Akıl, esas akıl, zekâ, hafıza sözcüklerin anlamlarının karıştırılması, özellikle de günümüzde zekânın aldatma, yalan ve uyanıklıkla özdeştirilmesini göz önünde bulundurarak, bu kavramlar üzerinde durmak istedim.

Zekâ tehdidi algılar, akıl çare bulur, hafıza kaydeder. Hafıza bir organ değil teyptir. Esas Akıl size sunulanın dışında çare üretmektir.

Lastiği patlayan bir adam aracını sağa çekip park etmiş. Stepneyi patlak lastiğin yanına getirmiş, krikoyu takmış, lastiğin bijon somunlarını gevşetmiş, sonrada krikoyla kaldırıp bijon somunlarını çıkartıp ters çevirdiği jant kapağının içine koymuş. Patlak lastiği yerinden çıkartıp bagaja yerleştirmiş, krikoyu indirmiş aracın altından çekerken jant kapağına basabilmiş, somunlar mazgaldan aşağı düşmüş. Bir of çekip saydırmış. Aracını kilitleyip durağa geçmiş. Başından beri olayı tımarhanenin panel tellerinin ardından izleyen deli “ne yapıyorsun” diye sormuş. Adam biraz da küçümser bir tavırla, “Görmüyor musun, durakta dolmuş bekliyorum” demiş.

“Görüyorum da neden?”

“Neden olacak, bijon somunları mazgala düştü. Bijon somunu almak için lastikçiye gidiyorum”

“Diğer lastiklerden birer bijon somunu alırsan hepsi 3’erli olur, lastikçiye kadar gider, noksanları orada taktırırsın.”

Adam düşünüyor, deli haklı:

“Affedersin orası…?”

“Evet burası tımarhane, ben de deliyim ama senin gibi salak değilim.”

Allah’ın verdiği aklı kullanmayana, akılsız olduğu anlaşılana salak, aptal denir.

Çinli General Sun Tzu’nun savaşın kazanılmasında aklın önemini belirten, binlerce yıldır geçerliliğini koruyan sözüne bakalım:

Savaş aklın akılla mücadelesidir, akıllı olan kazanır.”

Güçlü olan, zengin olan demiyor, akıllı olan diyor.

Aristoteles, “Aklın işi, gerçekler arasında ilişkiyi keşfetmektir” demiş.

Bir başka örnekle aklın önemini vurgulayalım.

Ünlü iş adamı merhum Vehbi Koç’un adını,  “Devlete bile borç veren Türkiye’nin en zengin işadamı” olarak ilkokul sıralarında hocalarımızdan duymuş, tanımıştım. Bir yere gelebilmek büyük bir başarı, orada kalabilmek de büyük bir marifettir. Vehbi Koç bunun en güzel örneklerinden biridir.

Rivayete göre, kolonya üreticisi işadamı Eyüp Sabri, bankaların kredi verme durumlarının olmadığı dönemde, Vehbi Koç’a gitmiş. Ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu söyleyip borç istemiş. Vehbi Koç, “Ben sana paradan daha önemli olanı, akıl vereyim, yine de paraya ihtiyacın olursa o zaman bakarız” demiş ve başucundaki Eyüp Sabri kolonya şişesini alıp avucuna kolonya dökmüş ve “Gördüğün gibi toplu iğneden bile ince bir delik. Kullan kullan bitmiyor. Bu şişe 5-6 aydır boşalmadı. Sen bunun deliğini büyüt, iyi para kazanırsın” demiş. Türkiye’nin koku duayeni Eyüp Sabri markası bir asırdır bayrağını dalgalandırıyor, akıl sayesinde.

Esas aklı da bir örnekle açıklamaya çalışayım. Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Mazhar Osman’a bir arkadaşı, “Delilerin iyileştiğini nasıl anlıyorsunuz?” diye sormuş.

“Madem o kadar merak ediyorsun yarın tahliye günü, gel nasıl anladığımızı gör” demiş.

Ertesi gün kararlaştırılan saatte arkadaşı gelmiş. O sırada Mazhar Osman bir küveti doldurtmuş, yanına bir kova, bir maşrapa, bir de cezve koydurmuş. Arkadaşına dönüp “Biraz sonra sırayla bu küveti boşaltmalarını isteyeceğim. Gel senden başlayalım” demiş. Arkadaşı, “Tabii ki kovayla” deyince Mazhar Osman arkadaşına deliler koğuşunu gösterip, “Geç bakalım yerine, daha bizimle kalman gerekir” demiş ve şunu söylemiş: “Küvetin tıpasını açmak varken neden kovayla boşaltasın? Esas akıl, size sunulanın dışında çare üretebilmektir.”

Söz zekâdan açılmışken, kavram karışıklığı olmaması için fikir edinmek bakımından duygusal zekâ, akademik zekâ ve yapay zekâya da kısaca değinmekte yarar vardır.

Duygusal zekâ, doğuştan gelen bir özellik olmayıp, insan beyninin yapısından kaynaklanan, çocuklukta alınan duygusal derslerin yaşam boyu davranış tarzlarını belirlemesidir. Duygusal zekânın bireyin aile yapısı, sağlık durumu, mesleki başarısı, toplumsal ilişkilerinde çok ciddi etkileri bulunmaktadır. İnsanı insan yapan niteliklerin çoğu duygusal zekâdan kaynaklanır.

Akademik zekâ, bireylerin öğrenme, problem çözme, analiz yapma ve bilgiyi kullanma yeteneklerini ifade eder. Okul ve akademik ortamlarda başarıyı etkileyen faktörleri içerir.

Yapay zekâ, bilgisayar sisteminin insan benzeri düşünme ve öğrenme yeteneklerini simüle etmek amacıyla tasarlanmış bir alanı ifade eder. Teknolojide ve toplumda önemli değişim ve dönüşüm getirmesi nedeniyle yapay zekâ yeni bir çağın habercisi ve başlangıcı olarak görülmektedir.

Tolstoy’un akılla ilgili uyarı niteliğindeki sözünü de hatırlayalım: “Cahilde eksik olan akıl değildir, o kurnazdır; eksik olan ahlaktır. Cahil, güçlüdür. Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötü insandır.”

Hz. Mevlana’nın sözüyle noktalayalım:

Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır! İman kuvvetli olmazsa, nefis aklı yer.”