Küresel ekonomik kriz ülkeleri etkilerken.. Ülkemizde ekonomik krizin değmediği kimse.. Kaldı mı? Ya peki onlar.. Hani; olmaz dedikleri ne varsa olan, en çok konduramadıklarından canı yanan, ağaç kökü yesinler diyerek atılıp, unutulan.. Ve hep unutulacak olan.. Hayatları bir domino taşı gibi dokundukça parçalara ayrılan.. Onlar.. KHK’lılar.. Bu hafta benden; bir günce, KHK’lılara, bir şiirsel öyküyle.. DAYAN Dün Ankara’da Aybar Kar fırtınasının yüzünü gösterdiği saatlerdi. Sarı sıcak bir zaman olmasa da ısıtabildiğim bir evde, canlanmayı bekleyen pencere önü fesleğenimle günlük rutin sohbette.. 6 yıl önce bir su havuzu kenarına atılmış halde bulduğum kaplumbağamız Fernando Alonzo ve yine sokaktan aldığım beş yıldır bizimle olan kedimiz Şero da vardı.. Pencereden sızan kışla karışık baharın nasıl da hayatımıza benzediğini fark ettim bir an.. Kar taneleri rüzgarın tüm şiddetiyle sertçe savruluyor, sağa sola çarpmadan yere sağlam bir iniş yapmak için çabalıyordu.. Ama dikkatimi çeken kırlangıçlardı.. Adeta kar tanelerinin oluşturduğu fırtınanın içine içine ters yönden dalış yapıyor ve tüm taneleri parçalayarak savuruyordu.. Hayat da öyle değil midir? Hiç beklemediğiniz bir anda ters esen bir yel gelir, vurur sizi.. KHK gibi.. Olanla-olmayan, gerçekle yalan arasında sıkışır kalırsınız.. Ne yaparsanız yapın hakikat kabul görmeyendir, yalan teşkilat kuran.. İşte tam da böyle zamanlarda; Güneşe olan sevdanızdır sizi ayakta tutan.. Gerçeğin; bir gün, delip de karı, başını gün yüzüne dimdik çıkardığı bir kardelen gibidir sizi dirençli kılan.. Araf’ta sıkıştırılmış, sınanmaktasınızdır ama, Hüzün savar kuşlarıdır yanınızda olan ve serçelerdir her kıştan sonra baharın doğacağını kulağınıza fısıldayan.. Bilge baykuştur seslenen: çalışmadığın yerden soru geldi diye küsme hayata, DAYAN Tutunacak dostun mu kalmadı düştün diye Yusuf gibi kuyuya. Kaldır başını, bak yıldızlara, durma, yağan tozlarına bulan bir ardıç kuşudur size bu öğütte bulunan.. Dayanacak sırtın mı yok, yüzyıllar boyu kökü tüm kuyulara uzanıp dallarıyla saran Çınarlara DAYAN derken, puhu kuşudur size sarılan.. İnsanlık kokusundan uzak, nefessiz mi kaldın. Kuyuya sızan ay ışığına tutun, leylak moru dağlarda, kır çiçeği tarlalarına varırsın. Bir ateş böceğidir umutla söyleyen.. Ve ince bir karacadır; Herkes başına gelene sessiz, kaldıysan bir başına kimsesiz, bil ki; bir Zümrüt’ü Anka’nın kanatlarına çarpacaktır zulüm, diyen.. Bilge baykuştur sizden hiç vazgeçmeden seslenen.. Haksızlık konaklamış, hakikat kovulmuş, hukuk yalan olmuş olsa da.. Eş, akraba; çoktan kaybolsa da, DAYAN Her daim; yarpuz bitmez dere kenarında, akasyalar açmaz su başında.. Tut ki; Sevdalar; güce satılmış, aşklar yalana, aldatmacaya dolanmış olsa da, sen ruhunu karartma.. Dostluklar bir yel ki çıkar yeli, tutunmuş savrula savrula un ufak olmuş.. Yıldızlar kırılmış, ay kanatılmış, ışık sis altında. Güneş sıvanmakla kalmamış, batmış balçığa.. Umut karatelere vurmuş, vicdanlar kararmış. Bıçak kemiği delip, iliğe varmış.. Açım kabahat, işsizim demek kusur, barış istemek suç olmuş.. Yalandan beslenen zulüm, dört bir yanı sarmış olsa da, DAYAN DAYAN diyorsun ne ile deme.. Hangi günü gördün ki akşam olmamış.. Kıştan sonra, bahar açmamış.. Çare; içinde, yüreğinde.. SEVGİDE.. Dayan özgürlüğün.. Bir kuşun, ağacın sevdası.. Yaşam sevgisi ile.. DAYAN.. Kim söndürürse söndürsün içindeki sevgiyi, sen yeter ki Söndürme.. Unutma.. Her şey bir sevgiyle başlar.. İnadına hayata gülümse.. Tut ki; Bir kırlangıç fırtınasındasın. Kırılacak kolun kanadın.. Ama sen yine de ÖZGÜR yarınları düşün.. Kaç yerin kopmuş olursa olsun, Sen KHK’lı tutun düş’lere DAYAN.. Yaralanmış olsan da, sağlam çık o fırtınadan.. İNAN ve DAYAN Karanlıklar mutlaka çıkar aydınlığa, İNAN..

Editör: Ömür Ünver