Gündem

CHP lideri Özel: Biz terörün durmasını savunuyoruz, terörsüz Türkiye'ye "evet" diyoruz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı başlattığı mitinglerkapsamında Van'da yaptığı konuşmada, "Biz terörün durmasını savunuyoruz, terörsüz Türkiye'ye evet diyoruz Başta kayyım uygulamasının son bulmasını, siyasi tutsakların özgür kalmasını bekliyoruz Buna evet demeyen, bu sürecin dışındadır!" dedi.  

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanmasının ardından başlattığı mitinglerin bu haftaki durağı Van oldu. Genel Başkan Özel’in katılımıyla Kent Meydanı’nda miting gerçekleştirildi. 

Özel, şöyle konuştu:

"Geçmişte demokrasiden istifade edenler, bugün geldiği sandığı işlevsiz kılmaktadır. Bunun ilk örneği de son örneği de Van'dadır. 

Gündemde bir süreç, pek çok tartışma var. 'Kürt sorunu vardır' deyince birileri kızıyor ya, Kürt sorununun varlığını kabul etmeden çözeceklerini sanıyorlar ya, Kürt sorunu tam da budur! Manisa'da CHP'li belediye başkanı geçiyor yönetiyor, Osmaniye'de belediye başkanı seçiliyor, Van'a gelince, Diyarbakır'a gelince, Batman'a gelince, Mardin'e gelince 'siz belediye başkanı seçemezsiniz, seçerseniz de yönettirmeyiz' diyor. İşte sana Kürt sorunu! 

"Geçen dönem 49 belediyeye kayyım atadılar" 

Geçen dönem 49 belediyeye kayyım atadılar. Çeşitli dönemlerde145 kez Kürt'ün iadesine kayyım atadılar. Bizim de 3 belediyemize kayyım atadılar. Bunlardan biri Türkiye'nin en büyük ilçesi; Esenyurt'tan Ahmet Özer'dir, selam olsun... Ovacık'ta yapılan da Ahmet Özer'e yapılan da aynı şeydir. 

Ahmet Özer terörle ilişkilidir diyorlar. Suçu neymiş? Çözüme, barışa dair kitap yazmak... Geçen çözüm sürecinde, Abdullah Öcalan, Ahmet Özer'in adını vermiş, 'iyi bir akademisyen, katkısı olur' diye... 

Ahmet Özer'in suçu, Esenyurt'u bir Kürt olarak kazanmaktır; Kürt'ün iradesine de başarısına da tahammül yoktur! 

Ekrem Başkan'a, arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz. Tutuksuz yargılanmalıdır. Cesaretiniz varsa yargılama, TRT'den yayınlanmalıdır! Hodri meydan! Biz, meydanlarda sadece Ekrem Başkan'ı, CHP'lilerin özgürlüklerini değil; tüm siyasi tutsakların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Selahattin Demirtaş'ın özgürlüğünü de savunuyoruz. Selam olsun Selahattin Başkan'a! Hem Ekrem Başkan'ın, Ümit Özdağ'ın, tüm siyasi tutsakların özgürlüğünü savunuyoruz. Saraçhane'ye ilk çıktığımızda Zafer'li gençler de geldi DEM'i gençler de... Birisi Selahattin Başkan'ın, biri Ümit Başkan'ın özgürlüğünü alkışlıyordu. Ama yukarıda biri vardi, ikisinin de başkanını o aldı. İkisi de kaybediyor, hep o kazanıyordu. Bu oyunu bozmak için 'kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz' diye haykırdık.

Bugün adına bir şey koymadıkları, çözüm süreci bile demedikleri süreçle ilgili bir şey söyleyeyim. Sırrı Başkan gelip anlattığında, 'bunun adına ne diyeceğiz' dedim, 'bir adı yok' dedi. 'Geçen sefer denedik, uğraştık, başımıza da iş aştık... Geçen sefer önce çözüm sonra barış dedik olmadı; şimdi önce barış, sonra çözüm diyoruz' dedi... 'Sırrı Başkan, böyle olur mu, bu işin bir garantörü var mı' dedim; 'garantörü yok, garantörü sensin, benim, garantörü biziz, hiçbir çıkar beklemeden barışı savunanlar olacak bu sürecin garantörü' dedi.  

Terörün bitmesi, barışın gelmesi için atılan ve atılacak, samimi, pazarlığa yönelik olmayan her adımı destekledik ve destekleyeceğiz. Bu ülkenin tüm vatandaşları Cumhuriyet'in eşit hissedarlarıdır. 

Çanakkale'de Kürt ve Türk koyun koyuna yatıyor lafı metafor değildir. Bu konuda adım atmayanlar, senelerce karşısında duranlar, bir adım atınca biz onu mahçup edip tutarsızlığını hatırlatmak yerine atılan her adım kıymetlidir dedik. Biz Kürtlere bir devlet vadedeceğiz dedik, bunu kesip biçim yalana çevirdiler. 

"Biz terörün durmasını savunuyoruz" 

Biz terörün durmasını savunuyoruz, terörsüz Türkiye'ye evet diyoruz. Terör örgütünün silah bırakacak olmasıyla ilgili haberin bir an önce gelmesini, silahların bırakılmasını destekliyoruz. Birileri var olanı söyleyince kızsa da, Meclis'te bugün Kürtlerin kendini eşit hissetmediği her türlü yanlış, eksik uygulamaları düzeltecek yasal adımların beraber atılmasını, en başta kayyım uygulamasının son bulmasını, siyasi tutsakların özgür kalmasını bekliyoruz. Buna evet demeyen, bu sürecin dışındadır. Biz, terörün bitmesini canı gönülden savunanlarız. Bakalım siz bundan sonra ne yapacaksınız. Sırrı Başkan'a sözümüz var, bu süreç akamete uğrarsa da, bu sürecin sonunda yine bunlar bir kötülük yaparlarsa da, Kürtlere verdikleri sözleri tutmazlarsa da biz eninde sonunda iktidar olacağız, Kürt ve Türk'ün kardeşliğini savunacağız. Bize emanet...

Recep Tayyip Erdoğan, bugün bakan yardımcısı Akın Gürlek'i İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atadı, adaleti katlettiriyor. Adalet sarayında mahkeme mahkeme gezdirildi, nerede lazımsa oraya götürüldü. İstanbul İl Başkanımızı siyasetten men eden kararı da o aldı, Gezi davası, Kavala, Can Atalay... Bunları yaparken oradan Sırrı Süreyya Önder'i, geçen çözüm sürecinde, Nevruz 2013'te yaptığı konuşmadan ötürü hapse atan, 10 ay hapis yatıran, daha sonra AYM'nin hak ihlali verip de bozuğu kararı Akın Gürlek verirken, Sırrı Süreyya kürsüye gitti... 'Bana başka bir şeyden ceza ver' demiş. 'Bundan ceza verirsen barış sürecine ceza verirsin, insiyatif alacak siyasetçi bulamazsınız' dedim, 'inadına yaptı' diyor... 

Akın Gürlek, Demirtaş'ın 'her tarafı gülistana çevireceğiz' dediği konuşmasını, 'kabristan' demiş gibi 'ölümle tehdit ettin' diyor. Bu Akın Gürlek, verdiği bu karar, Demirtaş'ı içeriye atan ve ilk olarak içeride tutan, dayandıkları karar bu... Bir yandan yeni çözümü konuşup öbür tarafdan aynı celladı İstanbul'a koyup iradesine saldıranların samimi olmadıkları ortadadır. "