Türkiye Psikiyatri Derneği, CHP İstanbul İl Başkanlığında yaşanan sürece ilişkin, "Özellikle Adalet kurumuna duyulan güvenin sarsılması, hukuk normlarında yaratılan belirsizlikler bireylerde kaygı bozuklukları, öfke, umutsuzluğa yol açabilir. Katılımcı ve özgür siyasal ortamın daraltılması, bireylerin kendi geleceklerine dair söz söyleme hakkını ellerinden almakta, bu da ruhsal sağlığı tehdit eden derin bir çaresizlik ve değersizlik duygusu doğurmaktadır. Demokratik alana yönelik müdahaleler, bireysel ruh sağlığını olduğu kadar toplumsal dayanışmayı da tehdit etmektedir" açıklamasını yaptı.

Türkiye Psikiyatri Derneği, CHP İstanbul İl Kongresinin iptali ve sonraki süreçte yaşananlara ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Ülkemizde son günlerde yaşanan gelişmeler, özellikle demokratik seçimler ile oluşturulmuş belediye, siyasi parti ya da sivil toplum kuruluşlarının yönetimlerine kayyum atanması şeklinde demokratik kurumların ve siyasal partilerin iç işleyişine yönelik yargı kararları ve idari müdahaleler, yalnızca siyasal yaşamı değil, toplumun güven duygusunu ve ruh sağlığını da yakından etkilemektedir. Son olarak İstanbul’da bir siyasi partinin il kongresinin iptal edilmesi ve kayyum atama süreci ile yaşanan gelişmeler toplumun geniş kesimlerinde derin bir kaygı ve tepkiye neden olmuştur.

Sakarya'da suya zam yapıldı, "Amaç su tasarrufunu teşvik etmek" denildi
Sakarya'da suya zam yapıldı, "Amaç su tasarrufunu teşvik etmek" denildi
İçeriği Görüntüle

Psikiyatri biliminin ışığında biliyoruz ki: Geleceğe ve kurumlara duyulan güven, bireysel ve toplumsal ruhsal iyilik halinin temel koşuludur. Demokratik süreçlerin kesintiye uğraması, yurttaşlarda belirsizlik, güvensizlik ve çaresizlik duygularını artırır. Özellikle Adalet kurumuna duyulan güvenin sarsılması, hukuk normlarında yaratılan belirsizlikler bireylerde kaygı bozuklukları, öfke, umutsuzluğa yol açabilir. Katılımcı ve özgür siyasal ortamın daraltılması, bireylerin kendi geleceklerine dair söz söyleme hakkını ellerinden almakta, bu da ruhsal sağlığı tehdit eden derin bir çaresizlik ve değersizlik duygusu doğurmaktadır.

Unutulmamalıdır ki: Demokratik süreçler, yurttaşların kendi geleceklerine dair söz hakkı buldukları, toplumsal ve kurumsal aidiyet ve güven duygusunu besleyen en güçlü toplumsal mekanizmalardır. Bireylerin demokratik hakları ve seçim yapma özgürlüğünün gözetilmesi, seçmen olarak iradelerine saygı duyulması yalnızca demokrasinin değil, aynı zamanda toplumsal barışın ve ruh sağlığının da vazgeçilmez koşuludur. Demokrasi tarihimiz de göstermektedir ki demokratik alana yönelik müdahaleler, bireysel ruh sağlığını olduğu kadar toplumsal dayanışmayı da tehdit etmektedir.

“Yetkilileri, halkın iradesine, demokratik süreçlere ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmaya davet ediyoruz”

Türkiye Psikiyatri Derneği olarak bir kez daha vurguluyoruz: Toplum ruh sağlığının korunması, hukuk devleti, adalet ve demokrasi ilkelerinin yaşatılmasıyla, geleceğe güven duyabilmekle ile ve insan temel hak ve özgürlüklerinin güvencede olması ile mümkündür. Demokratik değerlere ve teamüllere aykırı uygulamalar sadece siyasal alanı değil, ruhsal ve toplumsal bütünlüğü de zedelemektedir. Yetkilileri, halkın iradesine, demokratik süreçlere ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmaya; toplumda güven, barış ve umudu güçlendirecek adımlar atmaya davet ediyoruz."

Kaynak: İGF