İktidar medya gücüyle yarattığı tüm algı operasyonlarına rağmen kan kaybediyor.. Ve kendi tabanından çıkan çatlak sesleri bile susturamıyor.. Ortağı MHP ise adata can çekişiyor.. Bugünlerde; Yine yeniden muktedirlerin, kendilerini korumak adına dillendirilen anayasa değişikliğine gidilmekten söz ediliyor.. Mevcut iktidarla yapılacak bir anayasa değişikliğinin hiç de 'halkçı' olmayacağı aşikar.. Zira, derin yoksulluğun ve tekliğin hakim olduğu rüzgarda, anayasa değişikliğinden önce, demokrasiyi güçlendirmek gerek.. Bu da demokratik eylemsellik olan seçimle mümkün.. Ve bugünlerde yine bir seçim telaşı sardı havayı.. Tabela partisine dönüşülmesinden korkulan iktidar ortağı MHP’yi Kurtarma ve kendi muktedirliklerini devam ettirme refleksi olarak Yüzde 7 seçim barajında müteakip kaldılar.. Bu arada muhalif partiler de bu havanın içine girmiş durumda.. Pek tabi iktidar kadar muhalefet de bir başkan adayı çıkarma telaşında.. Ara ara bir kaç isim sızdırılıyor basına ve sosyal medya tepkisi ölçülüyor ama.. Muhalefet başkan adayı çıkarmada yeterli olamıyor.. Ilımlı İslamcıların oyunu devşirmek için çıkılan Ekmelettin’li yolda yürünemedi.. Ulusalcı, sağ merkez oylara taliple çıkılan yolda İnce’yle yürünemedi.. Şimdi, tüm muhafazakar oylara da talip bir düşünceyle çıkılmak istenen yolda aday arayışında.. Kaç seçimdir toplumsal pratiklerimiz gösterdi ki kendi varoluş kimliğinden uzaklaşan siyasi partiler başarılı olamıyor.. Muhalefetin olası bir seçimde nefreti, ayrışmayı sevgiye dönüştürebilecek bir dille her rengi ve kimliği kucaklaması gerekiyor.. Çoğulculuğu savunan ve toplum çıkarlarını koruyan, uzlaşıcı adımlar asla karşılıksız kalmaz.. Ortak reflekslerle atacağımız adımlarda, demokrasiyi demokrasiyle yaşamak isteyenler birlikte yürüyeceklerdir.. Kürtler bu coğrafyanın en zengin rengidir ve parlamentoda 3. büyük partinin seçmenidir.. Unutulmasın ki demokrasi halkçı çoğulculukla olur.. Bir kimlik.. Bir renkle değil.. Bu noktada, iktidara karşı tüm muhalif siyasi partiler.. Birlikte, özgür ve eşit yarınların düşlerini kuracaksa.. Çok kimlikli, çoğulcu bir parlamento için adımlarını ve adayını.. Demokratik bir toplum modeli üzerinde inşa etmek zorundadır.. Muhaliflerin HDP’nin kapatılmasına dair koyacakları refleks bu bağlamda önemlidir.. Coğrafya; Batısıyla doğusuyla.. Güneyiyle kuzeyiyle.. Bir bütünse eğer.. Yerel inisiyatiflerin, yereldeki toplumsal mücadele ve direniş deneyimlerinin aday belirleme sürecine dâhil edilmesi gerekir.. Dahil edilmediği taktirde 'halkçı' yönetim iddiasına tezat oluşturur. Zira; Kentler ve içinde yaşayan halklar için ideoloji kadar kentine yapılacak ticari, ekonomik yatırım, hizmet ve gelişmişlik, sosyal ve eğitsel beklentileri de önemlidir.. Daha önce de yazmıştık.. Olası bir seçim diğer seçimler gibi olmayacak besbelli… Türkiye neyi seçecek? Demokrasiyi mi? Demokrasiden tamamen kopuşu mu? Bu sebeple.. Çözüm; Toplumun dinamiği olan halkın ta kendisiyle birlikte bir aday arayışına giden muhalefet.. Birlikte, özgür ve eşit yarınların düşlerini kuracaktır.. İçinde bulunduğumuz karanlık sarmaldan çıkmanın tek yolu demokrasiyse.. Demokrasinin temeli çoğulculuktur.. Çoğulculuksa.. Rengarenk kimlikler ve halkalardır.. Süreç hızlandı.. Demokrasi kulvarında yer almak için şimdiden olası bir seçime hazır olmalı.. Ve muhalefet bu sefer aday seçimini.. Parti ve PM’lerinin ne istediğine değil, toplumun tabanının ne istediğine kulak vererek yapmalı..  

Editör: Ömür Ünver