Faciada sorumluluğu bulunduğu iddia edilen bakanlık yetkilerinin yargılanmasının önü açıldı
Faciada sorumluluğu bulunduğu iddia edilen bakanlık yetkilerinin yargılanmasının önü açıldı
İçeriği Görüntüle

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in 8. sınıfa giden çocuğunu Ankara'da özel okula gönderdiği haberiyle ilgili olarak, "Gönderdiği okul ne kız-erkek ayrı ne de imam hatip. Karma eğitimle, zorunlu eğitimle derdi olan Bakan, kendi çocuğunu tam da bu değerlerle yetiştiren özel bir okula gönderiyor. Velilerin ve öğretmenlerin temizlik yapmak zorunda bırakıldığı, kalabalık dersliklerde, mesleki sömürü programlarında, imam hatip dayatmasıyla okuyan çocuklar ise görmezden geliniyor. Şaşırdık mı? Hayır." açıklaması yaptı.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Özbay, Birgün gazetesinin "Bakan Tekin’in çocuğu için tercihi: Özel okul" başlıklı haberini alıntılayarak, Bakan Tekin'i eleştirdi. X hesabından açıklama yapan Kadem Özbay, "Bakın etrafınıza: Kalabalık sınıfların olduğu hangi okulda iktidar temsilcisinin, ortağının, bürokratın çocuğu var?" ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:

"Milli Eğitim Bakanı, kendi çocuğunu temizlik personeli, güvenliği, sağlığı, laboratuvarı, yüzme havuzu, yemekhanesi ve sadece bir öğün değil; sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ara atıştırmalıkları olan özel okula gönderiyor.

Milyonlarca öğrencinin gittiği devlet okulları ise bakımsız bırakılıyor. Yönetici koltukları tarikat ve parti referansıyla dolduruluyor, müfredat çağdışılıkla kuşatılıyor, bir öğün yemek ve temiz su bile çok görülüyor. Bu tabloyu savunan Bakan, bununla da kalmayıp özel okullara mahkûm ettiği, atamasını yapmadığı öğretmene hakaret ediyor; kamuoyuna “devlet okulları çok iyi” diye ahkâm kesiyor.

Gönderdiği okul ne kız-erkek ayrı ne de imam hatip. Karma eğitimle, zorunlu eğitimle derdi olan Bakan, kendi çocuğunu tam da bu değerlerle yetiştiren özel bir okula gönderiyor. Velilerin ve öğretmenlerin temizlik yapmak zorunda bırakıldığı, kalabalık dersliklerde, mesleki sömürü programlarında, imam hatip dayatmasıyla okuyan çocuklar ise görmezden geliniyor. Şaşırdık mı? Hayır.

Bakın etrafınıza: Kalabalık sınıfların olduğu hangi okulda iktidar temsilcisinin, ortağının, bürokratın çocuğu var? Kamunun kaynakları öğrencinin hakkına değil; özel okullara, proje imam hatiplere, tarikat kurslarına akıtılıyor. MESLEK eğitimi adı altında çocuklarımız ucuz işçiliğe mahkûm ediliyor.

Kendi çocuklarına sunduklarını, toplumun çocuklarına hak görmeyen; onların hakkını gasp eden, mahrum bırakan, mahkûm eden, mağdur eden bir anlayışla karşı karşıyayız.

Cumhuriyet’in kurduğu eşitlikçi ve kamucu eğitim anlayışı tasfiye edilirken, emekçi çocuklarına yoksulluk ve geleceksizlik dayatılıyor. Eğitimle ticaret yan yana gelmez; eğitim, devletin sorumluluğudur.

Cumhuriyet’in mirası açıktır: Eşit, parasız, laik ve bilimsel eğitim tüm yurttaşların hakkıdır."

Kaynak: İGF