Olumsuz hava koşullarının, salgın hastalıklar ve artan elektrik fiyatlarının bu kış Avrupa’da ölüm oranını etkileyeceği iddia edildi.

Avrupa ülkelerinde, Aralık-Şubat döneminde haftalık ölüm oranının yaz aylarına göre yüzde 21 arttığı anımsatılan The Economist'te yayımlanan yazıda, önceki yıllarda enerji kaynakları fiyatlarındaki değişikliğin bu rakam üzerindeki etkisi küçükken bu yıl farklı olacağı ifade edildi.

Dergi, fiyatların ölüm oranı üzerindeki etkisini değerlendirmek için istatistiksel model hazırladı. Kış sıcak geçerse ölüm oranı ortalamanın 32 bin kişi üzerinde gerçekleşecek, sert kış ek 335 bin ölüme yol açacak.

Yazıda, bu yıl ölüm oranını en çok sıcaklık ve mevsimsel gribin şiddetinin etkileyeceği ifade edildi. Soğuklar, insanları mekanın içinde daha fazla zaman geçirmesine neden oluyor, bu da mikropların bulaşmasını hızlandırıyor. Soğuk hava ayrıca kanın katılaşmasına neden oluyor, dolayısıyla kan basıncı yükseliyor, bu da inme sayısında artışa yol açabiliyor.

Ortalama, kışın hava sıcaklığı bir derece bile düşerse ölüm oranının yüzde 1.2 artabildiğini belirtilen yazıda elektrik fiyatlarındaki yüzde 10’luk artışın ölüm oranını yüzde 0.6 artırdığını kaydedildi. Hava ne kadar soğuksa, bu faktörün etkisi o kadar güçlü.

En kötü ihtimalle, bu yıl son 20 yılın en soğuk kışı tekrarlanırsa ölüm sayısı 185 bin artacak. Bu, en çok İtalya’da kendini gösterecek. Fransa, İngiltere ve İspanya’da tahminlerin daha iyi olduğu belirtildi.

Almanya ve Fransa'dan enerji işbirliği

Öte yandan, yazı konusu da enerji alanında önemli bir gelişme yaşandı. Almanya ve Fransa, enerji alanında işbirliğinin güçlendirilmesine ilişkin ortak bildiriye imza attı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un başkent Berlin’de Fransa Başbakanı Elisabeth Borne ile yaptığı görüşmenin ardından Başbakanlık Binası’nda imza töreni gerçekleştirildi.

Scholz ve Borne, burada iki ülke arasında enerji alanında dayanışma sağlanmasına ilişkin işbirliğini güçlendirmek amacıyla ortak bildiriyi imzaladı.

Bildiride, 'Rusya-Ukrayna savaşının benzeri görülmemiş küresel bir enerji krizine yol açtığına vurgu yapılarak, bu krizde gaz tedarikinde yüzde 40 ile Rusya’ya bağımlı olan Avrupa Birliği’nin (AB) daha hassas durumda olduğu' belirtildi.

Enerji kriziyle mücadele için AB ülkelerinin dayanışması ve Avrupa düzeyinde verilen tepkilerin memnuniyetle karşılandığı aktarılan bildiride, Berlin ve Paris’in enerji alanında dayanışmayı artıracakları vurgulandı.

Bildiride, Almanya ve Fransa’nın enerji arzının güvenliği için çalışacakları aktarılarak, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tedarikinin artırılacağı ve çeşitlendirileceği kaydedildi.

Somut önlemler arasında, Fransa’nın Almanya'ya gaz sağlayacağına yer verilen bildiride, Almanya’nın da Fransa’nın "kış boyunca elektrik tedarikini güvence altına almasına" yardım edeceği ifade edildi.

Başbakan Scholz düzenlenen ortak basın toplantısında Almanya ile Fransa arasındaki ilişkilerin olağanüstü ve zengin olduğunu belirterek, “Dönem ne kadar zorsa Almanya-Fransa işbirliği o kadar önemlidir” ifadesini kullandı.

Scholz, İran’ın nükleer faaliyetlerine ilişkin bir soru üzerine, İran’ın uranyum zenginleştirme politikasının bir kez daha İran’ın nükleer bombaya ve bunu taşıyabilecek füzelere sahip olmamasının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi.

Bunun İngiltere ve ABD ile Almanya ve Fransa’nın son yıllarda birlikte izlediği politikanın amacı olduğunu aktaran Scholz, bu politikayı izlemeye devam edeceklerini kaydetti.

Fransa Başbakanı Borne, iki ülke arasındaki dostluğun çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu dostluk sınamalara karşı dayanabileceğini ve meydan okumaların üstesinden gelebileceğini kanıtladı" değerlendirmesinde bulundu.

Borne, iki ülkenin çözümler üretebileceğini ve Avrupa’yı ileriye götürebileceğini dile getirdi.