Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Ankara Gar alanında Ankara Medipol Üniversitesi'ne tahsis edilen bina ve alanla ilgili açtıkları davada bilirkişilerin 'kamu yararı yoktur' raporu verildi. Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin rapora rağmen davayı reddetmesinin ardından itiraz edilen Ankara 5. İdare Mahkemesi, red kararı kaldırıldı ve dava konusu plan iptal edildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın kurucusu olduğu TESA Vakfı tarafından plan değişikliğinden üç ay önce kurulmuş olan Ankara Medipol Üniversitesi'ne tahsis edilen alanla ilgili kararı Ankara 5. İdare Mahkemesi iptal kararı verdi.

Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:

"Şehir hastaneleri politikasının "kamu garantileriyle" yüksek kamu kaynaklarının sermayeye aktarılması ve sağlık hizmetlerinin yandaş şirketler lehine özelleştirilmesi projesi olduğu açıktır. Buna ek olarak, diğer kıymetli kamu arazileri de özel hastane yatırımları adı altında sermaye gruplarına peşkeş çekilmektedir. AKP iktidarı boyunca hızla büyüyen Medipol ise, Unkapanı`ndaki Tekel Binası, Kadıköy`deki SGK arazisi, Kavacık`taki Karayolları arazisi, Atatürk Orman Çiftliği arazisi, Kadıköy`deki okul arazileri üzerinde de tahsisler marifeti ile özel hastaneler inşa etmektedir. Bu alanlardan biri ise Ankara`da TCDD Gar Sahası olarak bilinen alandır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı`nca 06.08.2018 tarihinde ilan edilen "Altındağ İlçesi, Eti Mahallesi, 29216 ada 2 ve 19 parseller ile Çankaya İlçesi, Eti Mahallesi 29216 ada 10, 11, 12, 16 parsellere ilişkin hazırlanan 1/5000 Ölçekli Nazım ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği" ile TCDD Gar Sahası olarak bilinen alan, "Özel Üniversite Alanı"na dönüştürülmüştür. Cumhuriyetin simge mekanı olan alan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın kurucusu olduğu TESA Vakfı tarafından plan değişikliğinden üç ay önce kurulmuş olan Ankara Medipol Üniversitesi`ne tahsis edilmiştir.

Söz konusu plan değişikliğinin iptaline yönelik açmış olduğumuz, Ankara 9. İdare Mahkemesince görülen dava kapsamında hazırlanan Bilirkişi Raporunda özetle;

  • Kamu mülkiyetinde bulunan Gar sahasının vakıf mülkiyetine terki ile bölgede gerçekleştirilecek tüm hizmetlerin "bir bedel karşılığında" alınabileceği ve bu nedenle "özelleştirilmiş alan statüsüne" dönüştürüldüğü,
  • Plan değişikliğini gerektiren teknik ve bilimsel gerekçelerin net bir biçimde ortaya konulmadığı, parsel ölçeğinde müdahalenin yerleşimlerin her türlü ihtiyacını gözeterek hazırlanması gereken nazım imar planı anlayışıyla uyuşmadığı,
  • Alanın 10 yılda 3 defa (2008, 2016, 2018) planlamaya konu olduğu belirtilerek mükerrer plan yapılması durumunun kamu kaynaklarının akılcı kullanılmayarak, parsel düzeyinde yapılan değişikliklerin bütüncül planlama, kamu yararı ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu,
  • Şehir Hastaneleri politikaları kapsamında, alanın yakınında bulunan birçok hastane taşınmışken, alanın "özel hastane kullanımı"na ayrılmasının kamu yararına aykırı olduğu,
  • İmar planlarında sosyal ve teknik altyapının iyileştirilmesi esas iken, rekreasyon ve zeminaltı otopark alanı kullanımının kaldırılarak "özel üniversite alanı" kullanımının oluşturulmasının plan bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozan nitelikte olduğu,
  • Alanda yoğunluk arttırıcı kullanımların ön görülmesinin (E:1.50, Yençok: 35.50 m) tescilli tarihi ve kültürel dokunun korunmasını olumsuz etkileyerek kent kimliğini bozacağı,
  • Planlama alanının %20`sinde "Ticaret Alanı" kullanımının getirilmesinin kentsel teknik altyapı sorunlarına yol açarak yaya ve taşıt trafik yükünü artıracağı,
  • Alanın üst ölçekli planlarda "açık yeşil alanlar-kentsel ve bölgesel parklar" ile "demiryolu/hızlı tren kullanımı"nda yer aldığı ve plan değişikliği kararlarının hiçbir üst ölçekli plan kararıyla uyuşmadığı,
  • Gar Sahasına ilişkin proje ile birlikte dava konusu parsellerin yakın çevresinde konumlanan Merkez Ankara Projesi`nin tamamlanması akabinde halihazırda Hipodrom caddesinde devam eden ulaşım yükünde ciddi oranda artış göstereceği

tespitleri yer almıştır. Bu gerekçeler Mahkeme Heyetince "hükme esas alınabilecek nitelikte" bulunmuştur. Ankara 9. İdare Mahkemesi 14.04.2021 tarih ve 2021/718 sayılı kararında da bu gerekçelere yer vermiştir. Ancak Bilirkişi Raporundaki gerekçelere rağmen;

  • "Üstün kamu yararı" ilkesinin gözetilmesi zorunluluğu,
  • Plan değişikliği ile getirilen yeni yapılaşma koşullarının eğitim hizmetleri sunumunu sınırlandırmaması bakımından üstün kamu yararı taşıdığı,
  • Yükseköğretime ve topluma yapacağı katkılarla kamu yararının en belirginleştiği kullanımlardan biri olan üniversite alanı oluşturulmasına yönelik dava konusu planda şehircilik planlama ilkelerine aykırılık görülmediği gibi, getirdiği işlevle de üstün kamu yararı bulunduğu anlaşılmakta,"

denilerek davamız Mahkeme tarafından reddedilmiştir.

Üstün Kamu Yararı, Mahkemeden Döndü. Şehir Plancıları Kazandı!

Tarafımızca itiraz edilen bu ret kararı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi tarafından 2022/668 sayılı kararında, Bilirkişi Raporunu esas alıp, özetle;

  • Alanın Ankara şehri için tarihsel niteliğine haiz bir alan özelliği taşıdığı,
  • Planlamaya konu edilebilmesinin, ancak tarihi dokunun korunması amacına yönelik olarak mümkün olabileceği,
  • Bu özelliği göz ardı edilerek, yeni bir tren istasyon kompleksinin hizmete açılmış olmasının, alanda planlama yapılmasına tek başına gerekçe oluşturmasının kabulüne olanak bulunmadığı,
  • Eski gar binasının amacı sona ermiş olsa bile, alan içerisindeki tescilli yapılarda müze, sergi salonu gibi kullanımlara yer verilerek, tüm Ankara halkına hizmet edecek kamusal özelliğinin devam ettirildiği,
  • "Özel Üniversite" kullanımı çerçevesinde öngörülen hastane kompleksinin, çevredeki sağlık kuruluşları ile şehir hastanelerinin kurulma amacı da göz önünde bulundurulduğunda, bu tarihi niteliğe haiz bölgede yer almasının gerekçelerinin ihtiyaç analizeleri de oluşturulmak suretiyle, somut ve nesnel olarak ortaya konulmadığı,
  • Öngörülen kullanım kararı ile yapılaşma yoğunluğu sonucunda, alanın niteliği ve özelliğinin ne şekilde devam edebileceği ile tescilli yapıların nasıl korunabileceğine esas araştırmalar ve incelemelerin dava konusu imar planları çerçevesinde yerine getirilmediği,
  • Halihazırda, bölgede ciddi trafik problemleri mevcut iken, planlanan kullanım ile öngörülen yapılaşmanın trafiğe getireceği ek yükün ne şekilde kontrol edileceğinin yeterince analiz edilmediği anlaşılmaktadır."

denilerek, "Özel Üniversite Alanı" kullanımının, getirilme gerekçeleri, alandaki tarihi dokuya etkisi ile trafiğe getireceği ek yüke yönelik yeterince analiz veri ve incelemeye dayanmaksızın tesis edildiği dava konusu imar planlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış, davamızın reddi yolundaki karar kaldırılmış ve dava konusu plan iptal edilmiştir.

Şehir hastanelerini meşrulaştırmak uğruna kentin içerisinde hizmet veren hastanelerin kapatılmasının ardından, böylesi bir işlevsel dönüşümün gerçekleştirilmesi tutarsız ve kamu yararına aykırı kentleşme politikalarının en somut temsilidir. "

Editör: Ömür Ünver