İnsanları birbirine çeken, onları yakınlaştıran, bağlayan, tüketen ve kaybeden ince ve anlaşılmaz bir güç vardır. Bireyleri geçen ama bilince ait olmayan bir kuvvet: Güzellik... Ah, güzel kadın. Hepimiz ona bakmayı, onun hakkında konuşmayı, onu merak etmeyi seviyoruz. Yunan mitolojisinden bir figür olan Truva'lı Helen, güzelliğin simgesi olarak kabul edildiği günden bu güne kadınlar iyiliği ya da zekası için değil, fiziksel mükemmelliği ile kutlanır oldu. Ve kadınlar; korkularının başına güzel ya da yeterince güzel olmamayı getirdi... Gerçek şu ki, çoğu kadın güzellik standartlarının tanımlandığı genetik piyango sahibi Truva'lı Helen gibi "güzel" değil. Bu güzellik standardının gerçekçi olmadığı ve ulaşılamayacağını da iyi biliyor. Buna rağmen, kadınların çoğu belirli standartları karşılayan güzelliği elde etmek için çok fazla zaman, duygusal enerji ve para harcıyor. Artık güzellik standartlarına ulaşmayı denemek ve ayak uydurmak için tam zamanlı kuaförlere, makyaj sanatçılarına, kişisel eğitmenlere ve diyetisyenlere ihtiyacı olmayan kadın yok gibi. Peki neden? "Ah, biz erkekler... Erkeklerin hemen göğsü kabarmasın en önemli sebep gibi gözükse de sebep o değil. Çünkü güzellik fark yaratıyor. Güzellik pozitif bir niteliktir ki, günümüzde fiziksel güç, karizma ve maalesef diyeceğim zekanın da önünde yer almaktadır. Yeni biriyle tanıştığınızda ilk izlenim, görünüşle ilgili olur; ancak daha sonra kişilik, beyin ve karakter gibi şeyler anlam kazanmaya başlar. Güzellik evrensel bir dili temsil eder, herkes tarafından anlaşılır ve takdir edilir. Bu takdir, güzel kadınları, sıradan insanların yapamadığı bir çok zorlukların içinden kolayca sıyırır. Kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak güzellik kapıları açar. Birçok ülkede yapılan araştırmalarda, güzelliğin kesinlikle başarı ile bağlantılı olduğu en azından finansal başarıyı da beraberinde getirdiği görülmüştür. İşin ilginç tarafı ise benlik saygısı yüksek olan güzel kadının kendisi için beslediği; "Ben özelim, her şeyin en iyisini hak ediyorum" duygusu, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olarak ortaya çıkmaktadır. Güzel bir kadın güzelliğini kullanarak öne geçmek istiyorsa neden olmasın? Ancak mükemmel dişil bir nitelik olan güzellik, eğer farkında olmadan kişinin değerini sadece kendisinin bu yönüne göre döndürürse, kadınlar için tehlikeli bir tuzağı da temsil eder. Güzellik ile ilk izlenimi iyi bırakabilirsiniz. Bu izlenim karşı tarafa diğer özelliklerinizin de eşit derecede iyi olduğu inancını verir ve bu inanç yıkılırsa her şey tersine dönebilir...  O nedenle güzel olan, diğer yönleriyle de daha da iyi olmalıdır.. Genç kızlarımıza seslenmek istiyorum. Bir insan güzel olduğunda, hiçbir şey inkar edilemez amenna. Ama unutulmaması gereken şey şudur ki; güzel olan, daha da iyi olmalıdır. Sarı kantaron otu güzeldir. Dağ yamaçlarında yol kenarlarında yetişirler. Ancak dağın zirvesinde olamazlar. Dorukların çiçekleri ki, hem güzeldirler, hem sağlam, hem de daha şifalı. Ve herkesin harcı değildir doruklardan çiçek toplamak. Genel geçer bir tabir ile 'Aptal Sarışın' ancak talihinin el verdiği yere kadar gider. Sizler dağın zirvesinde açan çiçekler olun. Hayatınızın her yönünü geliştirin, güçlendirin. Bırakın insanlar doruklara sevdalansınlar size ulaşabilmek için emek versinler. Sizde olmayan bir şeyi başkasında aramasınlar. Ne demiş şair Necip Fazıl Kısakürek; kadından, kendisinde olmayanı isteriz, hasret yerinde kalır, ve biz çekip gideriz.  

Editör: Ömür Ünver