Dünyada gelir dağılımı itirazı; Çalışanlar 2026 bütçelerine karşı sokağa çıktı
Dünyada gelir dağılımı itirazı; Çalışanlar 2026 bütçelerine karşı sokağa çıktı
İçeriği Görüntüle

Mezopotamya'yı besleyen iki ünlü nehirden biri olan Dicle, "bereketli hilal"in de en önemli kaynaklarından. Türkiye'nin güneydoğusunda doğan nehir, Irak'ın iki büyük şehri olan Musul ve Bağdat'tan geçerek Fırat'a katılıyor. Ve birlikte Şatt el-Arab olarak yolculuklarını güneye, Basra Körfezi'ne doğru tamamlıyor.

İşte bu nehirlerin kıyılarında, dünya tarihi değişti. Büyük ölçekli tarım ilk kez burada geliştirildi, ilk kelimeler burada yazıldı ve tekerlek burada icat edildi. Bugün Dicle suları, havzasında yaşayan tahmini 18 milyon Iraklı için sulama, ulaşım, sanayi, enerji üretimi ve içme suyu olarak kullanılıyor.

Nehrin korunması ile ilgili bir sivil toplum kuruluşu olan Humat Dijlah'ın kurucusu Salman Khairalla. "Iraklıların tüm yaşamı suya bağlı. Tüm medeniyet ve duyduğunuz tüm hikayeler bu iki nehre bağlı. Bu sadece içmek, sulamak, kullanmak veya yıkamak için su değil... Hatta maneviyattan bile daha fazlası," diyor.

Ancak nehrin sağlığı on yıllardır kötüye gidiyor. Guardian'ın haberine göre, Irak, 1991'deki Çöl Fırtınası Operasyonu'nda ABD'nin hedefi haline gelene kadar son teknoloji su altyapısına sahipti. Arıtma tesislerinin yıkılmasıyla kanalizasyon suları nehirlere karıştı. Yıllarca süren yaptırımlar ve çatışmalar, altyapının hiçbir zaman tam olarak iyileşmemesine neden oldu. Bugün, güney ve orta Irak'ta, kentsel hanelerin sadece yüzde 30'u kanalizasyon arıtma tesisine bağlı. Bu oran kırsal alanlarda %1,7'ye düşüyor.

Belediye atıklarına ek olarak, tarımsal akıntıdaki kimyasal gübreler ve böcek ilaçları, petrol sektörü de dahil olmak üzere endüstriyel atıklar ve tıbbi atıklar da nehre karışıyor. 2022 yılında yapılan bir çalışma, Bağdat'taki birçok noktada su kalitesinin "kötü" veya "çok kötü" olarak değerlendirildiğini ortaya koydu. 2018'de, güneydeki Basra şehrinde en az 118 bin kişinin Dicle kaynaklı içme suyundan hastanelik oldu.

Nehrin su hacmi de önemli ölçüde azaldı. Son 30 yılda Türkiye, Dicle Nehri üzerine büyük barajlar inşa etti ve Bağdat'a ulaşan su miktarı yüzde 33 azaldı. İran da barajlar inşa etti ve Dicle'yi besleyen ortak nehirlerden suyu başka yönlere çevirdi. Irak'ta ise ülkenin yüzey sularının en az yüzde 85'ini kullanan tarım sektöründe aşırı su kullanımı bunda etkili oldu.

Öte yandan, 'iklim krizi' de Irak'ta ağır sonuçlara neden oluyor. Irak'ta yağışlarda %30'luk bir azalma kaydedildi. Son yüzyılın en ağır kuraklığının yaşandığı belirtiliyor. Tatlı su talebinin 2035 yılına kadar arzı aşması bekleniyor. Bu yaz, Dicle Nehri o kadar alçaldı ki insanlar rahatlıkla yürüyerek karşıya geçebileceği seviyelere kadar azaldı.

Bağdat ve Ankara arasında anlaşma

Kasım ayında Bağdat ve Ankara, nehrin bazı sorunlarını ele almak için bir mekanizma imzaladı. Bu anlaşmanın kapsamında kirliliğin önlenmesi, modern sulama teknolojilerinin teşvik edilmesi, tarım arazilerinin geri kazanılması ve su yönetiminin iyileştirilmesi yer alıyor. Altyapı projelerinin Türk şirketleri tarafından üstlenileceği ve petrol gelirleriyle finanse edileceği gerekçesiyle "petrol karşılığı su" anlaşması olarak nitelendirildi. Irak Dışişleri Bakanlığı bunu " türünün ilk örneği " bir anlaşma olarak lanse etti.

Ancak anlaşma, uzmanlardan, çevreci aktivistlerden ve kamuoyundan sert eleştiriler aldı. Eleştirmenler, yayınlanan detayların yetersizliğinden, anlaşmanın Ankara'ya Irak'ın su kaynaklarının kontrolünü veriyor gibi görünmesinden ve resmi olarak bağlayıcı olmamasından endişe duyuyorlar.

Eski su kaynakları bakanı Mohsen el-Şammari, anlaşmanın Irak'taki genel seçimlerden sadece dokuz gün önce imzalandığını hatırlatarak, "Şu anda ortada gerçek bir anlaşma yok. Bence bu daha çok seçim propagandası gibi." dedi.

Irak Su İşleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve hükümet sözcüsü yorum taleplerine yanıt vermedi.