AnaManşet

TCMB Başkanı Karahan: Gıda fiyatlarında yukarı yönlü risk arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "Yıllık olarak baktığımızda düşüş eğilimini sürdüren gıda fiyatları, mart ayında ramazan ayının da etkisiyle yükselmesinin ardından nisan ayında daha ılımlı bir artış kaydetti. Ancak, geçtiğimiz ay yurt genelinde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki dönem için, başta meyve olmak üzere, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdı" dedi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen Finans Zirvesi 2025'te konuştu.

Karahan, yaptığı konuşmada mart ayında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında proaktif bir biçimde gerekli tedbirleri vurgularken, gelecek dönemlerde de para politikasındaki kararlı duruşu sürdüreceklerini ve dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceklerini açıkladı.

Para politikası araçları çeşitlendiriliyor

Karahan, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının belirsizlik ve dalgalanmanın arttığı ortamda, para politikası araçlarını çeşitlendirmeye yöneldiğini belirterek, şunları söyledi:

"Özellikle, 2008–2009 Küresel Finansal Krizi sonrasında, birçok merkez bankası faiz oranlarını ayarlamakla kalmamış, aynı zamanda makroihtiyati politikaları sıkılaştırıcı yönde kullanarak finansal istikrarı desteklemiştir. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkelerde "tek tip" bir politika tepkisinden değil, ülkelere özgü koşullara uyarlanmış çok araçlı ve esnek politika bileşimlerinden söz etmek daha doğru olacaktır. Biz de diğer gelişmekte olan ülkeler gibi para politikası uygulamalarımızda temel aracımız olan politika faizini çeşitli makroihtiyati politikalarla güçlendiriyoruz."

TCMB Başkanı Karahan, "Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM’yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz. Kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz. Üçüncü olarak da likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi yönetiyoruz” dedi.

Karahan, finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla piyasa kuralları içinde tüm para politikası araçlarını, proaktif bir yaklaşımla, kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini belirterek "Likidite koşullarını yakından izlemeyi ve likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmayı sürdüreceğiz" dedi.

Karahan'ın konuşmasında öne çıkan önemli ifadeler şu şekilde oldu:

“KKM bakiyesindeki azalış, finansal istikrar üzerinde risk oluşturmadan ve Türk lirası cinsi mevduatı önceleyerek sağlandı. Son 12 ayda vadesi dolan KKM hesaplarından dövize geçiş oranı yüzde 14,5 seviyesinde gerçekleşti.

Son dönemde görülen finansal oynaklıkların sistemdeki toplam TL payı üzerinde etkisi de sınırlı oldu. Nitekim Türk lirası mevduatın payı yüzde 58 ile tarihsel ortalamasına yakın bir seviyede ilerlerken, yatırım fonlarını da dahil ettiğimizde görünüm değişmemekte.

“Döviz talebi ağırlıklı yurt dışında kaynaklandı”

14 Mart-2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70’i yurt dışı kaynaklı olurken yurt içi talep sınırlı kaldı.

Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçeve sayesinde mevduat faizlerinin seviyesi, TL’ye geçişi ve tasarrufları destekliyor.

Mal talebine ilişkin göstergeler yurt içi talebin ılımlı seyretmekle birlikte bir miktar dirençli olduğunu gösteriyor.

Bununla birlikte gerek kullandığımız altı göstergenin ortalaması gerekse tahmin performansı görece iyi olan medyan enflasyona baktığımızda, bu göstergeler yıllıklandırılmış enflasyonun yüzde 30’un biraz üzerinde olduğunu ima ediyor. Bu da bize dezenflasyonun süreceğini gösteriyor.

“Gıda fiyatlarında yukarı yönlü risk arttı”

Yıllık olarak baktığımızda düşüş eğilimini sürdüren gıda fiyatları, mart ayında ramazan ayının da etkisiyle yükselmesinin ardından nisan ayında daha ılımlı bir artış kaydetti. Ancak, geçtiğimiz ay yurt genelinde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki dönem için, başta meyve olmak üzere, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdı.

Tüketici fiyatları üzerindeki maliyet kaynaklı baskılar hafiflemekte. Bu durumun belirli sektörlerden kaynaklanmayıp genele yayılması bizim açımızdan önemli bir gelişme.

Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor.

“Sıkı para politikası duruşu sürecek”

Diğer taraftan, belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı bir para politikası duruşu sergiliyoruz. Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar da sürecek.

Bir kez daha vurgulamak isterim ki, fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak; enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”