Son dönemde yaşanan iki olay, kamuoyunun yönlendirilmesinde gazetecilerin rolünü yeniden tartışmaya açtı. İlk olay, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bazı konserlerine yönelik operasyon sırasında kamuoyuna yansıdı. Gazeteci Alican Uludağ, "Henüz daha kamuoyu, ABB'ye yönelik operasyonun detaylarını bilmiyorken, iktidara yakın gazete ve televizyonların yöneticilerine haber şeklinde bir 'bilgi notu' geldi" iddiasını dile getirirken bunun kaynağının da Dezenformasyonla Mücadele Merkezi olduğunu savundu. İkinci gelişme ise, BM Genel Kurulu ve ardından Beyaz Saray ziyareti için ABD'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dönüş yolunda uçakta bir grup gazeteciye yaptığı açıklamalarla ilgiliydi. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, X hesabından "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının Washington’dan havalanmaya hazırlandığı saatlerde gazetecilerin uçakta soracakları sorular liste halinde bana geldi. Hem de soruların altında kimin o soruyu soracağı da yazıyordu" iddiasını paylaştı.

Küresel Sumud Filosu'na, Yunanistan açıklarında İHA saldırısı
Küresel Sumud Filosu'na, Yunanistan açıklarında İHA saldırısı
İçeriği Görüntüle

Her iki gelişmede de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve ona bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) sorularla karşı karşıya kaldı. Anayasa Mahkemesi'nin, 2 Ağustos 2024 tarihinde duyurduğu kararıyla, İletişim Başkanlığı bünyesinde "manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele" için kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemeyi iptal ettiği biliniyor. DMM'nin bu karara rağmen faaliyetlerini sürdürüyor olması da ayrı bir tartışma konusu oldu.

Halkın, anayasal güvence altındaki doğru ve tarafsız haber alma hakkıyla ilgili önem taşıyan bu iki gelişme konusunda şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi açıklama yapmadı.

Uludağ'ın paylaşımı

Gazeteci Alican Uludağ, ABB'nin 2021 - 2024 yılları arasındaki bazı konserlerine yönelik soruşturmasının duyurulmasından sonra X hesabından şu paylaşımı yapmıştı:
"...Henüz daha kamuoyu, ABB'ye yönelik operasyonun detaylarını bilmiyorken, iktidara yakın gazete ve televizyonların yöneticilerine haber şeklinde bir "bilgi notu" geldi. DMM tarafından gönderilen o bilgi notu, şuan delil olarak o gazetecilerin whatsapp yazışmalarında duruyor; gönderenin ismi de...

Bu bilgi notu, "Soru-Cevaplarla Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne Yönelik Konser Soruşturması. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde Skandal İddialar: 759 Milyonluk Konser Harcaması, 154 Milyonluk Kamu Zararı" başlığını taşıyordu. Haberin devamında, 9 ayrı "soru" yazılmış ve altına "cevap" olarak ABB'nin konser ihalelerinde nasıl "yolsuzluk" yaptığı anlatılıyordu.

Hatta DMM, haber metninde soruları yanıtlarken "Adli makamların tespitlerine göre" diyerek kaynak göstermeyi dahi ihmal etmedi. Yani, bu bilgileri savcılıktan aldığını da açıkça itiraf ediyordu.

Ekinde bir de savcılık tarafından hazırlandığı anlaşılan bir bilge vardı. Bu belge, savcılık tarafından, yazılacak haberde kullanılması için DMM'ye gönderilmişti. Bu belgede de dosyadaki "araştırma raporu", "bilirkişi raporu", "MASAK raporu" gibi belgelerden özetler çıkarılmıştı.

Aslında, ABB ile ilgili soruşturmanın detayları, "hap gibi" habere çevrilmişti. İktidar yandaşı gazetecilerin yorulması istenmiyordu. Bazı gazeteciler, bu metni olduğu gibi tweet attı, bazıları da çalıştıkları gazetelerin haber sitelerinde haber olarak yayınlattı.

Peki, bu belgeler Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na nasıl gitti?

Konuyu araştırdığımda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın basını bilgilendirmek için oluşturduğu bir whatsapp grubundaki bir numara dikkat çekiciydi. Bu numara, Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığı dönemindeki basın danışmanından başkası değildi. O basın danışmanı, Soylu gidince Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçmişti. Ancak şimdi anlaşılıyor ki Süleyman Soylu'nun basın danışmanı, DMM'de işe girmiş. O da yetmemiş, Ankara Başsavcılığı'nın basın grubuna kendisini eklettirmiş. Kimse de dememiş, burası basın grubu, DMM yetkilisinin ne işi var? Yargımız bağımsız sonuçta.

Bu durum, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen ve Melih Gökçek'in herkesten önce işaretini verdiği operasyon bilgilerinin, savcılık tarafından CHP aleyhinde kullanılması için DMM'ye gönderildiğini net olarak ortaya çıkarıyor.

Peki, bu durum yalnızca Ankara'da mı yaşandı?

Hayır. Geriye dönük bir araştırma yaptığımda, DMM'nin başta İstanbul olmak üzere diğer kentlerde CHP ve Ekrem İmamoğlu aleyhinde yapılan operasyonlarının ayrıntılarını da benzer şekilde iktidar yandaşı gazetecilere "bilgi notu haber" şeklinde gönderildiği anlaşılıyor. Üstelik bu gazeteciler, bu haberleri noktasına virgülüne dokunmadan twitter hesaplarından paylaşmış, haber sitelerinde yayınlamış..."

Bildirici

Bildirici: Nasıl oldu da bu sorular bana saatler öncesinden gelebildi?

Medya ombudsmanı Bildirici ise X hesabından, şu paylaşımı yaptı:

"Bunun bir açıklaması var mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının Washington’dan havalanmaya hazırlandığı saatlerde gazetecilerin uçakta soracakları sorular liste halinde bana geldi. Hem de soruların altında kimin o soruyu soracağı da yazıyordu. Türkiye saatiyle 22.10’du sorular geldiğinde. Bu soruları, tanık olmaları için iki gazeteci arkadaşımla daha Erdoğan ile sohbetin açıklanmasından saatler önce dün gece ve bu sabah erkenden paylaştım.

İletişim Başkanlığı’ndan Erdoğan’a sorulan sorular ve yanıtlarının medyaya gönderilmesinden sonra bendeki metinle karşılaştırdım! Gerçekten de bana saatler önce gelen sorular -sözcüğü sözcüğüne olmasa da- aynı şekilde Erdoğan’a sorulmuştu. Hatta soruların sıralaması da uyuyordu. Gerçi daha önce uçaktaki gazeteciler, soruları kendilerinin belirlediklerini savundular ama eğer İletişim Başkanlığı ellerine hazır soru vermiyorsa nasıl oldu da bu sorular bana saatler öncesinden gelebildi? Umarım İletişim Başkanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı’nın bu konuda bir açıklaması vardır. Zaten sorulan sorular da çok eksik. Düşünebiliyor musunuz, ABD ile enerji alanında yeni anlaşmalar imzalanmış, Rusya’dan petrol ve doğalgaz almayın denmiş, Boeing uçak alımı için anlaşma imzalanmış! Ancak bunları sormamış uçaktaki gazeteciler…

Hadi hepsini geçtim, F-35 konusunda Trump ile görüşmede ne olduğunu bile sormaz mı bir gazeteci?"

Kaynak: İGF