Tutuklanan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun "Turpun Büyüğü" başlıklı basın toplantısında adını açıkladığı bilirkişi S.B. ile ilgili sözleri gerekçesiyle “yargı görevini yapan bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla yargılandığı dava bugün görüldü.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, son yayınlanan HSK kararnamesi ile değişti. Dosyaya yeni atanan ve izindeyken görev yeri değişen hakimin 22 Aralık’ta göreve başlayacağı öğrenildi.
Bugünkü duruşmayı, İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi yönetti.
Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı bilirkişi davası 30 Mart 2026'ya ertelendi.
Hakim, ara kararında esas hakkında mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi.
"İstatistik ve matematik bunu açıklayamaz"
Savunmasında, "Tabii ki yaşadığım durumun farkındayım. Ne yazık ki bu dosyada da hakim değişikliğine uğradım. Sizin bugün farklı bir görevlendirmeyle burada olduğunuzu biliyorum" diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Pazartesi günkü diploma duruşmasından cumaya; gazeteciler, öğrenciler protesto haklarını kullandıkları için tutuklanmaya devam ediyor. Milletimizin temel sorunlarını çözemeyen, çözmek gibi bir derdi olmayan kişiler de adalet sistemimize bilinçli olarak zarar vermeye devam ediyor. Gündemi bu şekilde alabora etmeye çalışan zihniyet, oyun içinde oyun kurmayı pervasızca sürdürüyor.
Bugün yalnızca üzerime atılı suçları yanıtlamayacağım. Yaşananlar kişisel değildir. Hakkımda açılan her davada, her soruşturmada, her fezlekede aynı şablon devreye kondu. Normalde aylar sürecek işlemler jet hızıyla birkaç saatte tamamlandı."
Bilirkisi davasına yönelik konuşan İmamoğlu, “Bu en garip davalardan birisi. Bu hem komik hem şaşırtıcı. Ismarlama raporlar hazırlayarak Türk hukukunu istismar eden bir bilirkişiyi eleştirdiğim için bugün bu mahkemedeyiz. Biz onu Beylikdüzü davasından tanıyoruz. Ortada olmayan bir rapordan bahsedecek kadar gözü kara. Beylikdüzü davasındaki marifetlerinden sonra kendisine peş peşe görevler verildi. Bunların tamamı benimle ya da çevremdeki insanlarla ilgili dosyalar oldu. İstatistik ve matematik bunu açıklayamaz" dedi.
Söz konusu bilirkişinin İETT ve İSTALT gibi kuruluşların davalarında da yer aldığını hatırlatan İmamoğlu, “Kendisi hız rekoru kırıyor ve talimata göre hareket ediyor. 2018 yılına ait İSPARK’ta tespit ettiğimiz bir dosyayı mahkemeye verdik. Kim atandı dersiniz? Bu beyefendi. Yazamayacağı rapor yok. Kimdir bu diye merak ettik ve araştırmaya başladık. Hep CHP’li belediyelerin dosyalarında karşımıza çıktı. Esenyurt ve Beşiktaş dosyaları örneğin. Soruşturmaların başlamasına sebep olan raporlar da hep bu kişiye ait" diye konuştu.
İmamoğlu şöyle devam etti:
"Asırlardır devletimizi taşıyan adalet mekanizması çok yorulmuştur. Bunu herkes biliyor, ben de biliyorum. Bu davada adil yargılamayı etkilemekle suçlanıyorum. Kim etkilemiş, ben mi o mu? Mağdur edilen belediye başkanı mı, yoksa olmayan raporları yargılamaya sokan o kişi mi? Yoksa istemediği kararları veren hakimleri bir gecede uzaklaştırıp hukuku sopa gibi kullanan aklıevvel yönetim mi?
Benim açıklamalarım bir müdahale değil, milletimin doğru bilgilendirmesi için yaptığım bir görevdir. Şu an beni değil, bu ülkede hakikati söyleme cesaretini yargılıyorsunuz. Benim sustuğum gün bu ülke konuşamaz hâle gelir. Konuştuğum gün ise bu millet ayağa kalkar. Herkesin doğruları söyleme hakkı vardır ve söyleyecektir, o yüzden susmuyorum.
Savcılığın kendisi hakkındaki tüm davalarda hâkimliği aldattığını belirten İmamoğlu, “O yüzden asla susmayacağım. Milletin susturulmaması için de konuşmaya devam edeceğim. Burada konuştuğumuz şey bir basın açıklamasından doğmuş bir şey değildir."
Yeni bir tanımlama yapacağım diyen İmamoğlu, "Bu ucube hükümet sisteminin yarattığı yeni bir model var: her şeyi bilen kişi. Bunun kadar tehlikeli bir zihniyet yok. Karşınıza ekonomist olarak çıkar, hukuk uzmanı olarak çıkar. Her konuya karar verir, her atamayı bu zihniyet yapar ve süreç, sistem darmadağınık olur." ifadelerini kullandı.
"Yokluk, yoksulluk; yanarak ölenler, zehirlenenler içimizi yakıyor"
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Durumun farkındayım. Bu dosyada da hakim değişikliğine uğradım. Siz de bu dosyadaki hakim değilsiniz. Türk milleti adına burada sizin huzurunuzda düşüncülerimi ve tespitlerimi paylaşmak istiyorum. Bizi izlemeye gelen insanların, yakınlarımın, kıymetli avukatlarımın huzurunda konuştuğumun farkındayım. Soruşturma süreçlerinin nasıl işlediği ortada. Bu cennet vatanın hafızası güçlü, geleceğimizi adaletle, refahla buluşturmaya ant içmiş insanlarımızı selamlıyorum. Buradayım, Silivri'deyim. Uydurma davalara karşı savunma yapmaya değil, suç işleyenleri ortaya çıkarmaya sonuna kadar devam ediyorum, edeceğim
Hafta başından bugüne 3-4 gün içinde gazeteciler, öğrenciler tutuklanmaya devam ediyor. Yokluk, yoksulluk; yanarak ölenler, zehirlenenler içimizi yakıyor. Tacize uğrayanlar, analar babalar isyan ediyor. Milletimizin temel sorunlarını çözemeyen sistem ise anayasal düzene zarar vermeye bilinçli olarak devam ediyor. Yeni icatlar ile oyun içinde oyun kurmaya pervasızca sürdürülüyor."
Kendisine yönelik tüm davalarda hakimlerin değiştirildiğini bir kez daha hatırlatan İmamoğlu şöyle devam etti:
"Resmen devre arasında hakem değişikliği yapılıyor. VAR'a da gidemiyoruz. Sayın hakim, sürgünde gibi bir mahkemedeyiz. Avrupa’nın en büyük adliyesinden buraya geldiniz. Hangi çağdayız biz, tam gaz geriye gidilir mi? Beni beş gün nezarette tutup bir gün de orada aç susuz bıraktılar. Uydurma casusluk meselesinde de 20 saat orada bekletildim. Kimsiniz siz? Beni orada tutarak aciz duruma düşüreceğinizi mi düşünüyorsunuz? Gün gelecek çatır çatır hesap verecekler. Bu uygulamaların hangi akıldan geldiğini çok iyi biliyoruz."
Silivri’ye yapılmakta olan yeni duruşma salonuna yönelik de konuşan İmamoğlu “Başka milletler ne yapıyor biz ne yapıyoruz. En büyüğünü ve en pahalısını hep istiyorlar tabii. Buradan o kara akıllara sesleniyorum: Boynunuza asacağınız o kara leke madalyonu hayırlı uğurlu olsun. 64 yıl sonra aynı ayıbı, aynı utancı tekrar ediyorsunuz. Şu an Silivri’ye Yassıada’yı kuruyorsunuz. TOKİ yapacakmış bu arada. Kara lekeleri çok. Kanal İstanbul sonuncu kara lekeleri olacak diyordum ama yenisini daha eklediler" dedi.
Ülkenin kurtuluşu Z kuşağı
Savunmasında, geçtiğimiz günlerde yayınladığı ve gençlere hitap ettiği videodaki konuşmasına referansla gençlerden bahseden İmamoğlu:
"Bu ülkenin kurtuluşu Z kuşağı çünkü liyakata en aç nesil onlar. 11-12 yaşındaki çocuklar gelip yurt ya da başka bir şey isterken 'Hakkım varsa' diyorlar. Her şeyi bilen kişilerin bu çocukları zehirlemesine izin vermeyeceğiz."
Savunmasında bir kez daha kendi davasındaki hakimlerin başka yerlere atanması hakkında konuşan İmamoğlu, yapılan 10 atamayı tek tek sıraladı.
Sözlerine devam eden İmamoğlu, ikinci kez tutuklandığı casusluk soruşturmasına da tepki gösterdi.
İmamoğlu, "Otoriter rejim zincirini tamamlayacaklar ya dünyadan örneklerine bakmışlar herhalde" diye konuştu.
Savunmasının sonunda İBB davasına yönelik "tutuksuz yargılama" şarttır çağrısında bulunan İmamoğlu, "belediyeleri silkeleyin" çağrısına rağmen İBB’nin açılış ve etkinliklerine son gaz devam ettiğini belirterek "Devlet makamlarının bile açılış yapamadığı yerde tüm hizmetlerimiz devam ediyor. Hem halkçı hem icraatçı olmaya devam ediyoruz. Neden? Her şeyi bilen kişi değiliz. Her alana o alanı bilen insanları liyakatle getiriyoruz. Fark burada" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, yaklaşık bir buçuk saat süren savunmasını "Ben buradayım milletimiz burada. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bu davada üçüncü duruşma bile gereksiz. Hukukçu değilim ama gönlümden kopanı söylüyorum. Allah milletimizi hukuksuzluklardan ve hukuksuzlukları yapanlardan korusun. Az kaldı, gidiyorlar" sözleriyle bitirdi.





