Dövizdeki artış tüm ürünlerde zamlanmaya sebep oldu. Uzun uzun nasılını nedenini anlatmama gerek yok. Döviz geriledi fakat zamlar gelmeye devam etti. Artçıları da şüphesiz bekleniyor. Elektrik zammı gündemi meşgul ederken kulağımı bizim sektöre de uzattım. Ocak-Aralık 2021 arası süreçte yılın şampiyonu cam oldu. Yüzde 335 zamlanarak zirveye oturdu. Yılın son aylarında stok sıkıntısı çekilen, inşaatlarda en çok uzatmaya gitme sebebi olan malzeme... Onu, yüzde 235 zamla, yine camla yakın ilişkili PVC takip etti. Ardından yüzde 224’le alçıpaneller, 216 oranında fiyat artışı ile seramikler ve diğerleri... En az zamlanan ise yüzde 56 artış oranı ile membran oldu. ✱✱✱ Basit bir inşaatın, 2021 yılı başından sonuna kadar, maliyeti ise yüzde 125,5 arttı. Dövizin 18 TL’den 13,5 TL seviyesine gerilemesine rağmen malzeme ve işçilik fiyatlarında değişiklik yok. Bilakis elektrik, petrol gibi sektörü ve paydaşlarını malzeme kadar ilgilendiren kalemlere gelen zamlar, malzeme fiyatlarında yeni artışların da kapıda olduğu izlenimi yaratıyor. İnşaatın temel malzemelerinden olan demir ise iş yoğunluğu ve şehrine göre 11500 ile 13000 lira arasında dans ediyor. ✱✱✱ En çok taahhüt işi yapan müteahhitlerin tepkisini çeken bu durum, derhal yapıcı müdahalelere ihtiyaç duyuyor. Her ne kadar belirli iş kolları için kapanmadan muafiyet söz konusu olmuşsa da herkesin pandemide inşaat yapmaya adapte olamaması normal... Ülkenin ekonomik zararları sebebi ile yeniden kapanma olması ihtimali de ortadan kalktı. Tüm sektör durma ve yavaşlamanın idari ve mali zararlarını telafi gayretine girdi. Buna rağmen sürekli aktif olması uluslararası salgın sürecinde bile garanti altına alınmış lokomotif sektörün, döviz ve zamlardan nasibini bu denli alması da şaşırtıcı.. Adı lokomotif olsa da somut ilerlemeye olanak vermeyen inşaat sektörü, ısrarla fiyat farkı düzenlemeleri ve süre uzatımları talep ediyor. ✱✱✱ Yapılacak iyileştirmeler ile az da olsa nefes alması umuluyor. Ancak genel zamlar söz konusuyken inşaat maliyetlerinin azalmayacağı da biliniyor. Aksine inanmak çölde vaha bulmayı ummak gibi bir hayale dönüştü. Çünkü mal, malzeme fiyatları düşse de hanedeki maliyetler devam edecek. Elektrik ve petrol zamları revize edilmeyecek. Gıda fiyatlarına makul indirim uygulanmayacak. Hane rahatlamadıkça, işçilikler düşmeyecek. Yani diğer ekonomik unsurların ucuzlaması mümkün olmayacağı için maliyetlerinin istenen seviyeye çekilemeyeceği kesinlik kazanmış oldu. ✱✱✱ Perşembenin gelişi de göründü artık. Bu kabak da halkın başına patlayacak. Taahhüt işlerine olumsuz etkileri bu kadar barizken konut fiyatlarının sabit kalması beklenemez. Enflasyonun daha da körüklenmemesi için gerçekleşen maliyet artışları şimdiye kadar iş sahipleri tarafından absorbe edildi. Fakat artık demir ve çimento olmak üzere inşaat hammaddelerinde gerçekleşen astronomik artışın tamamının konuta yükleneceği açık... Daire fiyatı artışları ve yüksek krediler sebebiyle konut talebi düşüp kiralamalar iyice artacaktır. Kiralama talebi arttıkça da enflasyonu gerekçe gösteren konut sahipleri kira bedellerini orantısız yükseltecektir. ✱✱✱ Görünen o ki pandemi ile başlayan bu kısır döngü 2022’de de devam edecek. Daha ilk ay dolmadan başlayan zamlar domino etkisi ile birkaç defa inşaat sektörüne etkisini gösterecek. Kısa vadeli ekonomik manevralar ve rahatlatma illüzyonları da bir yerde çözüm olmaktan çıkacaktır. Gerçek şu ki uçuruma doğru ilerleme sürüyor sadece uçurumun orada olduğu gizleniyor. Oysa ki herkes içten içe biliyor ki “Kral Çıplak!” Kral da çıplak, krallık da çıplak...
Editör: Ömür Ünver