CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Tarih önünde Erdoğan’a son ihtarımı yapıyorum. Kendi geleceğin için adaletten şaşma. Bu sefer yaptığını yanına bırakmayacağız. Seni mutlaka indireceğiz. Ekrem Başkan’ı içerde bırakmayacağız." ifadelerini kullandı.

CHP'nin Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Turkiyenin başka bir ilinde düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitiglerinin bu haftaki adresi Antalya oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingte yaptığı kornuşmaya, vatandaşları selamlayarak başladı.

Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar:

''Ekrem Başkan bizim çoban yıldızımızdır''

"Antalya’ya geleceğimi duyduğunda böyle alnı derin derin çizgili bir yörük dedem çevirdi beni ve ‘Silivri’ye vardığında Ekrem evladıma ‘Hiçbir zalim, çoban yıldızını söndüremez. Toroslar gibi dik dursun Ekrem’ dedi. Yörük dedeme ‘Bu dediğini gönlüme aldım, akıma kazdım. Müsaden olursa bunu Antalya’dan Ekrem Başkanıma ulaştırayım. İşte buradan sizin huzurunuzda bu sözleri Ekrem Başkana yolluyoruz. Çoban yıldızı çok parlaktır ama alacakaranlıkta görünmez olur. Ne zaman ki güneşin doğuşu yakındır, o zaman gösterir kendini. İşte şimdi Ekrem Başkan da şu an alacakaranlıkta 74 gündür bir zindanda tutuluyor. Ama biliyorsunuz ki her karanlığın bir aydınlığı, her derdin tasanın bir ferahlığı, her kötü günün güzel bir yarını vardır. Ekrem Başkan bizim çoban yıldızımıdır. Günü geldiğinde öyle bir parlayacak ki zalimlere karşı o zalimler neye uğradıklarını şaşıracaklar. Selam olsun Silivri’ye, selam olsun Ekrem Başkana, selam olsun bu milletin çalışkan, dürüst, tertemiz evladına.

Bugün Kepez Meydanı’ndayız. Ekrem Başkan, Kepez Meydanı’nı görüyor. Peki Erdoğan sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını sandın. Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın. Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar, ağızlarımıza yeni ağızlar ekleniyor. Çünkü bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor. Emanetine sahip çıkıyor. Emanetini, demokrasiyi, sandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldı. O emaneti sana kaptırmadı, kaptırmayacak.

"Artık arkasında milletin desteği olmayan bir iktidar var"

Sen sokaklardan, meydanlardan korkarsın. Gel bak bu meydanda korkan kimse var mı? Bu meydanı dolduran ne benim ne CHP. Bu milletin iradesine darbe yapan cuntacının başı ben değilim sensin. Bu millet sizin zulmünüze karşı ayaktadır. Bu meydanı dolduran senin zulmüne karşı ayağa kalkan Antalya’dır, Türkiye’dir.

Ey Erdoğan ben milletim. Milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir. Adayımı sandıkta yarıştıracağım. Cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sonuna, devrini sonuna geliyorsun. Millet kararını verdi. Ekrem İmamoğlu geliyor, bir devir bitiyor yeni bir devir başlıyor. 

Artık arkasında milletin desteği olmayan bir iktidar var. Olsaydı darbeye kalkışmaz, sandıktan korkmaz, artık milletin, devletin de itimat etmediği bir iktidar olduğunu itiraf etmezdi. Olsaydı üç savcının, üç gizli tanığın ayarlanmış 3 hakimin arkasına sığınmazdı. Artık milletin güvenmediği tükenmiş, yaşlanmış bir iktidar var. Herkes bilsin ki bunlar bir avuçtur. Bir avuç insan bugün güzelim ülkeye ihanet etmektedir. Onlar bir avuç insansa biz milyonlarız. Onlar azlar biz çoğuz. Onlar koca koltuklarında küçülürken siz milletimiz meydan meydan büyüyorsunuz.

"Biz birileri gibi salon siyasetçisi değil, milletin siyasetçisiyiz"

Bugün hiç şüphe yok ki burası da bir meclistir. Demokrasilerde millet vekaletini verdikten sonra öyle bir köşede oturmaz. Kendisiyle ilgili her konuda çıkar konuşur gerekirse meydana çıkar. Kendisiyle ilgili her konuda sözün ve kararın sahibi millettir. Eğer bir iktidar aldığı bu yetkiyi kötüye kullanırsa, milleti karınca gibi ezmeye çalışırsa işte o zaman her sokak, her meydan, her fabrika birer meclistir. Bugün Kepez Meydanı da bir meclistir. Hem de milletin gerçek meclisidir. Biz birileri gibi salon siyasetçisi değil milletin siyasetçisiyiz. Biz birileri gibi salonlara doldurduğumuz atanmışlara kendimizi alkışlattırıp sokaktan, pazardan, meydandan kaçmayız. CHP sokaktadır, meydandadır. Milletiyle omuz omuza, milletiyle birlikte iktidara yürümektedir.

Burada Akdeniz Üniversitesi’nden mezun olmuş gençler var. Onlar büyük bir heyecanla bekliyorlar. Birazdan bu meydan onlara Türkiye tarihinin görülmemiş bir mezuniyet törenini yapacak. Ekrem Başkan 6 yıllık görev süresinde hiç olmadığı kadar müfettiş, denetim, teftiş gördü. Sayıştay denetimlerinin hepsinden teker teker geçtik. Her şeyi didik didik ettiler ama hiçbir şey bulamadılar. Ne zaman ki cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladılar işte o zaman cuntayı kurdular, darbe planlarını öne çektiler. Önce diplomasını iptal ettiler. 74 gün geçti halen daha hiç bir iddialarını ispat edemediler.

"Son ihtarımı yapıyorum"

''Buradan Erdoğan’a tarihinde son ihtarımı bulunuyorum: Kendi geleceğin için kumpaslar uğurunda böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak; Ekrem Başkan’ı orada bırakmayacak; seni indireceğiz, onu, o makama mutlaka getireceğiz. O savcı, Anayasa’ya aykırı olarak İstanbul’a atanalı tam 214 gün geçti. 214 gündür saldırıyorlar ama hiçbir şey bulamadılar. Televizyonlarda, Ekrem Başkanı’mızın, arkadaşlarımızın, onuruyla ve haysiyeti ile oynuyorlar. Ailelere, evlatlara, eşlere saldırıyorlar. Savaş hukukunda olmayan namertlikler yapıyorlar. Kul hakkı yiyorlar, günaha giriyorlar.

AK Parti’nin vicdanlı insanlarla sesleniyorum: Erdoğan da geçmişte birçok soruşturmaya muhatap oldu. Hatırlayın; terörle, yolsuzlukla, Çete kurmakla yargılandı ama bir günden bir güne kapısına sabah polis yollanmadı. Bir gün tutuklu yargılanmadı. TRT ekranlarında, üzerine Yalanlar, iftiralar boca edilmedi. Pankartları yasaklanmadı, geceleri duvarlardan sökülmedi. Cezaevindeyken şiir albümü çıkardı. Ziyaretçi kısıtına gidilmedi, ziyareti rekoruyla övündü. Ancak Erdoğan, kendisine yapılmayanı rakibine yapıyor. Kendisine yapılmayan zulmü, Ekrem Başkan’a yapıyor.

Dünün mağdur olan Erdoğan, artık bugünün zalimidir. Tarih önüne Saraçhane’deki dünkü mağdur, bugünkü zalim olarak kazanmıştır. Bunu kimse aklından çıkarmasın. Bunu unutmayız, unutturmayız. Bilinsin ki kurulan kumpas, FETÖ dönemleri kadar kirlidir. Yargı, yine talimatlıdır. Kararlar, yine sipariştir. Tanıklar, yine gizlidir. Dosyalar, yine boştur; iftiralar, yine zehirlidir. 74 günün sonunda köşeye sıkıştılar panik evresindeler. Bundan çıkabilmek için iftira at kurtul politikasına geçtiler. Daha önce kadın tutukluları tehtid ettiler; deşifre ettik. Şimdi son bir tutukluyu, cezaevinden kimseye haber vermeden, avukatı olmadan, savcılığa götürüp iftiracılığa zorladılar. Tehdit ettiler, şantaj yaptılar, Ekrem Başkan’ı suçlamazsan içeride çürürsün dediler. Buradan o Başsavcı'ya soruyorum, adınla soruyorum: Ey, Akın Gürlek, sen savcı mısın yoksa mafya mısın? Boşalan dosyanı doldurmak için, bu dosyayı iftiralarla doldurmak için bu yollara nasıl başvursun?''

İstanbul Büyükşehir Belediyei'ne yönelik son operasyona da değinen Özel, şu ifadeleri kullandı:

''Son olarak beşinci dalgada 47 kişi daha gözaltına aldı. Avcılar Belediye Başkanımız, 30 yaşında, Gençlik Kollarından gelen Utku Caner Çaykara’yı, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız sevgili Hakan’ı, Büyükçekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün’ü, Adana Seyhan Belediye Başkanımız Kadın Kolları Başkanlığı’ndan gelen Oya Tekin’i, Adana Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Haydar’ı, Parti Meclis üyemiz sevgili kardeşim Baki Aydöner’i ve Antalya’ya annesini ve babasını, kısa süreli aralıklarla Antalya’ya veren, Antalya’nın topraklarına veren evladınız Aykut Erdoğdu’yu yalan ve iftiralarla gözaltına aldılar. Ey darbeciler, size Antalya’dan sesleniyorum: Beş değil, 55 dalga yapsanız da bu milleti teslim alamayacaksınız. Bu meydanları, boşaltamayacaksınız. Emin olun sonuna kadar mücadele edeceğiz. Gencecik kardeşlerimize, bunları yapanlar bilsinler ki bizim birbirimizle bağımız, siyaset bağı çıkar bağlı değildir. Bizim birbirimizle olan bağımız, bir kavgaya birlikte inanmanın, bir mücadeleyi birlikte verebilmenin bağıdır.''

Özel’den 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'' şiiri...

Özel, daha sonra Adnan Yücel’in ''Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'' adlı şiirinin şu satırlarını okudu:

''Bir inancın yüceliğinde buldum seni. Bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bin kez budadılar körpe dallarımızı, bin kez kırdılar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz. Bin kez korkuya boğdular zamanı, bin kez ölümlediler. Yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Ey her şeyi bitti sananlar, her şey bitti diyenler, korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler ve kırlarda direnenler, ne kırlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler henüz elveda demediler. Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!''

Manisa'da çekirge istilasına karşı mücadele Manisa'da çekirge istilasına karşı mücadele

Bu şiiri gözaltına alınan ve tutuklu bulunan yol arkadaşlarına atfettiğini belirten Özel, ''Bu şiir Aykut’a gitti, bu şiir Caner’e, Hakan’a, Hasan’a, Oya’ya, Kadir Haydar’a, bu şiir Ekrem başkana gitti. Bu şiir Antalya’dan Silivri’ye, Silivri’deki, Kandıra’daki, İzmir’deki, dört bir taraftaki kardeşlere, evlatlara... Biz kırılmayız, bizi kıramazlar, inadına çiçekteyiz, inadına meyvedeyiz, inadına doğumdayız, yine hep birlikte umuttayız, sevinçteyiz. Biz buradayız, biz başaracağız'' diye konuştu.

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a son olarak şu çağrıyı yaptığını belirterek, şunları kaydetti:

''Bu millet, barış, kardeşlik, iş ve aş istiyor. Türkiye’nin bu kabustan uyanması gerekiyor. İleride yine kandırıldım dememek, güvendin üç hukukçuyu buna karşı tedbir alarak görevlendirmeni bekliyoruz. Gelsinler, soruşturmayı incelesinler. Hala bu davanın savcısıyım diyeceksen, ben de avukatıyım. Hodri meydan. İddianame yazın, tutuksuz yargılayın, TRT’den canlı yayınlayın. Bu millet, iftirayı da duysun cevabını da duysun. Ekrem Başkan, o savcıya o salon nasıl dar ediyor bunu da görsün millet. Hodri meydan. Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez daha sesleniyorum: bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını, rahatsızlıklarınızın olduğunu biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru vicdanla cesur kararlarınızın arkasında duracaktır. Unutmayın, hukukun yanında duranlar, onurlarıyla, şerefli ve tarihi geçecekler. Ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Millete kardeş olun.

''Ey Erdoğan, sen bu davanın,ne savcısısın ne hakimisin''

Çıkmış hala 'suç örgütü' diyor, 'ahtapot' diyor. Bu hukuksuzluğa dünyadan tepki gelince de rahatsız oluyor. Dostum İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, davetimiz üzerine Sosyalist Enternasyonel Toplantısı için İstanbul’daydı. Orada 81 ülkeden 89 partinin temsilcileri hep birlikte imam oğluna özgürlük diye şurada gördüğünüz pankart kaldırdık, ‘Free İmamoğlu’ diye. Erdoğan bunu görmüş rahatsız olmuş Pedro Sanchez’i kastederek, ‘Ben kendisine işin aslını anlatmıştım şimdi gitmiş orada bir şey kaldırıyor’ diyor. Ey Erdoğan, sen bu davanın ne savcısısın ne hakimisin.

Tutup, dönüp dolaşıp ‘Türkiye hukuk devleti’ diyorsun, bu davada gizlilik kararı var. Dosyalar gizliyken sen işin aslını nereden biliyorsun. Türkiye’de yargı bağımsızsa sen bir partinin genel başkanı olarak kimsenin bilmediği bir dosyaya nasıl İspanya Başbakanı'na ne anlatıyorsun? Demek ki anlattıklarında o dosya kadar boş. Demek ki sen de o savcı kadar çaresizsin.''

''İmamoğlu’na özgürlük demek ve bunu savunmak cesaret işidir''

“İmamoğlu’na özgürlük demek ve bunu savunmak cesaret işidir” diyen Özel, “Senin söyledin yalanlara inanıp da buradan kanıt aramak iste cesaret bir yana tam olarak acizliktir. Aciz bir yargı aciz bir savcı aciz bir dosyayı sırf kendi çıkarların için yaratmaya çalışıyorsun. Oysa Türkiye Cumhuriyeti bunu hak etmedi, bundan sonra da hak etmeyecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor'' şeklindeki sözlerine de yanıt veren Özel, geçen hafta İzmir’de gösterilen videoya değinerek, ''Gelelim senin ahtapotuna... Kendisine grup toplantısında bir ahtapot göstermiştim. Bu ahtapot neymiş, nereleri sarmış, bugün Erdoğan’a ayna tutalım. Geçen hafta İzmir’de izlediniz mi? İlk kez bir şey izlettik, çok beğenildi. Bir hafta boyunca İzmir mitingindeki bir video konuşuldu. Şimdi bir ay boyunca bu videoyu konuşsunlar bakalım. Hep beraber izleyelim ahtapot neymiş neredeymiş'' dedi.

Özel, mitinge gelen vatandaşlara, AK Partilerin usulsüzlük ve yolsuzluklarına ilişkin haberlerin yer aldığı videoyu ''Al sana ahtapot'' diyerek izletti. 

''Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler''

CHP Lideri Özgür Özel, ''Orada burada da ahtapot arama, ahtapot Saray'da. Öyle, iftirayla ahtapot ararsan gerçek ahtapotu Antalya’da görürsün. O Saray'daki ahtapotun da o ellerinin uzandı her yerdeki yapılan yolsuzlukların da teker teker hesabına Türkiye’de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler'' dedi.

Özel, daha sonra vatandaşlara, bir kaç kez ''ahtapot nerede'' diye sorarak, ''Saray'da'' yanıtını aldı. 

Kaynak: igf