CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ve TİP Sözcüsü Sera Kadıgil Gezi Parkı protestolarına katılanlara "sürtük" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gezi eylemcileri için kullandığı "sürtük" ifadesine dava açıldı. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ve TİP Sözcüsü Sera Kadıgil Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında “Hakaret” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamalarıyla suç duyurusunda bulundu. Sera Kadıgil, suç duyurusu öncesi TİP'li kadınlar ile birlikte bir açıklama yaptı. CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Gezi Parkı protestolarına katılanlara "sürtük" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Adliyesi'ne giderek suç duyurusunda bulunan Sevda Erdan Kılıç, yazılı bir açıklama yaptı. Kılıç, "20 yılın sonunda, artık yapılacak ilk seçimde tıpış tıpış gideceğini anlamış olacak ki ve bundan dolayı da şirazesi o kadar kaymış olmalı ki artık yalanın dışında hakarete ve küfre başvuruyor. Ama merak etmesin bu küfrün yargıda mutlaka bir cezası olacak…" ifadelerini kullandı. Bugün Türkiye İşçi Partili Kadınlar olarak dilekçe sunmak amacıyla adliyeye geldik diyen Sera Kadıgil, "Akın Gürlek gibi bir karakterin Adalet Bakanı Yardımcısı olarak atanabildiği bir ülkede arkasında saray yazan bir binadan ne bekliyor olabilirsiniz?’ diye sorabilirsiniz." dedi. CHP Milletvekili Sevda Erdan Kılıç'ın açıklamaları şöyle:

"Şirazesi o kadar kaymış olmalı ki artık yalanın dışında hakarete ve küfre başvuruyor"

Daha önce Gezi direnişi ile ilgili birçok yalanına, dolanına şahit olmuştuk, duymuştuk ama doğrusu böyle bir kelime kullanabileceğini düşünememiştik. 20 yılın sonunda, artık yapılacak ilk seçimde tıpış tıpış gideceğini anlamış olacak ki ve bundan dolayı da şirazesi o kadar kaymış olmalı ki artık yalanın dışında hakarete ve küfre başvuruyor. Ama merak etmesin bu küfrün yargıda mutlaka bir cezası olacak… Şimdi olmasa bile ilk seçimde iktidara gelecek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında olacak. En küçük eleştiride bile başta partimiz olmak üzere muhalefete, muhalefet milletvekillerine ve sözcülerine hapis ve para cezaları yağdıran yargınızın ne kadar bağımsız ve tarafsız olduğunu göreceğiz. Dün, Gezi yargılanırken AKP’nin kayığına binen hakimler, bugün halka küfürler eden, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçlarını işleyen taraflı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı hukukun gerekliliklerini yerine getirmezlerse vatandaşın gözünde aynı suçları işlemiş olurlar.

"Cumhurbaşkanı bir kez daha bu ülkenin en büyük sorununun kendisi olduğunu göstermiştir”

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan ailesinin TÜRGEV ve Ensar vakıfları üzerinden ABD'deki paravan bir vakfa 1 milyar lira aktardığı ve kaçacağı iddiasında bulunduğu açıklamasını yayınlayan Tele1, KRT, Flash ve Halk TV’ye para cezası kesen RTÜK’ün Erdoğan’ın konuşmasını yayınlayan kanalları incelemesi gerekiyor. RTÜK’ü bir an önce görevini yapmaya davet ediyorum. Yandaş medya gibi bu küfrü görmemezlik yapmasın. Görev yaptığı süre boyunca vatandaşlar hakkında en çok dava açan Cumhurbaşkanı olan AKP Genel Başkanı, bu kelimeyi partisinin grup toplantı salonunda değil de hemen yanındaki TBMM Genel Kurulu Salonu’nda milletvekili olarak kürsüde söylemiş olsaydı ne olurdu? Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 161. maddesi uyarınca, Meclis’ten geçici olarak çıkarılma cezasına çarptırılırdı ve cezası boyunca da Genel Kurul, komisyon, Başkanlık Divanı ve Danışma Kurulu çalışmalarına katılamazdı. Ama o kelime Genel Kurul salonu yerine hemen yanı başındaki AKP Grup Salonu’nda söylendiği için partisinin milletvekilleri tarafından alkışlandı. Milletimizin birliğini ve bütünlüğünü temsil etmesi gereken Cumhurbaşkanı bir kez daha bu ülkenin en büyük sorununun kendisi olduğunu göstermiştir.” TİP Milletvekili ve Sözcüsü Sera Kadıgil'in suç duyurusundan önceki açıklamaları şöyle:

"Akın Gürlek gibi bir karakterin Adalet Bakanı Yardımcısı olarak atanabildiği bir ülkede arkasında saray yazan bir binadan ne bekliyor olabilirsiniz?"

"Hepimiz çok sinirliyiz; tüm Türkiye’deki kadınlar, LGBTİ+’lar, erkekler olarak, bu Saray Rejimi’nin faşizmine maruz kalan herkes gibi biz de çok sinirliyiz. Bugün Türkiye İşçi Partili Kadınlar olarak dilekçe sunmak amacıyla adliyeye geldik. Elimdeki dilekçeyi birazdan Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edeceğiz. Akın Gürlek gibi bir karakterin Adalet Bakanı Yardımcısı olarak atanabildiği bir ülkede arkasında saray yazan bir binadan ne bekliyor olabilirsiniz?’ diye sorabilirsiniz. Bizler bu devranın böyle gitmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu dosyaların çok yakın takipçisi olacağız. Yandaş savcılar, hâkimler ret kararları verebilir, suçluları koruyup, kollayıp masum insanları hapse tıkabilir ama unutmayın ki yargı sistemi her zaman yazılı devam eder ve bu ay değilse bir daha ki ay, bu yıl değilse bir dahaki yıl bu halka edilen hakaretlerin hepsi ilgililerinden tek tek sorulacak.

"Siyasetçi kılığına girmiş provokatör varsa bu ülkede adı Recep Tayyip Erdoğan’dır"

AKP Genel Başkanı sıfatı taşıyan zatın isminin önünde aynı zamanda Cumhurbaşkanı da yazıyor. Dün çıktı AKP grup toplantısında hepimize akıl almaz hakaretlerde bulundu. “Siyasetçi kılığına girmiş provokatör” demiş, siyasetçi kılığına girmiş provokatör varsa bu ülkede adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. “Edepsizlik yapan, densizlik yapan, terbiyesizlik yapan” demiş bizlere, 2 cümle sonra Gezi eylemlerine katılanların ne sürtüklüklerini bıraktı ne çürüklüklerini ne teröristliklerini bıraktı. Yani kimin edepsizlik yaptığını, kimin densizlik yaptığını, kimin terbiyesizlikten beslendiğini de sanıyorum kendi konuşması içerisinde kendine yine en iyi cevabı o verdi.

"Çünkü kadınlar kalacak, Recep Tayyip Erdoğan ve saray karanlığı gidecek"

Ben o seviyeye inmeyeceğim, utanırım ben o seviyeye inmeye. Çıkıp bu halka ‘sürtük’ diyemeyiz, herhangi bir aklı başında siyasetçi de bunu diyemez. Biz bugün sırf bu sebeple buradayız, yanımda Türkiye İşçi Partisi’nden kadın arkadaşlarım var. Şunu çok iyi biliyoruz, bu yalnızca kadınlara değil, Gezi’ye katılmış tüm kadınlara, LGBTİ+’lara, erkeklere, tüm insanlara yapılmış açık bir hakarettir. Bu kadar cinsiyetçi kelimeler seçilmesinin de boş olmadığını çok iyi biliyoruz. Her faşist iktidar gibi iktidarın da bir numaralı hedefinde kadınların olduğunu çok iyi biliyoruz. Ama susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Küfürlerine, terbiyesizliklerine pabuç bırakmıyoruz, bir adım bile geri adım atmıyoruz. Çünkü kadınlar kalacak, Recep Tayyip Erdoğan ve saray karanlığı gidecek."
Editör: Ömür Ünver