PANORAMATR, Türkiye'de seçmenlerin siyasi tutumlarını, siyaseti takip etme durumlarını ve siyasi kurumlara ne kadar güvendiklerini ortaya koyan anket sonuçlarını yayımladı. Araştırmada, her 5 kişiden 3’ünün seçimlerin vatandaşlar için değişim yaratmayacağını düşünmesi dikkatleri çekti.

Katılımcılara kendinizi sağ-sol ölçeğinde nerede konumlandırırsınız sorusu sorulduğunda, katılımcıların yüzde 44’ünün kendini ortaya/merkeze yakın konumlandırdığı görülmektedir. İkinci önemli dinamik katılımcılardaki sağ eğilimdir. Siyasal duruşu sağ ve sağa yakın olanlar (toplamda %33) sol ve sola yakın konumlananlardan (%23) fazladır.

Parti tercihi ile siyasi duruş arasındaki tutarlılığı okuyabilmek adına veriler incelendiğinde, AK Parti ve MHP seçmeninin yüzde 60’tan fazlası kendini sağa ve en sağa yakın konumlandırmaktadır. Muhalefet partilerinde seçmenin siyasal duruşu İYİ Parti hariç orta ve sola yakın şeklinde kümelenmiştir. CHP’lilerin yüzde 40’ı merkeze yakın; yüzde 40’ı sola yakın olduğunu belirtirken İYİ Partililerin yarısı ortaya, yüzde 39’u ise sağa yakın biçimde konumlanmaktadır. DEM Partililerin siyasal duruşu ortadan sola doğru bir çizgi şeklindeyken neredeyse yarısı sola yakın olduğunu ifade etmiştir.

Katılımcıların büyük çoğunluğu siyaseti bir şekilde takip etmektedir. Katılımcıların yarıdan fazlası çok yakından veya genellikle takip ettiğini ifade ederken, yaklaşık yarısı da ara sıra veya nadiren takip etmektedir. Siyaseti hiç takip etmeyenlerin oranı yüzde 7’dir.

Buradaki en önemli veri, kararsız veya oy kullanmama eğilimindeki seçmenin, herhangi bir partiye oy veren seçmene kıyasla siyaseti daha düşük düzeyde takip etmesidir. Kararsızların neredeyse üçte biri, oy kullanmayacağını söyleyenlerin ise yüzde 38’i siyaseti ya nadiren takip ettiklerini ya da hiç takip etmediklerini ifade etmektedir

Siyaseti çok yakın takip ediyorum diyen erkekler (%37) kadınlardan (%20) fazladır. Hiç takip etmiyorum diyen erkek katılımcıların oranı kadınlarda düşük olmakla beraber nadiren takip ettiğini ifade edenler kadın katılımcılarda daha yüksektir. Genellikle ve çok yakın takip ettiğini belirten erkekler (%63), kadınlara göre (%46) daha yüksektir.

Araştırmanın en ilginç bulgularından biri siyasi kurumlara güven ile ilişkilidir. Katılımcıların yarısından çoğu siyaset kurumlarına karşı güvensiz bir konumdadır. Hiç güvenmeyenler yüzde 53 oranındayken az veya kısmen güvenenler toplam yüzde 39’luk bir kesimi oluşturmaktadır. Kısmen güveniyorum diyenler orta nokta olarak kabul edildiğinde her beş kişiden üçünde siyaset kurumları güven uyandırmamaktadır.

Kurumlara güvensizlik siyasi partileri büyük ölçüde çapraz kesmektedir. İktidar partilerinde siyaset kurumlarına duyulan güven muhalefete oranla yüksek olsa da tüm parti seçmenlerinde az veya hiç güven duymayanlar ağırlıktadır. İktidar ve muhalefetin siyaset kurumlarına duyduğu güven ve güvensizlik oransal olarak değişiklik göstermektedir. Muhalefet seçmeni oransal olarak siyasi kurumlara daha yüksek oranda güvensizlik duyarken, iktidar seçmeninde de hâkim duygu güvensizlik yönündedir.

Katılımcıların kendilerini sağ-sol ölçeğinde konumlandırışlarına göre siyaset kurumlarına karşı olan güvenlerinde anlamlı değişiklikler söz konusudur. Siyasi duruş sağdan sola doğru gittikçe hiç güvenmiyorum diyenlerin oranı artıyor görünmektedir. İktidar partilerine destek verenlerin güven oranlarının daha yüksek olduğu, iktidar seçmenlerinin de kendilerini daha sağda konumlandırdığı düşünüldüğünde bu durum şaşırtıcı olmamaktadır.

Her beş kişiden dördü çoğu siyasetçinin sadece kendi ikbalini düşündüğünü, vatandaşın ihtiyaçlarını önemsemediğini düşünmektedir. Aksi yönde fikir belirtenlerin oranı yalnızca yüzde 13’tür.

Tüm parti seçmenlerinde siyasetçilerin sıradan vatandaşların ihtiyaçlarını değil, kendi makamlarını önemsediği kanaatinde olanlar yüzde 50’nin üzerindedir. İktidar seçmeninde bu oran muhalefet seçmenine göre düşüktür.

Her beş kişiden üçü seçimlerin vatandaşlar için bir değişime neden olmayacağını düşünmektedir. Katılımcıların yüzde 34’ü ise bu ifadeye katılmadığını belirtmiştir. Katılımcılarda demokratik bir siyasal düzenin mihenk taşlarından biri olan seçimlere yönelik inanç olumsuz yöndedir.

Siyasal seçimlerin sıradan vatandaş için bir değişim yaratmayacağı kanaati tüm parti seçmenlerinde yüzde 50’nin üzerindedir. İktidar ve muhalefet eksenli bir ayrışma görülmemektedir. Kamuoyunda parti tercihinden bağımsız olarak seçimlerin toplum adına bir değişim yaratmayacağı düşüncesi daha baskın görünmektedir.

Bu soru seçmenlerde hem kendi kişisel faillikleri hem oy verecekleri siyasi partilerin faillikleri ile ilgili güvensizliklerini yansıtmaktadır. Katılımcıların yüzde 60’ı siyasi kararları bir grup siyasal elitin aldığı kanaatindedir.

CHP, İYİ Parti ve DEM Parti seçmeninden her beş kişiden üçü iktidarda hangi parti olduğundan bağımsız, siyasal olarak küçük bir grubun etkin olduğu kanaatindedir. Daha çarpıcı olan, iktidar partilerinde dahi bu oranın yüksekliğidir. AK Parti seçmeninin yaklaşık yüzde 42’si, MHP seçmeninin ise yaklaşık yüzde 32’si bu kuşkuyu paylaşmaktadır.

Seçmenlerin siyasi etkililik algısının güçlü olabilmesi için öncelikle siyasi gelişmeleri kavrayabildiklerine dair inançlarının kuvvetli olması gerekir. Siyasi süreçler ne kadar şeffaf olur ise, sıradan vatandaşlar kendilerini bu süreçleri takip edip değerlendirebilme konusunda o ölçüde yetkin hissederler. Katılımcıların yüzde 86’sı “Siyaset daha şeffaf olsa ben ve benim gibi vatandaşların takip etmesi daha kolay olurdu” ifadesine katıldığını ifade etmektedir.

AK Parti ve MHP seçmeninin dörtte üçü siyasetin daha şeffaf olması durumunda vatandaşın siyaseti takip etmesinin kolaylaştıracağını düşünmektedir. Muhalefet seçmeninde ise her on kişiden dokuzu aynı kanaati paylaşmaktadır.

Araştırmanın en önemli bulgularından biri de katılımcılardaki güçlü lider talebine yönelik göstergelerdir. Katılımcıların yüzde 80’i mevcut düzeni değiştirecek güçlü bir lider çıkarsa oy vereceğini ifade etmiştir. Bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 15’tir.

Sistemi kökten değiştirebilecek güçlü lider özlemi yalnız muhalefet partileri, kararsızlar ve oy kullanmayacağını ifade eden katılımcılarda değil iktidar partilerinin seçmenlerinde de yüksek oranda seyretmektedir. AK Partililerin yüzde 66’si, MHP’lerin yüzde 74’ü mevcut sistemi değiştirecek güçlü bir lider çıkarsa oy vereceğini ifade etmektedir. Bu, oldukça önemli bir veridir. CHP ve DEM Parti seçmeninde bu eğilim beklenileceği üzere iktidar seçmenine göre daha fazladır. Özetle, İYİ Parti hariç tüm seçmen gruplarında bu talep yüzde 60’ın üzerindedir.

Lider

TÜİK yeni rakamları açıkladı... 61 bin işsiz daha eklendi! TÜİK yeni rakamları açıkladı... 61 bin işsiz daha eklendi!

Toplumsal yaşamın iyiye gitmesinin yolunun güçlü liderden geçtiği görüşü de oldukça yüksektir. Toplumun başarısının güçlü bir lidere bağlı olduğu kanaatinde olan katılımcıların oranı yüzde 87’dir. Her on kişiden dokuzu toplumun başarılı olması için güçlü bir lidere ihtiyaç duyulduğunu düşünmektedir.

AK Partili seçmenin yüzde 93’ü, MHP’li seçmenin yüzde 98’i, İYİ Partili seçmenin yüzde 96’sı toplum başarısını güçlü bir liderle özdeşleştirmektedir. Tüm seçmen gruplarında bu tutum ağır basmakla beraber CHP seçmeninde yüzde 82 ve DEM Parti seçmeninde yüzde 83’tür. Toplum başarısı için güçlü bir lider arzusu parti tercihlerinden bağımsız önemli bir tutum olarak görülmektedir.

Editör: Ömür Ünver