DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, TBMM’de kurulan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun dinleme çalışmalarının sonuna yaklaşıldığını belirterek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın komisyonda dinlenebilmesi için bir formül üretilmesi gerektiğini söyledi.
DEM Parti Genel Merkezi’nde açıklama yapan Doğan, “Bu hassas konuyla ilgili siyasi ikbal, çıkar, rant, koltuk hesabı yapmayın dedik. Hesaba katılması gereken tek bir şey var: Türkiye’de yaşayan halkların geleceği… Yıllardır süren çabamızı sonuca vardırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Doğan, partilerinin barış ve diyalog siyasetini vurgulayarak, “Kucaklaşmanın, bir araya gelişin olduğu bir dönem olsun istiyoruz” dedi.
Ayşegül Doğan'ın açıklaması özetle şöyle:
"Bu hassas konuyla ilgili siyasi ikbal, çıkar, rant, koltuk hesabı yapmayın dedik. Hesaba katılması gereken tek bir şey var: Türkiye’de yaşayan halkların geleceği. İşte bunların bir arada, kardeşçe, eşit bir kardeşlik hukuku içinde yaşayabilmesi için yıllardır süren çabamızı bir şekilde sonuca vardırmak istiyoruz dedik. Yüz çevirene, görmek istemeyene dahi bu süreçte seslenmek; en çok da onlara ulaşmak istedik.
Sizler de biliyorsunuz; tüm kampanyalarımızda her defasında barışın toplumsallaşmasını sağlamaya çalıştık. Türkiye’nin en temel sorunlarını barış ve diyalog siyasetiyle çözeriz. Amacımız, bu topraklarda yaşayan herkesin birlikte soluk alabilmesi. Oy, seçmen, anket kaygısı yaşamadık. Kucaklaşmanın, bir araya gelişin olduğu bir dönem olsun istiyoruz. Meclis açılışında yetkili kişiler ve eş genel başkanlarımızın konuşmalarında herkes özellikle bunun altını çizdi. Son bir yılda gerçekleştirdiğimiz kampanyalar, ev ve sokak çalışmaları ve diplomatik faaliyetlerimiz de bunun içindir.
Yapılması şart olan bazı adımları açıklıkla paylaştık. Eş genel başkanımız bunları bir kez daha toparlayarak yanıt verdi. Günlerdir DEM Parti’ye linç etmeye kalkışanlar var. Günlerdir asıl tartışmamız gereken konunun odağını değiştirmek isteyenler var. Günlerdir DEM Parti’nin bu süreçteki kurucu siyasi aktör olma hâlinden rahatsızlık duyanlar var. Bu sebeple de bize dönük saldırılar var. Bunların tesadüf olduğuna bizi kimse inandıramaz. Bunun örgütlü ve organize bir aklın işlevi olduğunun farkındayız. Böyle şeyleri çok gördük, geçirdik. Herkes bilir ki bunlara pabuç bırakmayacak kadar deneyim sahibiyiz.
Süreç karşıtları var. Süreci eleştirenlerden bahsetmiyoruz; ancak “süreci eleştiriyoruz” diye kategorik karşıtlık yapanlar olduğunu görüyoruz. Sanki DEM Parti bir sürecin içinde olduğu için Türkiye’deki antidemokratik uygulamalarla ilgili yeterince mücadele etmiyormuşuz gibi davrananların da amacının ne olduğunu biliyoruz. Nefret suçlarıyla birlikte mücadele edeceğiz. İktidar, rant ve koltuk devşirmeye çalışan zihniyet bu defa kendini Meclis kürsüsünde gösterdi. İYİ Parti Genel Başkanı’nın partimizi ve milyonları hedef alan diliyle bir kez daha görüldü. Kan, ölüm ve hamasetten besleniyorlar. Zavallılar niye korkuyorlar? Çünkü tarihin çöp sepetine doğru yol almaya başladıklarının farkındalar. Kandan beslenen hiçbir siyasi parti bugüne kadar tabela partisi olarak bile kalamadı. O yüzden bunu görenler çırpınıyor; ancak bu son çırpınışları.
Komisyona Öcalan çağrısı
Komisyonun dinleme faaliyetlerini bitiriyor olmasına rağmen hâlâ Öcalan ile görüşmemiş olması, komisyonun yalnızca dinleme faaliyetleri açısından değil, genel işleyişi bakımından da bir çelişkidir; bunun giderilmesi gerekiyor. Aslında doğrudan Öcalan’ın dinlenmesi gerekiyor. “Olmazlar” üzerinden gitmek bu sürecin ne doğasına ne de ritmine uyuyor. Komisyon, bir şekilde Öcalan’ın görüşlerinin komisyona akmasının formülünü bulmak zorunda."