Üniversite bahar şenlikleri ve konser yasaklarına gereken demokratik tepkiler güçlü bir şekilde verilmedikçe, asla bu kadarla kalmaz demiştik.. Kalmadı da.. Balıkesir Burhaniye Kaymakamlığı, biletleri günler öncesinden satışa çıkan Zeytinli Rock Festivali’ni yasakladı.. Ardından Matematik Köyü'nün zeytinliği yakıldı.. Zeytin ağacı, köklü ve güçlü olduğu kadar sulhu ve huzuru da simgeler. Yasakçı düşünce; antidemokratik ve düşünce özgürlüğünü engelleyen çağdışı kalmış, huzura düşman bir olgudur.. Yetmedi huzura karşı gelmek, renkliliğe de karşı gelelim denildi.. Her yıl 15 Ağustos'ta Gökçeada'da yapılan Meryem Ana Panayırı da, “CİMER’e gelen şikayetler var” denilerek iptal edildi.. Paranın ilahlaştırılıp, köşe dönmeciliğin amaç haline getirildiği bir toplumu, sanattan da koparmaya çalışmak dinamitin başka türlü patlatılması değil de nedir? Zira sanat, edebiyat; insana bakmasını bilen, sorunlara eğilen, kendinden bir şeyler katabilen, özveri gösteren, gerçeği bilinç süzgecinden geçirerek üretilen eserlerdir.. Okumaktan ve sanattan kopmuş bir halk, sorgulamaktan da uzaklaşır.. Ağır ekonomik şartlarda, siyasal ve toplumsal baskı altında kalan halkın daha da sesini çıkarmayınca, sevgili Aziz Nesin öyküsü Hoptirinam’da geçtiği gibi; söz geçmeyen yerde güç geçiyor.. Freni patlak araba gibi bayır aşağı giden ekonomiyi gölgelemek için sanal gündemlerden, algıya, yasağa, biri gidiyor biri geliyor. Ülkede yaşanan derin ekonomik krizin tek nedeninin dünyadaki finansal krizden kaynaklandığına inanıp, düşünmeyi ve sorgulamayı şiddetle reddetmeye devam edenler oldukça, daha da gelecek gibi gözüküyor.. Gerçekle çarpışıp kabul etmektense vaatle, yalanla kandırılmayı seven bir toplum olmaya devam ettiğimiz sürece de, yine Aziz Nesin öyküsü Hoptirinam’da; “İnsanlar; bilhassa kudretliler doğru sözden hoşlanmazlar, yalandan hoşlanırlar, böylece kendilerine iyilik edilmektense aldatılmalarını tercih ederler” dediği gibi, yalanın biri gidecek biri gelecek… Kudretliler gerçeğin çıkmamasından memnun, bu düzenden beslenen tuzu kurularla hiçbir şey kaybetmezken, halk gerçekten kaçmaktan memnun, aldatılmaktan hoşlana dura çok şey kaybedecek, bu gidişle sonunda eldeki ekmekten de olacak.. Ne diyordu Hoptirinam’da; “Bir varmış, bir yokmuş... Ne varmış, ne yokmuş... Ha varmış, ha yokmuş..." Ezilenlerin iniltisi göklere yükselirken, kim kime dum duma, alan çalan bilinmeden çarpan, düşüren birbirine karışacak.. Memleket tam bir Hoptirinam’a dönecek.. Ne diyelim.. Memlekette büyük gelişmeler; hak, hukuk, adalet olsun.. Halkta bir uyanma olsun.. Diyelim…
Editör: Ömür Ünver