DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan," işçi konfederasyonlarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu'ndan çekilmesi, ayrıca 2026 zam oranının yüzde 20’yi aşmayacağı" iddialarıyla ilgili olarak, "Ekonomiyi düzeltemeyince rakamlarla oynamaya, rakamları düzeltmeye başladılar. Arkadaş, sen gerçek enflasyon ne açıklamıyorsun. Enflasyon sepetin şeffaf değil, gizliyorsun. Sonra da ‘beklenen enflasyon’ diye bir şey uydurdun" dedi.
Babacan, ekonomi politikalarına yönelik açıklamalarında, 'şeffaflığa' dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
"Güven oluşturacağız diyorlarsa TÜİK'in enflasyon sepetini niye gizliyorsunuz? Enflasyon rakamlarınız doğruysa niye hesaptan kaçıyorsunuz? Enflasyon sepetindeki ürünlerin fiyatları daha önce açıklanırken açıklamamaya başladılar. Niye açıklamıyorsun? Milyonlarca emeklinin, asgari ücretlinin, memurun maaş artışına, çiftçinin taban fiyat artışına ölçü oluyor. Bu kadar önemli bir verinin kaynaklarını eskiden açıklarken şimdi gizliyorsun. Eskiden Merkez Bankası ne kadar döviz alıp sattığını şeffaf şekilde açıklardı. Şimdi niye açıklamıyorsun?
Ama bilen biliyor ve büyük paralar kazanıyor. Türkiye'nin kur rejimi nedir açıklanmıyor? Şimdi şöyle kur grafiğine bakın. Çok enteresan zaman içerisinde dolar kuru. Yani belki düşecek alım müdahalesiyle tutuyorlar. Yükselecek satım müdahalesiyle tutuyorlar. Peki böyle gideceğini sen önceden biliyor muydun? Böyle gideceğini yabancı yatırımcılara anlatıyor muydun? O garantiyi veriyor muydun? Eğer birileri bunu önceden biliyor, başkaları bilmiyorsa bu büyük bir adaletsiz ve hırsızlıktır. Bilene bilmeyenlerin sıfatından para kazandırıyorsunuz demektir. Dolar kurunun böyle gideceğini bilse gider dolar borçlanır. Niye yüksek faizle TL cinsinden borçlansın? Biz zamanında dalgalı kur, serbest piyasa diyorduk. Aşırı dalgalanmada Merkez Bankası müdahale edebilir diyorduk. Herkes ne olduğunu biliyordu. Şimdi kur rejimi kapalı, karanlık, sır. Ama belki yabancılara anlatıyorlardır gerçekte ne olacağını. Onlar biliyordur biz bilmiyoruz. O yüzde harıl harıl sıcak para girdi, yüksek faize geldi, rezervler yükseldi. Demek onlara (yabancılara) kur için bir garanti veriliyor. Sonuçta kazanan Londra, New York’taki bir avuç yatırımcı. Kaybeden bu ülkenin en az 80 milyon insanı. Sistem ve kurumlar gidiyor. Yerine kuralsızlık, düzensizlik ve bir avuç iktidar mensubunun kendi şahsi meseleleriyle çıkarlarının ön planda olduğu bir karmaşa geliyor."
"Ekonomiyi düzeltemeyince rakamlarla oynamaya, rakamları düzeltmeye başladılar"
Babacan, T24'ün aktardığı habere göre, asgari ücretle ilgili olarak da şöyle konuştu:
"Öncelikle dürüst ve liyakatli insanların göreve gelmesi, sorunların şeffaf şekilde ele alınması kaçınılmaz. Vergi politikası şeffaf ve adil değil. Vergi dilimlerinin adil olması, kazanca ve enflasyona göre artması lazım. Fakat son yıllarda ne yapıyorlar? Vergi dilimlerini enflasyon kadar bile arttırmıyorlar. Vergi dilimleri enflasyon kadar artmayınca az kazanandan fiilen daha çok vergi alınmış oluyor. Milyonlarca kişi hem düşük maaş alıyor hem de gelirinin çok üzerinde daha fazla vergi ödüyor.
Özellikle TÜİK ve diğer kurumlarda bu rakamlarla oynama, damat döneminde (eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak) başladı. Ekonomiyi düzeltemeyince rakamlarla oynamaya, rakamları düzeltmeye başladılar. Şimdi durdular durdular ilk defa 2024’te ‘gerçekleşen değil beklenen enflasyona göre zam’ diye bir şey çıkarttılar. 2024 sonunda gerçekleşen enflasyon yüzde 44 iken, asgari ücrete yüzde 30 ve tek seferlik zam yapıldı. Geçmiş ve gerçekleşen enflasyonun 14 puan altında kaldı. Emekliye, memura da aynısını yaptılar. Dolayısıyla geçen yılın gerçekleşen enflasyonuyla maaş zamları arasında çok ciddi bir hak kaybı var. Ücretlere önce geçen yılın enflasyonunda doğan kaybının eklenmesi, ikinci olarak ücret zammının beklenen değil gerçekleşen enflasyona göre yapılması ve üçüncüsü ne olursa olsun temmuzda mutlaka ara zam yapılması şart. Enflasyonun 6-7'ye düştüğü yıllarda bile biz mutlaka emekliye de asgari ücretliye de 1 Temmuz’da ara zam verdik. Çünkü yıl sonunu beklediğinizde fark ve gelirdeki erozyon büyüyor. Mağduriyetler oluşuyor. En azından yıl ortasında telafi zammı vermek gerekir. Şimdi bunu da yapmıyorlar. Arkadaş, sen gerçek enflasyon ne açıklamıyorsun. Enflasyon sepetin şeffaf değil, gizliyorsun. Sonra da ‘beklenen enflasyon’ diye bir şey uydurdun. Bu Türkiye’de hiçbir zaman uygulanmamıştır. Enflasyonla mücadele yöntemi olarak maaşları beklenen enflasyon kadar artırmak için IMF bir ara bize de bastırdı. Biz yapmadık. Enflasyon düşecek deyip maaşı daha az artırıyorlar. Şimdi IMF'in olmadığı bir dönemde ilk defa beklenen enflasyon diye bir şey getirdiler. Olmaz, Türkiye’de uygulanamaz. Asgari ücrette de sonuçta hükümetin dediği oluyor. İşçi, sendika ne yapsın? Dolayısıyla asgari ücretli, memur, işçi, emekli, esnaf, çiftçi hepsi bu 'beklenen enflasyon' icadıyla kaybediyor, mağdur ediliyor."