Trump ile Musk tartıştı, Tesla hisseleri değer kaybetti Trump ile Musk tartıştı, Tesla hisseleri değer kaybetti

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş suikastine ilişkin Ateş ailesinin avukatları Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Ateş ailesi hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma ve yargılama kararlarının alınmasını talep etti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş suikastine ilişkin aralarında eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ın da bulunduğu 22 kişi hakkında, ''kasten öldürme'' ve ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçlarından yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı vermişti. Ateş’in ailesinin avukatlarının bu karara yönelik itiraz da reddedilmişti. 

Bu karar üzerine Sinan Ateş'in ailesi avukatları aracılığıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, 22 şüpheli bakımından dosya üzerindeki gizlilik kararının hukuka aykırı olarak sürdürüldüğü ve delillere ulaşılmasına engel olunduğu ifade edildi. Başvuruda, “Yeni delilleri de ihtiva eden itirazlarımız Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kesin olmak üzere verdiği itirazın reddi kararı neticesinde sona eren soruşturma sürecine karşı başvurulabilecek başka hukuki yol kalmamıştır” denildi.

Yaşama hakkı, adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı, gerekçeli karar hakkı, silahların eşitliği ilkesi, etkili başvuru hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bulunulan başvuruda, “Şiddet tehdidi altındaki bireyleri korumamak yükümlülüğü ihlal edilmiştir. Hayati risk taşıyan ortamlarda gerekli önlemler bildirim ve başvurulara rağmen alınmadı. Suikast etkili bir şekilde soruşturulmadı” ifadelerine yer verildi.

Yaşam hakkının ihlaline ilişkin Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları üyeleri tarafından pek çok kez tehdit edilmesi üzerine bulunduğu şikayetlerin sonuçsuz bırakıldığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

“Yargı makamlarının takipsizlik kararları ile dış dünyaya yansıttığı eylemsizlikleri ve ihmalkarlıkları yüzünden bu suikast bağıra bağıra gelmiş, tehditlerin ne derece gerçekçi olduğu Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesi üzerine telafisi mümkün olmaz şekilde anlaşılmıştır. Aşırı milliyetçi bir siyasi grubun provokasyonu ile köpürttüğü olayların neticesinde öldürülen Sinan Ateş'in bu grup tarafından sistematik ve bilinçli olarak hedef haline getirildiği açıktır. Nitekim bu suçun hazırlığından açık biçimde haberdar olan, eyleme iştirakçi olan güvenlik güçlerinin bunu önlemeye dönük hiçbir önlem almadıkları gibi delil karartma ve şüpheli kayırmaya yönelik eylemler içine girdikleri de tüm kamuoyu tarafından bilinmekte ve bu suçun işlenmesi kapsamında dosyaları tefrik edilen bir kısım emniyet mensubu sanığın yargılaması istinaf aşamasındaki Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosya ve aynı dosyadan tefrik edilen bir kısım sanık açısından ise Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyalar üzerinden sürmektedir.” 

"Bizzat emniyet güçleri eliyle deliller karartılmıştır"

Etkin soruşturma yükümlülüğünün ihlali konusunda ise başvuruda "Yargılaması sürmekte olan sanıklardan Tolgahan Demirbaş'ın, soruşturma dosyası şüphelilerinden dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un yanında, onun himayesi altındayken yakalanmış olmasına karşın, mevcut tutanaklar tahrif edilmek ve yeni tutanaklar tanzim edilmek sureti ile bizzat emniyet güçleri eliyle deliller karartılmıştır.” denildi.

Başvuruda adil yargılanma hakkının da ihlal edildiği belirtilerek, şunlar belirtildi:

“Olayın azmettiricisi konumunda olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Tolgahan Demirbaş'ın Sinan Ateş ile ilgili elde ettiği tüm bilgi, belgeleri aktardığı kişi konumunda bulunan Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve yine azmettirici olduğu ileri sürülen sanık Tolgahan Demirbaş'ı evinde saklayarak polislere teslim etmekten kaçınan dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un ifadelerine dahi başvurulmamış, bu siyasi isimlerin baz bilgileri, HTS ve PTS kayıtları alınmadığı gibi telefonları incelenmemiştir. Hal böyle olunca olay siyasi kimlikten çıkarılarak adi bir cinayetmiş gibi kamuoyuna algısı oluşturulmaya çaba gösterilmiştir. Ancak toplum tarafından bu kabul görmemiş, yargıya ve adalete olan güveni bir kez daha sarsmıştır. Yani yargı organları ve siyasi güçlerin yaratmaya çalıştığı algının aksine toplumun ezici çoğunluğu Sinan Ateş'in siyasi suikaste kurban gittiğini düşünmekte ve bilmektedir.”

"İtiraz dilekçelerimizin sonuçları tebliğ olunmuyor"

Başvuruda, etkili başvuru hakkının da ihlal edildiği kaydedilerek, “Savcılık nezdinde tarafımızca yapılan ve imzalanmak suretiyle sunulan itiraz dilekçelerimizin sonuçları da tarafımıza tebliğ olunmayarak yaptığımız itirazların neticesini takip etme imkanımız elimizden alınmıştır. Nitekim hukuk sisteminin sürelere tabi olduğu düşünüldüğünde bu yöndeki eylemlerin hak ihlallerini doğurabileceği kuvvetle muhtemeldir" denildi.

Editör: TE Bilisim