Cümlelere; “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” “Cezasızlık öldürür” le başlamak istiyorum.. Dokunamadım canım işçilerin direnişine, ekonomik krize.. Bu hafta; yüreğim, SILA’da, HAZA’da paramparça.. Bir hal ki; korku, gariplik, tedirginlik başımızda.. Durmadan; esiyor, vuruyor boran. Şair’in “Filiz kıran” dediği yerde, bir değil dört bir yanımız zindan.. Daha yeni filizlenmiş, çiğdeme durmuş hayatlar, “Filiz kıran” fırtınasına tutuluyorlar.. Kırıp kanatıyor her şey sevincin türküsünü, zifiri karanlıkta her yerde genç ölüsü.. Bir tarih ki zulüm ile üstümüze çökülü.. Gençler.. Ve Çocuklar.. Uzak düşüyorlar umutlarından, acılı günler görmekten yoruldular, kaçmak istiyorlar yurtlarından.. Bahar başında, güz sancısına tutulmuşuz, yüzümüzün kuşları hangi kıyıda bilmiyoruz.. Her yerde gözyaşı yağmurlarına çarpıyoruz.. Kalemler yoruldu acıları yazmaktan, mürekkep utanıyor akmaktan.. Bir yorulmadı; siyasetçiler, çözümsüz siyaset manevraları yapmaktan.. Yıllardır her şeye müsebbipler; diyorlar ki, hele bir kez daha bize el ver. Gör; bak, her şey nasıl da güzele döner.. Hadi oradan, bu kaçıncı diyor onlara öbürleri. Bakın, dizildik önlerine altılı şövalye gibi.. Bekleyin diyorlar, biz çözeceğiz her derdi.. Rahat değil sancıdayız diye feryat ediyor ahali.. Daha neyi beklemeli.. Varsa bir çaresi, dertler bugünden çözülmeli.. Ne göreni var.. Ne işiteni.. Her kafadan aynı ses; susun, durun.. Su gelene kadar bekleyin derede hele.. Kurbağa gibi gözünüz patlamazsa, baharı göreceğiz hep birlikte.. Ama.. Durmuyor zulüm.. Durmuyor ölüm.. Gelip 16’sında bir çocuğa.. Boynundan vuruyor SILA’ya.. Bir kez daha kan damlıyor toprağa.. Güneşe varmak için.. Daha kaç kasırga bizi esip de savurmalı.. Bir mai yola düşmek için.. Daha kaç kanat kırılmalı.. Açlık altında yaşamlar, kıyarken kendine canlar, ölürken; kadınlar, çocuklar.. Daha kaç zindan duvarına çarpmalı.. Oysa.. Halden anlamaz siyasetçilere.. Çözümsüz siyasete.. Mecbur değiliz.. Çare; birlikte yükselteceğimiz sesimiz.. Şair ‘in dediği gibi.. Madem ki esiyor fırtınalar, her türlüsünü sevin, sevip yönünü değiştirin.. Ormanların uğultusu, suların dalgasında zulmü sesinizle kırın.. Başka SILA’lar.. HAZAL’lar olmasın.. Toprağa kan damlamasın.. Artık doğsun sancılarından bahar “Filiz kıran” ların.. Yazımı; “Cezasızlık öldürür” le noktalarken.. HAYKIRIYORUM.. Siyasi ve Hukuki adımlar atılsın.. Sözleşmeye dönülsün.. Bırakın.. “İstanbul Sözleşmesi” KADINLARI yaşatsın..
Editör: Ömür Ünver