[caption id="attachment_86981" align="alignnone" width="259"]

Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe[/caption]
Her mevsim geçişinde, özellikle de sonbahardan kışa geçerken havanın birden bire soğumasına bağlı olarak bağışıklık sistemimiz zayıflar. Hastalıklara açık hale gelen bedenimizi, beslenmemizi düzenleyerek koruyabiliriz.
Özellikle kış başlarken,
'içimizi ısıtan' dediğimiz, yani iç organlarımızın ısısını arttıracak besinlere günlük rutinimiz de yer vermeliyiz.
Örneğin; içerdiği kapsaisin isimli pigment sayesinde kırmızı pul biber, zencefil, demir mineralini en çok içeren
kırmızı et,
kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, acı biber turşusu, çorbalardan özellikle sebze, tarhana ve
kestane, zeytinyağı, zeytin, avokado, biber salçası...
Her gün bir fincan
yeşil çay tüketmek ise metabolik hızı yüzde 1-2 kadar arttıracağı için üşümemizi önler ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur. Yeşil çay sevmeyenlere beyaz çay denemelerini öneriyorum.
Beyaz çay biraz daha yumuşak içimlidir. Elimizde vücut ısısını artıran bağışıklığı güçlendiren;
karahindiba, papatya, matcha, ginseng, zencefil, okaliptüs, nane ve ekinezya çayları gibi güzel alternatifler de bulunmaktadır.
Tam şu anda narenciye dönemi başlıyor. Size tavsiyem
mandalina, limon, portakal ve
greyfurtu suyunu sıkarak tüketmeniz. Hatta bu karışımın içine çok güçlü antioksidan olan narı da ekleyerek bağışıklığınızı maksimum seviyeye çıkartabilirsiniz. Greyfurtu kolesterol ilacı kullanan kişilerin hekimlerinin onayı ile tüketmeleri gerekir. Lütfen 200 ml'lik bir bardaktan fazla da meyve suyu tüketmeyiniz. Biliyorsunuz her şeyin azı karar, çoğu zarar.
Bağışıklık sistemini yemekleri ve salataları hazırlarken, hatta süt veya yoğurtların içine bile baharat ilave ederek güçlendirebiliriz. Zerdeçal, zencefil, biberiye, fesleğen, kimyon, safran, kırmızı biber, karabiber, çörekotu ve tarçın aslında evimizin mutfağında sıkça yer alır. Bu baharatları bilinçli ve düzenli olarak kullanmak bizi hastalıklardan korur.
Tarçın, kan şekeri dengesini koruduğu için özellikle biz kadınların çok tercih ettiği bir besindir. Ancak reaktif hipoglisemisi olan kişiler dikkatli kullanmalıdır. Çünkü aniden düşen kan şekeri seviyesinde tarçın da ilave olarak kullanıldıysa kişi zor anlar yaşayabilir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler de hem tarçın kullanım miktarına, hem de hangi tarçını kullandıklarına çok dikkat etmelidir. Zira bazı tarçın türlerinde kanı sulandıran kumadin içeriğinin çok yüksektir. Dünya genelinde şu anda en kaliteli ve kumadin içeriği en düşük olan tarçın Seylan tarçınıdır.
2018 yılında ilaç gibi besinler kategorisinde soğan ve sarımsak tahmin edeceğiniz üzere yine başlarda yer almıştır. Öneri,
her gün bir soğan, iki diş sarımsak tüketmektir.
Besinlere renk veren fito kimyasallar bizleri hastalıklara karşı korur. Hatta hastalıklardan korunmak için besinleri renklerine göre de seçebilirsiniz.
Mavi-mor-siyah; en güçlü antioksidandır, yaşlanmayı geciktirir, bilişsel kapasiteyi arttırır ve yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarını önlemeye de yardımcıdır.
Sarı-turuncu; gözlere, cilde iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirir, özellikle de akciğer, yemek borusu ve mide kanseri riskini azaltmaya yardımcıdır.
Kımızı; kalp sağlığını korur, özellikle de prostat kanserini önlemeye yardımcıdır
Yeşil; vücutta detoks etkisi yaratır, kansere karşı kalkan görevi yapar, özellikle maküla dejenerasyonunu engellemeye yardımcıdır.
Beyaz; bağışıklığı güçlendirir, inflamasyonu önler ve beyni korur.
Her daim gökkuşağı gibi renkli tabaklar hazırlayarak hem bedeninizi, hem de ruhunuzu besleyebilirsiniz.
Sağlıkla ve aşkla kalın...
www.neslihanaktepe.com.tr
Editör: Ömür Ünver