Yeni bir söz söyleme fırsatımız olsa keşke...
Fakat Türkiye’nin haftalık gündeminde değişen hiç birşey yok. Suya, ayrana, kolaya, alkole derken...
Dün, alışıla geldiği üzere, belirli ürünlere yine zam geldi. Benzine 1,68 TL...
LPG’ye 40 kuruş...
Süt ve süt ürünlerine %33...
Şekere %20...
Türk kahvesine %21...
Bendeki de laf!
Allah zeval vermesin; muazzam gelişmeler de oldu aslında...
Hükümetimiz, benzine iki ayda 9 kez zam yaparak Guiness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazandı.
“Gıdım” bir ölçü birimi olarak literatürümüzün tepesine taht kurdu; birkaç gıdım benzin, üç gıdım yağ, bir gıdım şeker...
Halkımız alım gücünün daralması sebebiyle obeziteden kurtuldu.
Dün itibari ile “çay”, %43,71 zamlanarak lüks tüketim kategorisine geçiş yaptı.
✱✱✱
Tevekkeli; her açılış, her mitingde vatandaşın kafasına çay atılmasının bir sebebi varmış.
“Ucuzken dağıtıyoruz, zamlanınca bize dua edeceksiniz.” demek istemişler de biz anlamamışız. Kınamıştık ama cehaletimizi mazur görsünler; biz bu kadar ileriyi görememişiz.
Kur korumalı çayımız var artık.
Yatırımlık, yastık altı çay!
Tam da, çoluğumuz çocuğumuzla, Millet Bahçesi’nde yatıp yuvarlanacak havadis...
Daha ne istiyoruz acaba, belamızı mı?
✱✱✱
Fabrika sahibi, diğer koltukta medya patronu olursa...
İşçilerin eylemleri “Haklarını istiyorlar." yerine, “Üretimi ve ekonomiyi sabote ediyorlar!” şeklinde servis edilirse...
İktidarlar medyaya tahakküm ederse...
Liyakatsız ellere, itibarlı makamlar teslim edilirse...
Zaruri yatırımlar boş verilip mega projelere kaynak aktarılırsa...
Kaçağı, göçeği; sınırsız mülteciye kucak açılırsa...
Hukuğun elleri kesilir, kalemi kırılırsa..
Halkın feryatları çapulculuk, anarşistlik, teröristlik olarak yaftalanırsa...
Suç meşru, hak haram olursa...
✱✱✱
Şu koşullarda Almanya bizi tabii ki kıskanır.
Hükümet eliyle defalarca fakirleştirilip yine hükümetin dağıttığı sadakalarla hayatını idame ettirmeyi başaran vatandaş var.
Zamın bile zamlandığı ülkemizde, yaşamayı becerebilen 84 milyon insan var.
Ekonominin duvara toslamasını halaylarla kutlayan ferah gönüllü muhteremler var.
Gece yüzde 61, gündüz yüzde 145, hissedilen yüzde 200 enflasyonla bile pes etmeyen bir halk var.
Neyse yine şükredelim; muhtemelen ölünce milletçe sorgudan muaf olacağız...
Zira “Bunlar Türkiye’deki cehennemden gelmiş; kenara alın, soluklansınlar” diyecekler.
Editör: Ömür Ünver