Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kendini devletten, üstün gören her kim varsa hepsinin de tepelerine bineceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sokak çeteleriyle, suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle mücadelemizi hukuk çerçevesinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Kendini devletten, kanundan ve toplumu var eden temel değerlerden üstün gören her kim varsa hepsinin de tepelerine bineceğiz. Türkiye’nin huzuruna kastedenler, devletimizin tüm güvenlik güçlerinin çelikten iradesiyle karşılaşacaklardır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Mezuniyet Töreni"ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimizde eğitim alan subay ve astsubaylarımızın mezuniyet merasimleri vesilesiyle, nicesiyle sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Sizlerin şahsında, ülkemizin dört bir yanında ve denizlerimizde yüksek vazife şuuru ile çalışan Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatımızın her bir mensubuna buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Aynı şekilde yurt içinde ve yurt dışında, devletimizin bekası, milletimizin huzuru için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan güvenlik güçlerimizin tamamına Rabbimden üstün başarılar niyaz ediyorum.

Sözlerimin başında, zorlu ve nitelikli bir eğitim sürecini başarıyla nihayete erdiren her bir genç kardeşimi canıgönülden tebrik ediyorum. Subay ve astsubaylarımızı, devletine sadakat, milletine muhabbet, bayrağına hürmet anlayışıyla eğiten hocalarımıza; tecrübeleriyle bu genç arkadaşlarımıza kılavuzluk eden tüm komutanlarımıza teşekkür ediyorum. Kalplerinde vatan ve millet sevgisi, gözlerinde ahlak, erdem ve cesaretin keskin ışıltısını taşıyan gençlerimizi yetiştiren anne babalarımızın hepsine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Yürekleri Türkiye için atan bu evlatlarımızın heyecanına ortak olmaktan, ayrı bir mutluluk duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum.

Bugün 881’i subay, 4.130’u astsubay olmak üzere 2024-2025 eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamlayan 5.011 kardeşimizi hep birlikte mezun ediyoruz. Aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerden gelerek akademide öğrenim gören 15 subayımızın mezuniyet heyecanına iştirak ediyoruz. Dereceye giren kardeşlerimiz başta olmak üzere mezuniyet diplomalarını alan 5.011 subay ve astsubayımızın her birini tebrik ediyorum.

Bugün, üniformalarını vakar, cesaret ve sorumlulukla birlikte kuşanan siz gençlerimizin tek tek alınlarından öpüyorum. Karşımdaki şu tablo, kararlılığın resmidir. Şu tablo, Türkiye’nin güvenlik duvarıdır. Şu tablo, yarınlarımız için bir söz, bugünümüz için bir güvencedir. Her birinizden, en az aileleriniz ve komutanlarınız kadar gurur duyuyorum. Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatımızın farklı birimlerinde, cennet vatanımızın dört bir yanında vazife üstlenecek subay ve astsubaylarımıza Mevla’dan başarılarla dolu bir meslek hayatı diliyorum. Hem ülkelerine hem kardeşliğimize çok önemli katkılar yapacaklarından emin olduğum 15 misafir subayımıza da başarı dileklerimi iletiyorum. Memleketlerine döndüklerinde, ailelerine ve mesai arkadaşlarına bizden selam götürmelerini kendilerinden bilhassa rica ediyorum.

Değerli misafirler, şunu öncelikle ve özellikle belirtmekte fayda görüyorum: Türkiye Cumhuriyeti, geçmişi ve geleneği olan bir devlettir. Bu aziz millet binlerce yıllık köklü, güçlü ve şerefli bir maziye sahiptir. Bizler Anadolu’ya dün gelmedik, tarih sahnesine de dün çıkmadık. Eserlerimizde, değerlerimizde, erdemlerimizde çok geniş bir coğrafyayı adım adım nakış nakış işledik. Asırlar boyunca barışın, huzurun, adaletin sancaktarı olduk. Ezan-ı Muhammediler gök kubbede ebediyen yankılansın, nazlı hilal şafaklar gibi dalgalansın diye gerektiğinde serden geçtik. Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu. Ufkumuzu karartmaya, hürriyetimizi elimizden almaya kalkanlar oldu. Kardeşliğimizi bozmaya, aramıza nifak duvarları örmeye yeltenenler oldu. Kimi zaman işgal ordularıyla bunu yapmaya çalıştılar, kimi zaman da ülkemizdeki maşalarını harekete geçirdiler. Önce 17-25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da, 40 yıl boyunca besleyip büyüttükleri militanlarını üzerimize saldırdılar. Hamdolsun, sarsılmaz bir iman ve iradeyle hepsini tek tek püskürttük. Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetine dört elle sahip çıktık. Son 23 yılda yaşadığımız nice saldırıda bir olduk, beraber olduk, sırt sırta verdik. Sonunda vatanımıza göz dikenleri hüsrana uğrattık.

Sevgili kardeşlerim, biliyorsunuz, dün tarihimizdeki iki önemli dönüm noktasının yıl dönümüydü. Tarih sayfalarına silinmez bir mürekkeple yazdığımız Malazgirt Zaferimizin 954. sene-i devriyesini gururla idrak ettik. Yine aynı gün, bağımsızlık irademizin simgesi olan Büyük Taarruz’un 103. yıl dönümünü iftiharla kutladık. İnşallah üç gün sonra, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 103. yılını coşkuyla kutlayacağız. Parlak zaferlerle dolu şanlı mazimizden aldığımız ilhamla istikbali inşa ediyoruz.

Şuraya özellikle dikkat etmenizi istiyorum: Biz, ülkemizdeki tek parti zihniyetinin temsilcileri gibi tarihimizi 100 sene önceden başlatmıyoruz. Tam tersine, tarihimizin tamamını baş tacı ediyoruz. Selçuklu ve Osmanlı ile Cumhuriyetimizi karşı karşıya getirmeye çalışan köksüzlere rağmen, Anadolu’daki 1000 yıllık varlığımızın bütün aşamalarını sahipleniyoruz. Şunu unutmayalım: Bir ağacın kökü ne kadar derinlere inerse, gövdesi de o kadar sağlam olur. Gövdesi ne kadar sağlamsa dalları da o derece geniş ve kuşatıcı olur. Biz hamdolsun, kökü de, gövdesi de, dalları da sapasağlam bir milletiz. Daha nice asırlar boyunca öz yurdumuzda özgürce yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımızı daha nice zaferlerle, nice destanlarla süsleyecek; gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye bırakacağız.

"Kendilerini dev aynasında gören zalimler mutlaka kaybedecek, rezil olup gideceklerdir"

Şu gerçeğin altını da özellikle çizmek isterim: Bugün Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler hepimizin yüreğini dağlıyor. Açlıktan karınları sırtlarına yapışmış masum yavruların görüntüleri, kalp taşıyan her canlı gibi bizim de içimizi kanatıyor. Sözde medeni dünyanın gözleri önünde mazlum bir halkın soykırıma uğraması karşısında hepimiz üzülüyoruz, hüzünleniyoruz. Siyonist cinayet şebekesinin katliamlarına bu kadar şımarıkça devam edebilmesi elbette hepimizi öfkelendiriyor. Ama biz, binlerce yıllık tecrübelerimiz ışığında şu hakikati çok iyi biliyoruz: Kendilerini dev aynasında gören zalimler mutlaka kaybedecek, rezil olup gideceklerdir. Masumların oluk oluk akan kanlarında, hiç şüphe yok ki o kanları dökenler de boğulacaktır. Cenabı Allah, zalimlerin hesabını yarına bırakır ama yanlarına bırakmaz. Her gün kameralar önünde kalleş kurşunların ve bombaların hedefi olan Filistinli kardeşlerimizin hesabı da eninde sonunda sorulacaktır.

Sevgili genç subay ve astsubaylarımız, sizler bu toprağın sessiz nöbetini tutan o muhteşem iradenin yeni neferlerisiniz. Bugün ailelerin gururu, hocalarınızın sevinci, milletin umudusunuz. Yarın karakolda bir amirin, denizde bir komutanın, sağda bir ekibin parçası olacaksınız. Meslek hayatınız süresince inşallah bu millete ve devlete aşkla hizmet edeceksiniz. Gecenin karanlığında bir kapı çalınırsa ışık siz olacaksınız. Denizin ortasında bir yardım çığlığı yükselirse imdada siz koşacaksınız. Sınırda dalgalanan bayrağın, yaylada rüzgarın, ovada toprağın diliyle konuşacaksınız.

Görüyorum ki aranızda çok sayıda kadın subay ve astsubayımız var. Cesaretin cinsiyeti olmaz, adanmışlığın ölçüsü olmaz. Kadın erkek hepinizin mensubu olduğunuz kurumu şanla, şerefle temsil edeceğinden hiçbir şüphe duymuyorum. Sizlerden şunu da hiçbir zaman unutmamanızı rica ediyorum: Şöhret geçici, şeref kalıcıdır. Yetki geçici, itibar kalıcıdır. Mevki geçici, iz kalıcıdır. Sizin göreviniz iz bırakmaktır. İyilikte, adalette, merhamette, devlete ve millete hizmette iz bırakmak… Her birinizin görevinizi bu şuurla yapacağına yürekten inanıyorum. Bu ocağın kültürü hakiki özgüven, sarsılmaz disiplin, sükunetli cesarettir. Sizden beklentimiz, bu üç değeri aynı anda, her şartta taşımanızdır. Buradaki her bir arkadaşımdan meslek hayatı boyunca bu değerlere sıkı sıkıya sarılmasını istiyorum. Hükümet olarak biz de, sizin vazifelerinizi en iyi şekilde yerine getirmeniz için gerekli imkanları sağlamaya devam edeceğiz.

"Türkiye’nin huzuruna kastedenler, devletimizin tüm güvenlik güçlerinin çelikten iradesiyle karşılaşacaklardır"

Özellikle sokak çeteleriyle, suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle mücadelemizi hukuk çerçevesinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Kendini devletten, kanundan ve toplumu var eden temel değerlerden üstün gören her kim varsa hepsinin de tepelerine bineceğiz. Türkiye’nin huzuruna kastedenler, devletimizin tüm güvenlik güçlerinin çelikten iradesiyle karşılaşacaklardır. Rabbim, şehit ve gazilerimizin emaneti bu aziz vatana hakkıyla sahip çıkabilmeyi hepimize nasip eylesin. Rabbim, ayağınıza taş değdirmesin, sizi her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun. Bu düşüncelerle, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimizden başarıyla mezun olan 5.011 subay ve astsubayımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Siz gençlerimizi yetiştiren ailelerimize, hocalarımıza, komutanlarımıza, şahsım ve milletim adına tekrar teşekkür ediyorum. Her birinizi tek tek alnınızdan öpüyor, aziz milletimiz adına hepinize güveniyor, hepinizi muhabbetle bağrıma basıyorum. Sağ olun, var olun. Allah’a emanet olun.”