İsrail, cuma gününün ilk saatlerinde İran’ın başkenti Tahran’ı hedef aldı. Kentin birçok noktasında patlama sesleri yankılandı. İsrail, saldırıda nükleer ve askeri hedeflerin vurulduğunu açıkladı. Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ve İslam Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami'nin de öldürüldüğü bildirildi. İran'ın eski ulusal güvenlik şefi Ali Şemhani'nin de, hedef alınan isimlerden olduğu öğrenildi.
Tahran’daki halk, patlama sesleriyle uyandı. İran devlet televizyonu da patlamaları doğruladı. Ne tür hedeflerin vurulduğu hemen netlik kazanmazken, kentin batısındaki Çitgar bölgesinden dumanların yükseldiği görüldü. Bu bölgede bilinen bir nükleer tesis bulunmuyor. Ancak ülkenin diğer bölgelerinde neler olduğu da henüz bilinmiyor.
İsrailli bir askeri yetkili, gazetecilere yaptığı açıklamada İran’daki nükleer tesislerin hedef alındığını söyledi ancak hangi tesislerin vurulduğu bilgisi paylaşılmadı. Aynı zamanda bazı askeri hedeflerin de vurulduğu belirtildi.
İsrail, 200 savaş uçağıyla saldırdı
Bu saldırı, İran’ın nükleer programındaki hızlı ilerlemesi nedeniyle gerilimin zirveye çıktığı bir dönemde gerçekleşti. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Yönetim Kurulu, Perşembe günü 20 yıl aradan sonra ilk kez İran’ı denetçilerle işbirliği yapmadığı gerekçesiyle resmen kınadı. İran ise bu karara karşılık olarak ülkede üçüncü bir zenginleştirme tesisi kuracağını ve bazı santrifüjleri daha gelişmiş modellerle değiştireceğini duyurmuştu.
Saldırı haberi üzerine petrol fiyatları yükseldi; Brent petrolü yaklaşık yüzde 5 artış gösterdi.
Netanyahu saldırıyı duyurdu, acil durum ilan edildi
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkesinin İran’a yönelik saldırıyı gerçekleştirdiğini doğruladı ancak hangi hedeflerin vurulduğuna dair ayrıntı vermedi. Gallant, “İsrail’in önleyici saldırısının ardından İran’dan İsrail’e füze ve insansız hava aracı saldırıları bekleniyor,” dedi.
Bakanlık açıklamasında ayrıca Gallant’ın “İsrail’de iç cephede acil durum ilan eden özel bir emri imzaladığı,” belirtildi. Açıklamada, “İç cephe komutanlığı ve yetkililerin talimatlarına uyulması ve korunaklı alanlarda kalınması hayati önem taşımaktadır,” dendi.
Hamaney: A
"Düşmanın saldırılarında çok sayıda komutan ve bilim adamı şehit oldu. Onların halefleri ve mesai arkadaşları, Allah'ın izniyle, derhal, ara vermeden görevlerine devam edecekler. Siyonist rejim bu suçla kendisi için acı ve ızdıraplı bir kader hazırlamıştır ve bunu mutlaka yaşayacaktır.” dedi.
ABD: Saldırılarda rolümüz yok
ABD, bölgede olası bir gerilime karşı hazırlık içindeydi. Irak'ın başkenti Bağdat’taki bazı diplomatlarını geri çeken ABD, Ortadoğu’daki askerlerinin ailelerine gönüllü tahliye imkanı sundu.
Tahran’daki patlamalar sırasında ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’ın çimlerinde Kongre üyeleriyle bir aradaydı. Patlamalardan haberdar edilip edilmediği bilinmiyor.
Trump, daha önce yaptığı açıklamada İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya şu aşamada harekete geçmemesi için telkinde bulunduğunu söylemişti. “Eğer bir anlaşma şansı varsa, onların harekete geçmesini istemem çünkü bu şansı tamamen yok edebilir,” demişti. Trump, İran'ı uyarmış ancak kısa zamanda İsrail'in bir saldırısını beklemediğini kaydetmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD'nin İsrail'in İran'a yönelik saldırılarında rolü olmadığını belirterek, Tahran'ı ABD çıkarlarını ve personelini hedef almaması konusunda uyardı.
İsrail, kendi nükleerleriyle ilgili 'sessiz'
İsrail’in İran’a yönelik saldırısını meşrulaştırma çabaları, ülkenin kendi nükleer programına dair yıllardır süren sessizliğiyle çelişiyor. İran’ın nükleer silah geliştirme ihtimaline karşı 'önleyici saldırı' düzenlediğini bildiren İsrail, bugüne dek kendi nükleer cephaneliğini ne resmen kabul etti ne de uluslararası denetime açtı. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) taraf olmayan ve onlarca nükleer başlığa sahip olduğu tahmin edilen İsrail’in, aynı anlaşmaya taraf olan İran’ı yalnızca şeffaf olmamakla suçlayarak askeri müdahalede bulunması, uluslararası kamuoyunda 'çifte standart' eleştirilerini beraberinde getiriyor. Bu durum, nükleer silahsızlanma çağrılarının inandırıcılığını da zedeliyor.