Bu savaşın da kazananı tüm savaşlarda olduğu gibi silah tüccarları… Shakespeare, Makyavelci tipolojiye uygun kötü adama başarı tanımamaktaydı. ‘Melon şapkalıların başarısını’ bu yüzden bir satırla ifade ettim. Ancak toplumun refahı için kullanılması gereken ödeneklerin silah alımına kaydırılması ve -NASA raporuna göre- en büyük tehlike olan küresel ısınma ve beraberinde getirdiği iklim değişikliği çalışmalarının bile sumen altı edilmesi nedeniyle bu bölümü başa aldım. Bir fikir vermesi bakımından savunma harcamalarını 30 milyar dolar arttıran ABD ile İngiltere, çok sayıda ülkeye milyarlarca dolarlık silah sattı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre, Ortadoğu’ya silah ihracatının yüzde 61 arttığı, en büyük silah satıcılarının ABD, Rusya, Çin, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin olduğu belirtilmekte. Dünya barışını, güvenliğini korumakla görevli Birleşmiş Milletler’deki bu 6 ülke, küresel silah satışının yüzde 75’ni gerçekleştiriyor. “Güçlü olan haklıdır” felsefesini “Haklı olan haklıdır” anlayışına dönüştürmediğimiz sürece de savaş daima kapıdadır. MÖ 3600 yılından beri, sadece 292 yıl barış içinde geçmiş. (Yani bir asırlık dönemin sadece beş yılı). Bu savaşlarda 4 milyara yakın insan ölmüş. Sarf edilen parayla dünyanın çevresi, 156 metre genişliğinde 10 metre kalınlığındaki altın kuşakla sarılabilir. (Norveç İlimler Akademisi’nin araştırmasından) BM tarafından her yıl yapılan araştırmaya göre dünyada açlık çeken insan sayısının 2019 yılı itibariyle 690 milyona ulaştığını, 17 Kasım 2019’da başlayan ve bütün dünyayı saran Covid-19’dan yaklaşık 6 milyon 215 bin kişinin yaşamını yitirdiğini düşünürsek, bir insan, bir lider olarak “ne yapmamız gerekir” sorusunu sormamız gerekir. İnsanlık adına, bir insan olarak, bir dakikanızı ayırıp bir düşünün lütfen. Bu can sıkıcı girişten sonra Ukrayna Rusya savaşı öncesi gelişmeler ve savaşın başlama sürecine hatırlamak için bir göz atalım. “Savaşın değişmeyen yapısı daima politikanın bir aracı olması, politik faaliyetin başka bir yöntemle devam ettirilmesidir” (Clausewitz) Uzun süredir yaşanan gerginlikler sonrası Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edeceği söylemleri, 24 Şubat 2022 sabahı eyleme dönüştü; Rusya, Ukrayna harekâtını başlattı. Savaşın başlamasının üzerinden yaklaşık 50 gün geçti. Kriz derinleşerek devam ediyor. Aslında Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim yıllar öncesine dayanıyor. Sovyetler Birliği'nin dağılma aşamasında 8 Aralık 1991’de Minsk’te Belarus, Rusya Federasyonu ve Ukrayna devlet başkanları, Sovyetler Birliği yönetimi altındaki ülkelerin tarihi ve kültürel bağlarını koruyarak, aralarında iş birliğinin sürmesini sağlamak amacıyla Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kuruluş anlaşmasını imzaladı. 22 Ocak 1992’de Devlet Başkanları Konsey toplantısında, 7 devlet arasında (Yukarıdakilere ilaveten Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan, BDT Anlaşmasını resmen imzaladı. Daha sonra diğer devletler de taraf olarak imza atma kararı aldı. 1998’de Ukrayna ve Türkmenistan dışında üye ülkelerce yürürlüğe sokuldu. BDT üyesi ülkeler, ikili ve çok taraflı anlaşmalara birlikte karar vermeye önem verdiler. Ayrılmanın ardından Belarus, Rusya ile yakın bir ilişki kurarken, Ukrayna ise Batı ile yakın ilişkiler içerisinde oldu. Rusya ise bu durumu kendi için bir tehdit olarak görmeye başladı. Ukrayna'nın otorite boşluğunu fırsat bilen Rusya, ilk olarak Kırım'ı ilhak etti. Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk'te Rusya'dan destek alan ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasında çatışmalar yaşandı. Ukrayna'da yaşayan vatandaşlar tıpkı 1917 Devriminde ‘Bolşevik’ ve ‘Melşevik’ler gibi Rus ve Batı yanlıları olarak ikiye bölündü. Rusya-Ukrayna krizinde ilk adım, Kasım 2021’de atılmıştı. Uluslararası gazetecilik organizasyonu, Rusya'nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yaptığına dair uydu fotoğrafları yayınladı. ABD İstihbaratı krizle ilgili gelişmelere ilişkin 5 Aralık 2021’de yaptığı duyuruda Rusya'nın 170 bin askerle Ukrayna'ya askeri müdahalede bulunacağını açıkladı. Rusya, 15 Aralık 2021’de ABD ve NATO'ya güvenlik garantileri olarak ifade edilen taleplerini iletti. 1 Şubat 2022’de Avrupa Birliği (AB), Ukrayna'da bulunan öncelikli olanlar haricindeki diplomatik personelinin ülkeden ayrılmalarını istedi. Ukrayna'nın üç tarafında yoğun Rus kuvvetinin yığınak yaptığı uydu görüntülerinde yayınlandı. Rusya, 9 Şubat 2022’de, yedekte bulunan vatandaşlarına eğitime alınmaları için çağrı yaptı. 14 Şubat 2022’de Ukrayna'nın Berlin Büyükelçisi, ülkesinin Rus işgali ihtimaline karşı Almanya'dan 12 bin tanksavar füzesi yardımı yapılmasını istedi. Moskova'nın Ukrayna'nın üç tarafında yaklaşık 150 bin askeri konuşlandırmasının ardından, 15 Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna geriliminde tansiyonu düşürücü adımlar atıldı. Rusya, Ukrayna yakınındaki askeri birliklerin bazılarının geri çekildiğini bildirdi. Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptığı açıklamada, Rusya'nın savaş istemediğini, Ukrayna'nın NATO'ya katılma olasılığını ortadan kaldırmak için müzakerelere devam edeceğini, Rusya'nın müteakip hamlesinin gelişmelere bağlı olarak değişeceğini söyledi. Sputnik, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin Perşembe günü gece yarısından sonra Luhansk'taki Rus yanlısı ayrılıkçıların bulunduğu dört bölgeye havan ve el bombaları ile saldırdığını duyurdu. Ukrayna'nın doğusundaki karşılıklı ateşkes ihlalleri suçlamalarına ilişkin Kremlin'den yapılan açıklamada "Donbas'taki durum çok tehlikeli" ifadeleri kullanıldı. 24 Şubat 2022’de Rusya, Ukrayna'nın doğusundaki Donbass bölgesine operasyon başlattı. Saat 05.51'de Putin, Donbas'a özel askeri operasyon başlattıklarını duyurdu. Putin, Ukrayna askerlerine "Derhal silahlarınızı bırakıp evinize dönün" çağrısında bulundu. Belaruslu askerlerin de Rus birliklerine katıldığı ve Ukrayna'ya ilerlediği bildirildi. Takvimler 25 Şubat’ı gösterdiğinde sabahın erken saatlerinde Kiev'in yanı sıra Harkov, Kramatorsk, Mariupol, Mykolaiv ve Odesa kentlerinde de art arda patlamalar yaşandı. Siviller kenti terk etmeye çalışırken bazıları da metro istasyonları ve evlerinin bodrumlarına sığındı. Akşam saatlerinde Rus ordusu birçok kente havadan ve karadan operasyonlar düzenlerken, birçok asker ve sivil bu saldırılarda hayatını kaybetti. Rusya Ukrayna savaşının nedenleri Rusya- Ukrayna Savaşının tohumlarının atıldığı olayla konuya girmek uygun olacaktır. Rusya'nın 4 bin 500 kilometre uzunluğundaki Trans Sibirya Boru Hattı, 41 yıl önce 1981 yılında açıldı. Anılan boru hattı Sibirya'dan başlıyor, Rusya'yı kat ediyor, Ukrayna’dan geçip, Avrupa ülkelerine ulaşıyor. 18 Avrupa ülkesi bu hattan gelen doğalgazı kullanıyor. Ukrayna hem geçiş ücreti alıyor, hem de bu boru hattından gelen ucuz doğalgazı kullanıyor. 2004 yılındaki Turuncu Devrim'den sonra sırtını ABD'ye yaslayan Ukrayna etik olmayan bir tutum içerisine girdi. Rusya “benim gazımı keserlerse Avrupa'nın da gazı kesilmiş olur” düşüncesiyle 2 milyar dolarlık birikmiş borcunu ödemediği gibi geçiş ücretine zam yapmaya kalktı. Ukrayna, Avrupa ülkelerini, “beni korumazsanız siz de gaz alamazsınız” diye tehditkâr bir tarzda yanına çekmeye çalıştı. ABD yönetimi, Trans Sibirya Boru Hattı'na karşı olduğundan Ukrayna'ya sahip çıktı. Kendisini güvende hisseden Ukrayna, Rusya'ya nispet yaparcasına NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne gireceği yönünde açıklamalarda bulundu. 2009 yılbaşında Rusya vanayı kapatıp gazı kesti. “Ukrayna hem doğalgazımızı, hem de paramızı çalıyor, bu böyle devam edemez, biraz da siz düşünün” dedi. AB acilen toplandı. ABD ve Ukrayna ikna edildi, Rusya'nın borcu ödendi, Rusya'nın fiyat artışı kabul edildikten sonra vanayı açıldı. Rusya, Ukrayna'da turuncu devrimden sonra 2005 yılında Rusya'dan başlayarak, başka hiçbir ülkenin toprağına girmeden, Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya bağlanan Kuzey Akım boru hattının temelini attı ve 2011 yılında hizmete açtı. Ukrayna'yı devre dışında bırakan, Almanya üzerinden Avrupa'ya bağlanan bu boru hattına, ‘Kuzey Akım 1’ adı verildi. Ukrayna savaşı nedeniyle, ABD'nin yoğun baskısı üzerine, Kuzey Akım-1 ile aynı güzergâha inşa edilen Kuzey Akım 2 boru hattı, Almanya tarafından durduruldu.   Açık nedenler;
  • NATO’nun genişlemesinin Rusya’yı ciddi şekilde rahatsız etmesi,
  • 2001’de İsrail’e giden Rus yolcu uçağını Ukrayna tarafından düşürülmesi,
  • Ukrayna’nın 2021’de NATO’ya gireceğini açıklaması,
  • Halk tarafından seçilmiş Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, NATO ve AB üyeliğine karşı çıktığı için, Şubat 2014 yılında darbeyle, hukuka aykırı bir biçimde devrilmesi, yerine batı yanlısı hükümet getirilmesi,
  • Ukrayna’nın silahlandırılması, Azov Taburu, neo-Nazi örgütlenmeleri, Polonya’da tesis edilen kamplarda eğitilmesi.
Kapalı nedenler;
  • 1991’de ABD’nin Sovyetlere el atması, Baltık ülkelerini Sovyetlerden ayırması, şimdi de Ukrayna, Gürcistan, Finlandiya ve İsveç’i NATO üyesi yapmak istemesi,
  • Sovyetlerin dağılmasından sonra Soğuk Savaş'ın komünist devi utanılacak hale düşürüldü. Büyük bir ekonomik çöküş yaşandı. Bu durum için "tarihin sonu" yakıştırması yapıldı. Hazar Denizi’nden Suriye’ye füze fırlattıktan ve Pasifikte Çin ile ortak tatbikat yaptıktan sonra Putin’in ‘Artık dünya tek kutuplu değildir’ açıklamasını yapması,
  • 2000’de ABD Başkanı Clinton’un, Putin’in NATO’ya girme talebine hayır demesi, Rusya’nın batıdan dışlanması,
  • Eski VP ülkelerinin NATO ve AB’ye üye yapılıp Rusya’nın iç hat durumuna alınmak istenmesi, ABD, Sovyetlerin çekildiği Doğu Avrupa'ya yayılarak Rusya'nın dibine kadar sokulması,
  • Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun kabul edilmesi, Kırım ile Karadeniz’in stratejik kuşatması ve güvenceye alınması, (Kudüs’teki Tapınak Tepesi, Müslüman ve Yahudiler için kutsal değer taşımaktadır. Ruslar için de Kırım kutsal değere sahiptir. Putin’in 2014’teki beyanatından)
  • Ülkeyi 23 yıldır yöneten Putin’in ekonomik bakımdan ilerlemeler kaydetmesine, halkın refah düzeyini yükseltmesine karşın müstakbel seçimi kaybetme ihtimaline karşı ön almak istemesi, (Her iktidar için geçerli olan iç destek tükendi mi güçlü bir dış düşman yaratma düşüncesi)
Dolaylı tutum;
  • “Emperyalizmi, Rusya’yı ekonomik açıdan çökertmek amacıyla Ukrayna’yı bir piyon olarak kullanmak istemesi”
  • Kalkınmayı hızlandıran ham madde kaynaklarına ulaşmayı amaçlayan emperyal güçlerin hedeflerine ulaşmak için savaşı meşru bir yol olarak görmeleri.
  • Doğalgazın “silah” olarak kullanılması, bölgede enerji odaklı savaşların tahrik edilmesi(2009, Harp Akademileri Komutanlığı küresel enerji sempozyumundan)
  • Putin’i küresel ekonomide doları azaltmayı hedeflemesi.
Rusya ve Ukrayna’nın kuvvetli ve zayıf tarafları
  • Rus kuvvetleri birliklerini değiştirme ve takviye etmesine karşılık Ukrayna’nın bu imkânının bulunmaması,
  • Rusya’nın sayısal üstünlüğünün yanı sıra bilgi, teknolojik, manevra etki üstünlüğüne sahip olması,
  • Rusya’nın hava, deniz ve nükleer gücünü modernize ettiği, ancak kara kuvvetlerini yeteri kadar edememesi,
  • Rus ordusunun, özellikle havada Ukrayna ordusuna bariz üstünlük sağlayabilecek kapasitede olması -Bir saldırı durumunda Ruslar, Ukrayna Hava Kuvvetleri'ni tamamen ortadan kaldırarak ve hava savunma sistemlerini bertaraf edip, kısa sürede hava üstünlüğü elde edebilmesi-
  • Ukraynalı pilotların yedek parça eksikliği nedeniyle Rus pilotlara nazaran uçuş tecrübelerinin düşük olması,
  • Rus Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanının savaş devam ederken görevden alınmaları
  • Batılı ülkelerin Ukrayna’nın savunması için yeterli silah yardımında bulunması, NATO’nun doğu sınırındaki ülkelerde bulunan asker sayısını arttırması (Almanya, "kriz bölgelerine silah göndermeme ilkesi gereği" Ukrayna'ya silah satışını reddetti. Ancak diğer NATO ülkeleri, Kiev'e binlerce ton silah ve mühimmat gönderdi/basından)
  • Litvanya’nın ABD yapımı ve tek kişinin taşıyabildiği Stinger uçaksavar füzelerini Ukrayna'ya teslim etmesi,
  • Petersburg’ta savaş karşıtı gösteriler yapılması, halk desteği açısından Rusya için bir hassasiyet oluşturması,
  • Ukrayna’nın sınırlı gücünü en verimli şekilde kullanması.
Rusya’nın amacı Harbin amacı, öncelikle düşmanı bozguna uğratmak ve sonra da savaşma azmini yok etmektir. Rusya'nın amacını şöyle özetleyebiliriz: NATO üyeliğini engelleyerek Ukrayna’yı Rusya için bir tehdit olmaktan çıkarmak, batı yanlısı hükümeti düşürmek, Harkiv, Luhansk, Donetsk bölgelerini tamamen Rusya’ya bağlı duruma getirmek, Kırım Yarımadası’nı denetim altına alarak özellikle Herson ve Mariupol limanlarını ele geçirmek ve gelişmelere bağlı olarak Odessa’yı almak olarak değerlendirilmektedir.  Savaşın yarattığı riskler  Ukrayna'daki Zaporijya Nükleer Santrali'nde  yangın tehlikesi yaşandı. Radyasyon sızıntısı olmamasına rağmen çatışma bölgesindeki santralin kontrolden çıkma riskinin bulunması, (Ukrayna Enerji Bakanlığı, santral için önemli uyarılarda bulundu)
  • Putin’in şartlı nükleer silah kullanma vurgusu yapması,
  • Karadeniz’de 700 km. mesafeyi bir haftada mucizevi şekilde kat edip, Boğaz’a kadar gelen serseri mayınlar ve NATO’nun mayınları toplamak için ortak destroyer gücünü Karadeniz’e sokmak istemesi,
  • ABD bir koşulda, sıcak savaşa dahil olacağını belirtti; Rusya kimyasal silah kullanırsa buna kesin olarak karşılık vereceğini açıkladı.
 Yeni Uygulamalar
  • Had safhada yalan haber, dezenformasyon (doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi, bilgi çarpıtma)
  • Emperyalizmin algı operasyonunda bulunması, Zelenskiyi bir kahraman gibi göstermeleri,
  • Ukrayna savaşının ilk sosyal medya çatışmasına sahne olması,
  • Twitter ya da YouTube kanallarından geniş kitlelere ulaşabilmesi (yeni dijital çağda savaşlar sadece karada ya da insansız hava araçlarıyla değil, Twitter üzerinden de yapılıyor),
  • Rus Hava Kuvvetleri’nin yıkıcı hava saldırılarından sakınması, büyük bir etkinlik göstermemesi,
  • Suriye’nin en büyük silah ve tank tedarikçisi Rusya’nın, Ukrayna Savaşı’nda T-72 tankları üzerine monte ettiği radarla üzerine gelen “RPG veya AGTM” füzelerini takip ederek havada imha etmesi,
  • Putin’in ‘en ölümcül tank’ olarak nitelendirdiği 1500 BG gücünde, turbo dizel motorlu, 90 km hız ve 500 km menzile sahip Armata T-14 tankının ana topunu aynı zamanda lazer füzeler de fırlatması,
  • 2. tur barış görüşmelerinde sivillerin tahliyesi için insani koridor açılması,
  • Rusya’nın askeri faaliyetlerinin harp tarihi açısından devrimsel nitelikte bir yenilik kazandırmaması,
  • Ukrayna’ya ABD Javelin tanksavar tipi, İngiltere 2 bin adet NLAW füzesi Tek kişi tarafından taşınabilen füzeler, boyutları ve ağırlıkları nedeniyle son derece mobil. 2021 sonbaharından bu yana çok sayıda füzenin Ukrayna'ya teslim edilmiş olduğu haberleri basında yer aldı.
Savaştan kimin ne elde ettiği Dünya kamuoyu, ‘Küba Füze Krizinden bu yana dünyadaki en tehlikeli çatışma’ olarak nitelendirilen Ukrayna-Rusya Savaşı’na kilitlenmiş durumda. Savaş halen devam ediyor, her an asimetrik bir etki ve beklenmedik bir sonuç çıkabilir. Bu itibarla olası sonuçlar hakkında ancak bir değerlendirmede bulunabiliriz. NATO
  • Fransa Başkanı Macron, NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiği beyanında bulunmuştu (2019) Ukrayna Savaşı, NATO’nun yeniden canlanmasına neden oldu.
  • NATO, VP’den sonra aradığı düşmanı buldu,
  • İşlevinin devam ettiğini kanıtlamış oldu,
  • 24 Mart zirvesinden sonra batıdan doğuya Slovenya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’a muharip güç gönderdi,
  • Soğuk Savaş sonrası barışı koruma organizasyonlarının güçlendirilmesi beklenirken, varlığı tartışılan NATO öne çıktı.
ABD
  • Fiilen sıcak savaşa dahil olmadan, savaşın Ukrayna ordusu tarafından devamını sağladı,
  • Yaptırımlarla Rusya’nın ekonomik gücünü sarstı,
  • Putin’i Rusya içinde tartışılır duruma getirmeye çalıştı,
  • ABD Başkanı -ve Rus liderinin- kamuoyu desteği düşme trendine girdi.
SONUÇ
  • Ukrayna Savaşında yaklaşık iki ayı geride kalırken, binlerce can kaybı yaşandı. Harabeye dönmüş kentlerde insanlar açlık ve susuzlukla karşı karşıya kaldı. Savaşın başından itibaren 10 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. 3.5 milyon kişi Polonya başta olmak üzere komşu ülkelere göç ederken, 6.5 milyon Ukraynalı ise ülkenin içindeki nispeten güvenli bölgelere gitti.
  • Barış müzakerelerinde şu ana kadar elle tutulur sonuç elde edilemedi.
  • Savaş uzadıkça hasar, zayiat ve kamuoyu hassasiyeti artmakta, isteksizlik ve istikrarsızlık baş göstermekte, maliyet yükselmekte. Bu strateji öğretisine güzel bir örnek; 2. Dünya Savaşı’nda Almanların zırhlı birliklerin sürat, hareket kabiliyeti ve vurucu gücünden çok iyi yararlanıp kesin sonuç unsuru olarak kullanmalarıdır.
Savaş, beklenenden uzun sürdü. Elbette ki Clausewitz’in dediği gibi, “gelecekteki olayları önceden kestirememe savaşın doğasında olan bir güçlük”. Bunu aşabilmek için “Kanla yazılmıştır” denilen talimnameler ve harp tarihinden ders almak gerekmektedir.
  • Savaş doktrininin en temel prensibi oluşturan uygun manevra ve ateş desteğinin etkin olarak uygulandığı söylenebilir. Ancak zafer, isabetli atışları süratli manevralarla birleştiren komutanlar tarafından kazanılır. Gelişmelerin arzu edilen tarzda olmadığını, Rus Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanının görevden alınmasından çıkartabiliriz.
  • Körfez Savaşı’nda savaşın son halkasını oluşturan Hava-Kara Muharebe Doktrini Rusya-Ukrayna Savaşı’nda görülmedi. Özellikle hava desteğinin sınırlı oluşu dikkat çekmiştir. Satrançta kalenin, atın, filin kullanılmaması gibi bir durum yaşandı. Bu durumu iki ülkenin tarihi ve akrabalık bağlarıyla ilişkilendirmek uygun olur sanırım. Bunu “Moskova Rusya’nın kalbi, Petersburg beyni, Kiev de anasıdır” özdeyişi de teyit etmektedir.
  • Rusların hedef tespit cihazlarında, bilgi işlemlerinde uzak mesafeli hedefleri yok etme yeteneklerindeki teknolojik gelişmelerin askeri doktrin ve kuvvet yapılarına yansıdığı gözlendi.
  • Sovyet döneminde Rus ordusu, savaşma azim ve iradesine sahip Afgan ordusu karşısında, kendilerine aşırı güvenin bedelini çok acı bir şekilde ödemişti. Unutmuş olacaklar ki benzer bir durumu Ukrayna’da yaşadılar. Kiev ‘cesurca’ direndi. Savaş makinelerin değil, insanların azim ve iradesinin mücadelesidir.
“Dünyada en tehlikeli silah ölümü göze almış olan insandır”
  • Savaşın küresel etkileri yaşamın her alanında görüldü. İlk kez bu denli birlik içinde olan batının uyguladığı diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve ağır yaptırımlar Moskova’yı rahatsız etti. Churchill’in 1946’da Sovyetler için söylediği ‘Demirperde’ anlayışının, globalleşen dünyada da uygulandığı anlaşılmaktadır.
  • Halkı en çok rahatsız eden yaptırımlardan başta geleni, sosyal medyaya erişememeleri oldu.
  • Savaş, kitlesel göçe ve sivillerin ölmesine neden oldu. Bu durum dünya çapında ses getirdi. Ne hikmetse Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’da ölen milyonlara, ülkesini terk etmek zorunda kalan bir o kadar insana sessiz kalınmıştı!
  • Rusya’ya uygulanan finansal ve kültürel yaptırımlar devam ettirilirse Rusya-Çin ekseninde yeni bir finansal ve ekonomik sistem doğabilir.
  • Ukrayna Savaşı ile Soğuk Savaş sonrası dönem sona erdi. Eski statükoya dönüş olmayacak gibi görünüyor, yeni bir soğuk savaş dönemi yaşanabilir.
  • Avrupa’nın güvenlik politikasında değişiklikler beklenebilir.
  • Savaş nedeniyle Avrupa’nın tahıl ambarı olan Ukrayna ve 35 milyon tondan fazla buğday ihraç eden Rusya’nın bu faaliyetlerinin durması, gıda kıtlığına neden olabilecek.
Atatürk konuya ilişkin veciz sözleriyle bu bölümü tamamlayalım: “Küçük devletler, sömürgeci ve yayılmacı olan büyük devletler ile ittifak yapmak gibi yakın ilişkiden uzak durmalı, ancak özellikle komşuları olmak üzere, onları rahatsız edici davranışlardan kaçınmalıdır.” Böyle felaketleri yaşamak, Atatürk’ün deyişiyle, “sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı insanların, kanındaki öz cevheri çok iyi incelemeyen” toplumları bekleyen kaçınılmaz sonuçtur. Unutmamamız gereken önemli husus, Firavun gibi iktidara, Karun gibi servete de sahip olsak bir sonumuz var. İktidarların da imparatorlukların da kişiler gibi bir ömrü var. O halde birbirimizi öldürmek için milyarlarca dolara silah alacağımıza, insanlığı, tüm dünyayı tehdit eden özetle aşağıda sıraladığım sorunları gidermeye yönelsek daha iyi olmaz mı? Çevresel sorunların yarattığı habitat tahribatı, iklim değişikliği, atmosferdeki karbonun hızla artması, ormansızlaştırma, erezyon, içme suyu yetersizliği, yıkıcı seller, kuraklık, kıtlık, iç ve dış göçler, 35 binden fazla canlı türünün kitlesel yok oluşu, doğal afetler, tarım alanlarının tahribi, hava kirliliği, doğanın tahribi, menşei bilinmeyen küresel virüs salgınları, sığınmacı ve yasa dışı göç akınları… Barışçıl, çevreci günler dileğiyle...