Mahkeme kararıyla görevden tedbiren uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında duruşmalı görülen davanın ilk duruşmasında 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, yapılan kayyum itirazını reddetti. Kararın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hukuki yolları kullanacaklarını ve hakime tazminat davası açacaklarını açıkladı.
Kararın hukuksuz olduğunu savunan Özel, şunları kaydetti:
"Bu karar bizim adımıza çok iyi bir karardır. İstinaf yolu açıldı. İnşallah bir gün birisi soracak; Bu kadar açık hukuk ihlalini nasıl yaptın? Delege iradesini gasp etmeye çalıştılar.
Bu hakime tazminat davası açacağız orası ayrı. Reddi hakim de talep edeceğiz. O mahkemede de muhatabımız bu hakim olmayacak. Tüm CHP'liler olacak hukuki olarak elimiz yakasındadır. İl kongresine icra memuru gönderdiler. Hepsini göreceğiz."
Ekrem İmamoğlu'nun 'bilirkişi' davası
Özgür Özel'in açıklamaları özetle şöyle:
Bugün ne vardı? Bugün bilirkişi davası vardı. Sekiz bin tane bilirkişiden Ekrem İmamoğlu'na gelince kurayla hep aynı bilirkişi çıkıyormuş ya milyarda bir ihtimal. Değerli vatandaşlarımız bilsin ki Ahmak davası, Çirkin davası, Satılmış davası nereden tutturabiliriz de Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı yapmayız davalarıdır.
Diplomasını iptal edenler diploma bir yerlerden geri dönerse bu davalardan birini tutturalım diyorlar. Çünkü öbür esas tutuklu bulunduğu davada daha iddianame yazacak takatları yok. Çünkü başta ortaya koydukları gizli tanıkların laflarını ispatlayamadılar. O yüzden böyle işlerle meşgul ediyorlar. 2 yıl ceza veririm, 3 yıl ceza veririm de onun adaylığına engel olur muyum diye. Bunun için buradaydık.
"Komisyon AK Parti'nin tapulu malı değildir"
Cumhuriyet Halk Partisi bu meseleler meclis çatısı altında görüşülmelidir dediği günden bugüne aynı fikri tutarlılık içindedir. Komisyon AK Parti'nin tapulu malı değildir. Komisyon Cumhur İttifakı'nın değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Dolayısıyla milletindir. Ben bilmiyor muyum? Biz komisyondan kalkalım diye her şeyi yaptıklarını. Biz kalkalım kendi beceriksizliklerini, kendi kötü niyetlerini kendi içlerindeki anlaşmazlığı Cumhuriyet Halk Partisi'ne fatura etsinler. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun bugün ifade ettiklerini ilk günden beri ben de komisyondaki üyelerimiz de söylüyor. Kardeşim çözüm diye geliyorsunuz. Barış diye geliyorsunuz. Hala kayyumlar var. Hala kent uzlaşısından tutuklular var. Halen daha AİHM kararlarına rağmen Kavala, Demirtaş Yüksekdağ AİHM kararına rağmen Atalay içeride. Hem bir yandan bir hukuk oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bir yandan mevcut hukuka en üst hukuk normumuz, toplum sözleşmemiz Anayasaya uymuyorsunuz. Bu çelişkiler AKP'nin cevaplaması gereken çelişkilerdir. Cumhuriyet Halk Partisi tutarlılık içinde doğru yerde durur. Kimsenin bunu suistimal etmesine izin vermez. "CHP'nin olduğu komisyondan değil olmadığı komisyondan korkun" demiştim. Anketlerde ben bu sözleri söylediğimde CHP'nin komisyonda bulunmasına olan destek şu an 3 katına çıkmış durumda. Çünkü millet CHP'nin orada bulunmasını kendisine güvence olarak da görüyor.
"Sumud filosunu için deniz kuvvetlerinin harekete geçirilmesi lazım"
Ve yine ısrarla Erdoğan'a bütün meselesinin Filistin meselesi olması gerektiğini Amerika ziyaretinde söylemiştim. Yine benim meclis kürsüsünde yaptığım çağrı ki bunu Sosyalist Enternasyonel'de de çok konuşuyoruz. İsrail uluslararası yarışmalarda olmasın. Buna bizimkiler susuyor. İspanya Dünya Kupası'na katılmama tehdidinde bulundu. Filo korunsun dedim. Sumud'u koruyun dedim. Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz Eyüp Sultan'da Sumud filosunu koruyun. İspanya ve İtalya, ki İtalya bugün bir takviye daha yaptı filoyu korumak için. Buradan Erdoğan'a bir kez daha sesleniyoruz. Sumud filosunu korumak için deniz kuvvetlerinin harekete geçirilmesi lazım. Bu cesaretin bütün ülkeler tarafından gösterilmesi durumunda İsrail zaten herhangi bir şey yapamayacak. Oradaki insanların canını korumak için İspanya'nın, İspanya, Filistin'den bahsediyoruz. İspanya sahip çıkıyor. İtalya sahip çıkıyor. Bizimkiler sessiz. Ta Akdeniz'in öbür ucundan kalkıp geliyorlar. Bizimkiler duruyor. Bizce ihtiyaç çok ama varsa sayın Meclis Başkanı yarın toplasın meclisi, verilmesi gereken bir yetki varsa verelim ve Sumud'un korunması gerekiyor. Öncelikle bunu söyleyeyim. Bunun dışında demiştim ki Erdoğan Amerika'ya gidiyor. Trump'la görüşmek istiyor. Trump'a karşısına geçsin Filistin'i savunsun. Netanyahu'ya kahraman deme kardeşim. Bu adam savaş suçlusu de. Artık Gazze'ye otel yapmaktan bahsetme. Çift devletli Birleşmiş Milletler çözümünün arkasında dur de. Bunları söyle. Amerika dönüşü havaalanında seni ben karşılayacağım dedim. Dün gördünüz. Öncesinde sonrasında ağzından bir tek kelime Filistin çıkmadı Trump'ın huzurunda. Filistin konusu açıldığında da Trump dedi ki "Konu çok önemli. Bunu konuşuyoruz. İsrail'in Filistin'in elinde tutsak bulunan askerlerini, esirlerini sağ salim kurtarmak istiyorum. Buna çalışmalıyız." Trump meseleyi burasından okuyor. Bizimkinin bu meselede ağzını açıp da bir kelime söylemiyor.
Trump-Erdoğan görüşmesi
Ey 'One Minute'ciler ne olduk? Erdoğan masadan kalkarken Trump masadan çıkmasına yardım ediyor diye tersinden Trump Erdoğan'ın altına sandalye çekiyor mandalye çekiyor. Bundan övünemezsiniz. Aklınızı başınıza toplayın. O görüşmede Boeing'in B'si var. O görüşmede Ruhban Okulu'nun R'si var. O görüşmede LNG'nin L'si var. Ama Gazze'nin G'si yok kardeşim. Hiç utanmıyor musunuz? Filistin'in F'si yok görüşmede. Bir de çıkmışlar efendim Erdoğan şöyle yaptı böyle yaptı. Ne dedim size? Ne dedim arkadaşlar? Dedim ki Junior Trump'la Trump'ın oğluyla Dolmabahçe'de görüştü. Görüşmüş mü? Görüşmüş. Trump'ın oğluna Boeing müjdesi verdi. Vermiş mi? Vermiş. Trump'ın oğluna eğer Amerika'ya kabul edilirse birçok taviz vereceğini söylemiştim. Vermiş mi? Vermiş. Ne oldu şimdi? Türkiye stratejik bir müttefikten yağlı bir müşteriye dönüştü.
Görüşme bitti. Günün sonunda elimizde ne var? Günün sonunda elimizde daha gitmeden kaldırdığımız gümrük vergileri var. Hatırlayın Amerika Trump döneminde, 2018'de Türkiye'ye demir çelikte dünyaya vergi %25, Türkiye'ye 50 kardeşim demişti. CAATSA döneminden sonraki süreçte Türkiye'ye %50 vergi koydum dedi. Bizimkiler Dünya Ticaret Örgütü'ne gidip şikayet ettiler ve misilleme olarak da Amerikan viskisine, Amerikan otomobiline, pirincine, Amerikan cevizine ve birçok ürüne zam yaptılar. Daha doğrusu vergilerini arttırdılar.
"Emekliye yok, asgari ücretliye yok! Trump'ın vergilerinden fedakarlık yaptı"
Bakın gidiyoruz görüşmeye. Trump daha bir şey indirmemiş. Bizimki vergilerin hepsini indirdi gitti. Masaya bir şey koy. Hediye paketi yapmış vergileri. Emekliye para yok, asgari ücret diye para yok. Trump'ın vergilerinden fedakarlık yaptı.
Botaş'ın Rusya ile anlaşması var. Terk etmenin müeyyideleri var. Görece Amerika'dan gemiyle LNG taşımaya göre düşük maliyet var. 50 milyar dolarlık sizden doğalgaz da alacağız. 300 dedim. 225'ini Türk Hava Yolları doğruladı. Amerika'da borsaya bilgiler veriyor. Boeing siparişi de tamam. Öbür taraftan nadir toprak elementleriyle ilgili çalışmalar Türkiye'den bu kıymetli ve Türkiye'nin geleceği için çok önemli elementlerin Trump'a peşkeş çekilmesi noktasında hazırlıklar tamam. Nükleer enerji işbirliği Türkiye'de olana itiraz ediliyor. Nükleer enerji işbirliği yapıyor. O da tamam. Heybeli Ada'da Ruhban Okulu meselesi var. O da tamam. Bunun yanında ne aldın oradan gelirken? Ne aldın?
"Meşruiyet alıyormuş"
Müjdelenen şeyi alıyor. Meşruiyet alıyormuş beyefendi. Diyor ki Büyükelçi böyle konuşuyor diyor. Daha Amerika'da Fox News tutuyor soruyor Amerika'da. Diyor ki Erdoğan'a "Ne diyeceksiniz burada Filistin'le ilgili? Trump, 'Filistin'deki İsrail Filistin savaşını çözeceğim' dedi." Çözemedi diyor. Bu kadar bak bu cümle. Bu cümleye Amerikan Dışişleri Bakanı çıkıyor. Dünya liderleri böyle konuşur. Gelirler 5 dakika görüşmek için sıraya girerler. Yalvarıyorlar bize. Erdoğan da bu hafta görüşecek diyerek aşağılıyor. Bunu yutuyorlar. Buna ne Ömer Çelik'ten bir cevap var ne TikTok'çu Hakan Paşa'dan. Susuyorlar bunu yutuyorlar. Sonra Amerika'ya gidiyor. Barrack, Türkiye'deki Amerikan Büyükelçisi diyor ki "Trump akıllı adam. Benim hiç aklıma gelmemişti. Erdoğan'a meşruiyet verelim. Her şey çok güzel olacak. Bizim için çok iyi bir noktaya gelecek." diyor.
"Meşruiyet milletten alınır. Seçime girersin, kazanırsın"
Bak sayı bitmiyor. 8 tane taviz almış. Karşısında ne vermiş arkadaşlar? Ne vermiş? Karşıda meşruiyet meşruiyet veriyormuş. Meşruiyet milletten alınır. Seçime girersin, kazanırsın, meşru seçilmiş iktidar olursun. Meşruiyet demokratik yönetimle sürer. İçeride antidemokratik davranışlar. Meşruiyet tartışmalı. Bir de daha görüşmenin başı. Meşruiyetin Habermas'a göre en önemli tanımı ne? Eşit ve adil seçimlerle seçilmiş olacaksın. Sonra da demokratik yöneteceksin.
Trump ilk neyi hatırlatıyor? Hileli seçimi en iyi bu bilir diyor. Yani diyor ki memleketinde meşruiyeti yok. Amerikan kamuoyunda da meşruiyeti yok. Sonra ona ona hani çocuk oyalar gibi Trump beni o kadar övsün. Yerin dibine girerim. Trump gibi bir menfaatçi bu kadar menfaati temin edip sonra dönüp dönüp iyi adam. Yani karşısında benim bakanlarım var bu memleketin bakanları. Zeki bunlar diyor. Akıllı bunlar. Keşke bu kadar akıllı olmasalar. Çocuk mu avutuyorsun? Her şeyi sen alacan sonra bana övgü düşecek. Ben de bu övüldüğüm için Türkiye'de bir avuç TMSF'den devletin kredileriyle alınmış kanallarda şak şakçılar diyecek ki küresel lider. Trump gibi adam bu kadar şeyi cebine koymuş. Müttefikten müşteri yaratmış. Yağlı müşteri.
Diyor ki akıllı adam süper lider ama lafın başında bak diyor sana meşruiyet vereceğim. Bu diyor bilir diyor hileli seçimi. En iyi bilir diyor. Demek ki seçiminde tartışma varsa meşruiyetin yok. Demokratik yönetmiyorsan meşruiyetin yok. Ama alırsan LNG'yi, alırsan Boeing'i, verirsen tavizi verirsen, yaparsan nükleer anlaşmayı verirsen, nadir elementleri adam sana ağzından meşruiyet veriyor. Barrack bile şaşırmış diyor ki benim hiç aklıma gelmemişti.
Bizim diyor Trump diyor buna meşruiyet verecek. Öl ki ölem... Trump mesela Erdoğan'a 40 Kırkpınar Başpehlivanlığı için altın kemer de verebilir. Çünkü güreşmeden veriyor.
"Sana altın kemer taktım. Çok güçlü bir pehlivansın" der Bunlar da yarın manşet atarlar. Başpehlivan Recep Tayyip Erdoğan. Trump'ın demesiyle oluyor mu? Aklınızı başınıza toplayın. Elde avuçta ne varsa vermişsiniz. Bir şey almadan gelmişsiniz. Ondan sonra da sevinip duruyorsunuz. Erdoğan'a dedim ya Filistin'i savunsun karşılayalım bilmem ne yapsın karşılayalım. Karşılayanlar avutsun bakalım Erdoğan'ı. Karşılayanlar avutsun. Buyurun.
Bahçeli'nin açıklamaları
(MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Rusya ve Çin ittifakı açıklaması) Vallahi, TRC İttifakı Türkiye Rusya Çin diyerek Erdoğan'a Amerika'da gittiğin kapı doğru kapı değil bir başka kapıya gitmelisin demişti. Erdoğan orada dediğim gibi safa yattı gitti orada görüşmeleri yaptı şimdi de şöyle bir dengeleme yapıyor. Sayın Bahçeli anladığım kadarıyla daha ne desin yani ne diyecek ittifak ortağına saçmaladın mı diyecek? Benim dediklerimi mi söyleyecek? Her şeyi aldım bir şey her şeyi verdin almadan geldin diyemiyor 'iki tarafa da bak' diyor.