ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, merkez bankasının pandeminin ardından enflasyon ve faiz oranlarının görünümündeki anlamlı değişiklikleri hesaba katmak için kapsayıcı politika belirleme çerçevesinde ayarlamalar yapma sürecinde olduğunu söyledi.
Powell yaptığı açıklamada, “Ekonomik ortam 2020'den bu yana önemli ölçüde değişti ve gözden geçirmemiz bu değişikliklere ilişkin değerlendirmemizi yansıtacak” dedi.
Fed mevcut çerçevesini beş yıl önce benimsedi ve bu yıl bu çerçeveyi gözden geçirmeye başladı. Gözden geçirmenin Fed'in şu anda faiz oranlarını nasıl belirlediğini etkilemesi muhtemel değil. Powell daha önce Fed'in bu süreci tamamlayabileceğini ve sonuçları ağustos ya da eylül ayında açıklayabileceğini söylemişti.
Powell, 2020 pandemisinin ardından enflasyona göre ayarlanmış ya da “reel” faiz oranlarının yükselmesinin bankanın mevcut çerçevesinin unsurlarını tartışmaya açabileceğini öne sürdü.
"Girdiğimiz dönem zorlu bir sınav"
Powell, "Daha yüksek reel faiz oranları, enflasyonun 2010'ların kriz arası dönemine kıyasla ileriye dönük olarak daha oynak olabileceği ihtimalini yansıtabilir. Daha sık ve potansiyel olarak daha kalıcı arz şoklarının yaşanacağı bir döneme giriyor olabiliriz ki bu hem ekonomi hem de merkez bankaları için zorlu bir sınavdır” diye konuştu.
Fed'in mevcut gözden geçirmesi, merkez bankacılarının 2020 yaklaşımının eksikliklerini -özellikle de o zamanlar ne kadar olası görünmese de geniş bir ekonomik sonuç yelpazesine karşı dirençli olmadığını- hesaba katma girişimini temsil ediyor.
Ancak gözden geçirmenin, yüzde 2 enflasyon hedefi ve kamuoyunun merkez bankasının enflasyonu düşük ve istikrarlı tutacağına inanmasını sağlamanın kritik rolü de dahil olmak üzere Fed'in çerçevesinin arkasındaki temel fikirleri koruması muhtemeldir. Yetkililer bu enflasyon beklentilerinin kendi kendini gerçekleştirdiğini ve son iki yılda işsizlikte büyük bir artış olmadan enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadığını düşünüyor.
Powell, halkın enflasyonun pandemi öncesindeki seviyelere gerileyeceğine inanmaması halinde, enflasyondaki son düşüşün “işsizlikte bir artış olmadan” gerçekleştirilmesinin “mümkün olamayacağını” söyledi.