Yılın son Meclis oturumunda onaylanan yasa, tarikata daha önce bağış yapan bağışçı vatandaşların ve aile fertlerinin paralarının iadesini talep etmelerine imkan veriyor.
Dini grupların ve diğer kuruluşların baskı, tehdit ya da bağışları 'manevi kurtuluşla' ilişkilendirerek para toplamasını yasaklıyor. Bağışın manevi bir yükümlülük olduğu iması kesin bir dille yasaklanıyor.
Euronews haberine göre, grubun bağış toplama yöntemleri ve iktidar partisiyle olan yakın ilişkileri toplum nezdinde sert tepkilere neden oluyordu.
Güney Kore merkezli dini grubun Japonya'da, iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ile uzun yıllardır devam eden ilişkisi, eski Başbakan Şinzo Abe'nin temmuz ayında suikaste uğraması sonrası daha da belirgin hale geldi.
Halkın desteğini büyük oranda kaybeden Başbakan Fumio Kişida, kamuoyunda oluşan öfkeyi düşürmeye çalışıyor. Başbakan, yaptığı açıklamalarda sık sık partisinin Moon Tarikatı'yla bağını keseceğini dile getiriyordu.
Japonya'da son süreçte üç bakan görevden alındı. Bunlardan biri idam cezası gafı, diğeri ise siyasi finansman sorunları tartışmasıydı. Üçüncüsü ise Ekonomik Canlanmadan Sorumlu Devlet Bakanı Daişiro Yamagiwa'nın Birleşme Kilisesi (FFWPU) adıyla tanınan Moon Tarikatı'na başkanlık eden Hak Ja Han ile 2019'da fotoğraf çektirdiğini itiraf etmesinden sonra geldi.
Sun Myung Moon tarafından 1954 yılında Güney Kore'de kurulan Birleşme Kilisesi, 1968 yılında Şinzo Abe'nin büyükbabası eski Başbakan Nobusuke Kişi tarafından desteklenen anti-komünist bir hareket olarak Japonya'da dini örgüt sıfatıyla yasal statü kazandı.
Kilise 1980'lerden bu yana sert eleştiriler alıyor.
Moon tarikatı, aşırı bağış tepkilerini kabul etmekle birlikte durumun on yılı aşkın bir süredir hafifletildiğini belirtiyor ve daha fazla reform sözü veriyor.
Uzmanlar, Japon takipçilerden Japonya'nın Kore Yarımadası'ndaki 1910-1945 sömürge yönetimi sırasında atalarının işlediği günahların bedelini ödemelerinin istendiği ve kilisenin dünya çapındaki fonlarının büyük çoğunluğunun Japonya'dan geldiğini belirtiyor.
Yasayı ihlal edenler bir yıla kadar hapis veya 7 bin 300 dolara kadar varan para cezasına çarptırılabilecek.
Yasa aynı zamanda grupların, uygulamalarının insanların özgür iradesi ve kendi kendilerini finansal açıdan geçindirme imkanları olup olmadığını ya da etkileyip etkilemediğini değerlendirmesini şart koşuyor.