KDV ve benzeri vergilerin ödemesinden kaçınıyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Daha anlaşılır olsun diye bir örnek vereceğim.</p> <p style="font-weight: 400;">Bir vergi affı düzenlemesi öncesinde dönemin Maliye Bakanı ile yaptığım görüşmede, “180 milyar lira tahakkuk var, (yani mükellefin kazancından devlete vereceği miktarı) tahsilat tutarı 6 milyar lirayı biraz geçiyor. Bu nedenle acilen bir yapılandırma düzenlemesi getirmemiz gerekiyor” demişti.</p> <p style="font-weight: 400;">Yani mükellefler müşterilerden parasını almış ancak, ödemiyor.</p> <p style="font-weight: 400;">En nihayetinde son vergiyi ödeyen vatandaş. Mesela KDV’yi vatandaş ödüyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Mükellef KDV’yi devlete ödemiyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Peki neden ödemeye gelince beyanını yerine getirmiyor mükellef.</p> <p style="font-weight: 400;">Bir de yukarıdaki bakanın verdiği bilgide yer alan 6 milyar liralık tahsilat ile ödeyenlerin, diğer ödemeyenlere göre ‘keriz’ yerine konulduğunu da söylememe gerek yok sanırım.</p> <p style="font-weight: 400;"><strong>Tahsilat oranı her sefer daha da düşüyor</strong></p> <p style="font-weight: 400;">Son vergi düzenlemesinin görüşmeleri sırasında TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerine verilen bilgilendirme notuna da bir bakalım.</p> <p style="font-weight: 400;">Bilgilendirme notu Ak Parti hükümetleri döneminde getirilen geriye dönük son 6 af/yapılandırma düzenlemesini kapsıyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Bu düzenlemelerin hepsinin de ortak adında “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ifadesi yer alıyor.</p> <p style="font-weight: 400;">25/2/2011 tarihli <strong>6111</strong> sayılı düzenlemeye 5 milyon 247 bin mükellef başvurdu. 39,5 milyar lira yapılandırıldı. 26,4 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/tahsilat oranı yüzde 66,7.</p> <p style="font-weight: 400;">11/9/2014 tarihli <strong>6552</strong> sayılı düzenlemeye 4,5 milyon mükellef başvurdu. 43,7 milyar lira yapılandırıldı. 11,2 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/Tahsilat oranı yüzde 25,8.</p> <p style="font-weight: 400;">19/08/2016 tarihli <strong>6736</strong> sayılı düzenlemeye 5,9 milyon mükellef başvurdu. 80,4 milyar lira yapılandırıldı. 41,5 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/Tahsilat oranı yüzde 51,7.</p> <p style="font-weight: 400;">27/5/2017 tarihli <strong>7020</strong> sayılı düzenlemeye 1,9 milyon mükellef başvurdu. 13,7 milyar lira yapılandırıldı. 5,7 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/Tahsilat oranı yüzde 41,5.</p> <p style="font-weight: 400;">18/5/2018 tarihli <strong>7143</strong> sayılı düzenlemeye 6,3 milyon mükellef başvurdu. 69,6 milyar lira yapılandırıldı. 26,7 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/Tahsilat oranı yüzde 38,3.</p> <p style="font-weight: 400;">Son olarak 2020 yılı Kasım ayında yürürlüğe giren <strong>7256 </strong>sayılı kanuna 7,8 milyon mükellef başvurdu. 115,9 milyar lira yapılandırıldı. 26 Mayıs 2021 tarihi itibariyle 16,8 milyar lira tahsil edildi. Tahakkuk/Tahsilat oranı yüzde 14,5.</p> <p style="font-weight: 400;">Bu düzenlemeler arasında Kasımda yürürlüğe giren <strong>7256</strong> ile 2017’deki <strong>7020</strong> sayılı yasalarda matrah artırımı yok. Diğerlerinde matrah artırımı var. Yani matrah artırımı ile mükellefe “geriye dönük 5 yıl boyunca her ne usulsüz işlem yaptıysan, ödeyeceğin vergi oranını artır, incelemeyeceğim, görmezden geleceğim” deniliyor.</p> <p style="font-weight: 400;"><strong>Yapılandırılan tutar artıyor</strong></p> <p style="font-weight: 400;">Dikkat ederseniz, yapılandırmalara başvuran sayısı aşağı yukarı aynı kalırken, yapılandırılan tutar ise her defasında daha da artıyor. Ancak tahsilat oranı her yapılandırmada öncekine göre düşüyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Bunun nedenine bakıldığında mükellefin bir önceki yapılandırmaya başvurduğu ama ödeme ile ilgili gereğini yerine getirmediği için borcu yeniden eski faizi ile güncellenmesi etkili. Yapılandırılan tutar yeni af döneminde artmış görünüyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Yani her ödeme kolaylaştırıcı yapılandırmaya giren ancak ödemeye gelince, ‘devlet yeniden bir af getirir o zaman yeniden yapılandırırım’ düşüncesi ile ödemeyen bir kronik yapı var.</p> <p style="font-weight: 400;">Ayrıca, devletin mükelleflerin vergisini ödemek yerine parasını bankaya faize yatırmasını önlemek için daha yüksek tahsil faizi koymasının da etkisi var. Dolayısıyla yapılandırılan tutar her af öncesi yükseliyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Bütün bunlara bakıldığında mükellefin neden ödeme yapmadığının iyi araştırılması gerekiyor.</p> <p style="font-weight: 400;">Yani Cumhuriyet tarihi boyunca sıklıkla yapılandırma ihtiyacımız niye doğuyor?</p> <p style="font-weight: 400;">Mükellefler, toplanan vergilerin kendisine gelecekte daha sağlıklı ekonomi, iş hayatı işleyişi yaratmada kullanılmadığını mı düşünüyor?</p> <p style="font-weight: 400;">Bunlara kafa yorulmalı!</p> <p style="font-weight: 400;">Yoksa önümüzdeki en geç 2,5 yıl sonra yeni bir yapılandırma olacağını şimdiden söyleyebiliriz.</p> <p style="font-weight: 400;">Hele ki önümüzdeki 1,5 yıl içerisinde yapılacak seçimler nedeniyle de bu ‘kronik ödememe hastası’ mükellef’ kesiminin yine ödeme yapmayacağını tahmin etmek için de kâhin olmaya gerek yok.</p> <p style="font-weight: 400;">Seçimler sonrası gelecek olan iktidarın, ‘mükellefle barışma’ gerekçesiyle bir yapılandırmaya gidebileceğini şimdiden söyleyebiliriz.</p> <p style="font-weight: 400;">Bu arada, yukarıdaki adını ve numaralarını verdiğimiz kanunlarla gerçekleştirilen yapılandırmalarda SSK Prim borçları dahil değil. O SGK Başkanlığında ayrı bir hesapta izleniyor. Oradaki tahakkuk/tahsilat oranları ise maliyenin topladığı tahsilattan yüzde 10’lar seviyesinde daha düşük olduğunu da hatırlatayım.</p> <p style="font-weight: 400;">Çalışanlarımızın iş güvencesi olan primler toplanmayınca, emeklilerin maaşı da düşük kalıyor.</p>