Yüz binlerce insan, ekonomik istikrar ve refahın kalesi olarak kabul edilen Almanya'ya ulaşmayı hedefliyordu. Merkel, 31 Ağustos 2015'te "Wir schaffen das" yani "Bunu başarabiliriz" diyerek onları memnuniyetle karşıladı. Bu ifade, " Willkommenskultur" yani "hoş geldin kültürü" olarak bilinen daha geniş bir yaklaşımın simgesi haline geldi.
Ancak Almanya'nın hâlâ boğuştuğu bir miras var; aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi, göçmen karşıtı duyguların yarattığı dalganın üzerinde ülkenin en büyük muhalefet partisi haline geldi.
Sağdan gelen tehdidin farkında olan ve aynı CDU partisine liderlik etmesine rağmen Merkel'in göç politikalarına uzun süredir karşı çıkan Şansölye Friedrich Merz, bu yılın başlarında göreve geldikten sonra göç politikasında kapsamlı değişiklikler duyurdu. Bunlar arasında binlerce sınır muhafızının daha konuşlandırılması ve sınırda sığınmacıların geri çevrilmesi de vardı; bu adım daha sonra Berlin mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulundu. Merz, Temmuz ayındaki durum hakkında, "Bununla açıkça başa çıkamadık. Tam da bu yüzden durumu düzeltmeye çalışıyoruz," dedi.
Aşırı sağcı AfD eş başkanının paylaşımı
CNN'in haberine göre, Beşşar Esad rejimi 2024'ün sonunda Suriye'de çökerken, binlerce kişi kutlama için sokaklara döküldü. Bu durum, AfD eş başkanı Alice Weidel'e Almanya'daki Suriyelilere geri dönmeleri çağrısında bulunmak için bir fırsat daha verdi. Weidel, X'te yaptığı paylaşımda, "Almanya'da 'özgür Suriye'yi kutlayanların artık kaçmak için bir nedenleri kalmadığı açık. Derhal Suriye'ye dönmeliler." ifadelerini kullandı.
Önce Suriye sonra Ukrayna
Almanya Federal Göç ve Mülteciler Ofisi'ne (BAMF) göre, Ocak 2015 ile Aralık 2024 arasında çeşitli ülkelerden 2,6 milyon ilk kez sığınma başvurusu kaydedildi.
Başvuruların büyük çoğunluğu, uzun süredir devam eden iç çatışmaların yaşandığı Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşlarından geldi. Bu iki yıldaki başvuruların üçte birinden fazlası Suriyelilerden geldi. Rakamlar 2016'dan sonra düşüşe geçti ancak Rusya'nın Ukrayna'yı tam kapsamlı işgalinin ardından 2022'de yeniden önemli ölçüde arttı.
Göçmen karşıtlığı arttı
En azından kısmen Willkommenskultur'un bir sonucu olan milyonlarca iltica başvurusu, Almanya'da ve aynı zamanda Avrupa genelinde göçmen karşıtı duyguların önemli ölçüde artmasına katkıda bulundu. Alman uzmanlar CNN'e yaptığı açıklamada, Merkel dahil hiç kimsenin ülkeye giren insan sayısının bu kadar çok olmasına hazırlıklı olmadığını söyledi.
Merkel, bu ay Alman kamu yayın kuruluşu ARD tarafından yayınlanan bir belgeselde şöyle dedi: "Bunun büyük bir görev olduğunu fark ettim. Ve bunu yapabileceğimi söylemedim, yapabileceğimizi söyledim, çünkü ülkedeki insanların da (yardım etmesini) umuyordum."
Milyonlarca Alman göçmenleri memnuniyetle karşılarken, Willkommenskultur'un 2016'nın başında, Köln'de yılbaşı kutlamaları sırasında kadınlara yönelik daha önce görülmemiş bir cinsel saldırı dalgasıyla işler tersine döndü. Sorumlu göçmenler tutuldu. Sonuçta, aşırı sağcı AfD, 2013'teki kuruluşundan bu yana hızla yükselen bir performansla, bu yılın başlarında yapılan federal seçimlerde Almanya'nın en popüler ikinci partisi oldu.
ARD'nin Temmuz 2015'te yaptığı bir kamuoyu yoklaması, katılımcıların yalnızca %38'inin Almanya'nın daha az mülteci kabul etmesi gerektiğini düşündüğünü ortaya koydu. Aynı anketörlere göre, on yıl sonra bu oran %68'e yükseldi.
Almanya'ya geldiğinden beri ülkedeki havanın değiştiğini düşünen Suriyeli bir mülteci, "Politikacılar sürekli televizyona çıkıp insanları Suriye'ye veya Afganistan'a geri göndermek istediklerini söylüyorlar... Bence Almanya kendini büyük ölçüde değiştirdi ve kesinlikle bu ülkede artık mülteci istemiyorlar." "diyor...
