Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın ardından, TBMM'de yaptığı konuşmada kuruma yönelik eleştirilerinin hakaret içerdiği gerekçesiyle Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ hakkında da 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Özdağ, "Siz önce halkımızın sofrasından, gariban insanların cebinden çalınanların hesabını verin" diye tepki gösterdi.
TÜİK, CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır hakkında TBMM'de düzenlediği basın toplantısında kuruma yönelik eleştirilerinin hakaret içerdiği gerekçesiyle 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açmıştı.
TÜİK'ten Özdağ'a 50 bin liralık tazminat davası
Yeni Yol Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, TÜİK'in aynı gerekçesiyle kendisi hakkında da 50 bin liralık manevi tazminat davası açtığını açıkladı. Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı "Bir TÜİK masalı..." başlıklı açıklamada şu ifadalere yer verdi:
"Ülkemizin en güvenilir kurumlarının başında gelen TÜİK (!) açıkladığı başta enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını söylediğim için hakkımda 'manevi tazminat davası' açmış. Türkiye'de kime sorarsanız sorun (buna iktidarı destekleyenlerde dahil) TÜİK'in talimatla gerçek rakamlar yerine iktidarın işine gelen verileri açıkladığını bilir ve söyler.
TBMM ve ekranlarda bu kurumu en çok eleştiren siyasetçilerden biriyim. TÜİK'in siyasetten bağımsız evrensel standartlarda ve hatta özerk bir yapıda çalışması, ülkenin her alanda kaderini etkileyen istatistik verilerini tam ve eksiksiz manada kamuoyuna sunması gerektiğini her fırsatta ifade ediyorum. Bu eleştirilerimi yaparken farklı kaynaklardan olduğu kadar halkımızın yaşadığı gerçeklerden yola çıkarak somut verileri de ortaya koyuyorum. Elbette bir milletvekili olarak, milletimin adına siyasi eleştirilerimi de kamuoyunun önünde muhataplarımla paylaşıyor ve yetkilileri uyarıyorum.
TBMM'de yaptığım konuşmalar, verdiğim çok sayıda soru ve araştırma önergeleri, basın açıklamalarında değindiğim konulara bugüne kadar doğru düzgün cevap vermeyen hükümet ve ona bağlı TÜİK, mahkeme kararlarına da uymayan, görmezden gelen ve bildiğini yapmaya devam eden layüsel bir kurum gibi davranmaktadır.
Bugün sahte diploma olayları ve E-Devlet sistemlerinin ele geçirilmesiyle ortaya çıkan 'güvensiz iktidar' algısı ne yazık ki bir olguya dönüşmüş, herbir kurum, dışı süslü devasa ve gösterişli yapılarıyla halkımızı umutlandırırken ne zaman bu kurumlara ihtiyaç duysa insanımızı yarı yolda bırakan, içleri çürütülmüş bir mumya ceset haline getiren iktidar ile muhatap olmaktan bıktı usandı. Ve maalesef bundan en çok nasibini alan kurumların başında da TÜİK gelmektedir.
"Bu ülkede çok büyük hırsızlar var ve itibar da görüyorlar dediğim için, bana göre en büyük hırsızlık enflasyonun bizzat kendisidir"
Enflasyon rakamlarını bürokratik kalem oyunları ve istatistik hileleri ile düşük göstermek ve bu sayede emekçinin, işçinin, memurun, emeklinin hak ettikleri maaşlarını vermeyen hükümete gerekçe vermek bir nevi 'modern hırsızlık ve gasp' dediğim için zatı kurumlarının manevi kişiliğini rencide etmişim.
Bir siyasetçi olarak kimsenin şahsını hedef alıp hakaret etmeyi düşünmem ve tarzım da değildir. Konuşmalar yaparken teşbih ve aforizmalar kullanmak siyasetçilerin sıklıkla kullandığı söz ve edebi sanatlardandır. Bu benzetmeleri üzerine almak eğer o kişinin bizzat şahsına söylenmişse belki muhatap alınabilir hatta alınganlık gösterilebilir ve hatta bunu dava konusu dahi yapabilir ki bunu yadırgamam. Ancak tüzel kişilikleri haiz kurumların sanki gerçek bir insanmış gibi maneviyatına zarar geldi diye alınganlık göstermesi komik hatta trajikomik bir refleks olsa gerek.
TÜİK, enflasyonu gerçeğin yarısı kadar göstermek için film 'Fırıldak' çevirirken tarihimizin en büyük hırsızlığına meşruiyet kazandırmakta ve ortak olmaktadır dediğim için, emekli, memur ve asgari ücretlinin maaşlarının çalınması hırsızlık değilse nedir? TCK'da buna yardım ve yataklık denir arkadaşlar. Bu ülkede çok büyük hırsızlar var ve itibar da görüyorlar dediğim için, bana göre en büyük hırsızlık enflasyonun bizzat kendisidir. Ama onunla aynı hırsızlığa ortak olan ise TÜİK'in enflasyonu gerçeğin yarısı kadar göstermesidir dediğim için ve mesela 6 milyondan fazla memurumuzun, 16 milyon emeklimizin maaşlarına hak ettikleri maaş zammını yapmamak için TÜİK’in bile bile, bile isteye ve bizim cebimizdeki paralarımızı bir manada çalarak modern bir hırsız gibi davrandığını, modern bir gaspçı gibi olduğunu, maalesef bilimle gerçeklerle hareket etmediğini, talimatla hareket ettiğini, talimatla hareket ettiği için de uzun zamandır burada TÜİK yetkilisinin görevine devam ettiğini, biraz da olsa gerçek verileri paylaşanların da bir gecede görevden alındığını ifade etmem TÜİK’i kızdırmış ve manevi kişiliklerine hakaret ettiğim kanaatine varmışlar.
Eğer TÜİK, bu kadar maneviyata, kişilik haklarına, mahkeme kararlarına, hak ve hukuka saygı gösteriyorsa: Enflasyon sepetini açıkla diyen mahkeme kararına rağmen bu kararı niye uygulamamıştır? Kendisi gibi enflasyon rakamlarını açıklayan ENAG ve İTO gibi kurumlardan niye her defasında farklı ve nerdeyse yarısı kadar rakamlar açıklamaktadır?"
" İşçiye, emekliye, memura, işsize, gencimize, yaşlımıza, erkeğe/kadına, bilime hasılı gerçekliğe saygıları yok ama bize saygı göstereceksiniz diye emir buyuruyorlar"
Özdağ, son 3 aylık TÜİK, ENAG ve İTO enflasyon verilerini karşılaştırarak, şunları kaydetti:
"Vergi ve zam Bakanı Mehmet Şimşek: 'enflasyon son 44 ayın en düşük seviyesinde' diyor. Kiralar yüzde 79, doğalgaz yüzde 75, yumurta yüzde 59, taze meyve yüzd 50, eğitim yüzde 68 artmış ama beyefendiye göre ülkede son 44 ayın en düşük enflasyonu varmış. Peki bu rakamları kendisine kim veriyor? Şahsına bağlı TÜİK elbette.
Hasılı, işçiye, emekliye, memura, işsize, gencimize, yaşlımıza, erkeğe/kadına, bilime hasılı gerçekliğe saygıları yok ama bize saygı göstereceksiniz diye emir buyuruyorlar. Siz önce halkımızın sofrasından, gariban insanların cebinden çalınanların hesabını verin."